Nuran Çakmakçı

Özel okullar zeka testiyle öğrenci seçemeyecek… Bakan Tekin Hürriyet’e konuştu

10 Ağustos 2023
- Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki değişikle özel okullar artık eskiden olduğu gibi enflasyon oranında ücret artışı yapabilecek. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, değişiklikle birlikte özel okullarda kayıt ve nakil işlemleri sırasında öğrenci seçimi için zekâ testi uygulaması yapılamayacağını da söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe ilişkin değerlendirmede bulundu. Tekin, sektör temsilcileri ile yaptıkları görüşmeler sonrasında tespit edilen sorunların çözümü için Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik yapma gereği hissettiklerini söyledi. “Yaptığımız bu değişikliğin tüm eğitim camiamıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” diyen Bakan Tekin, düzenlemelerle ilgili şunları ifade etti:

ZAM ÜFE VE TÜFE’YE GÖRE “Yeni düzenlemeyle veliler ile özel öğretim kurumları arasında anlaşmazlık konusu olan eğitim öğretim ücretleri artışında geçmişe dönüldü. Okullarda eğitim kademesinin başlangıcını oluşturan ilkokul 1, ortaokul 1 ve lise 1 gibi sınıfların kayıtlarında ücret belirlenirken, bu sınıflarda bir önceki eğitim öğretim yılında uygulanmış olan ücret baz alınacak ve artış o ücret üzerinden yapılacak. Okula ara sınıflardan devam eden öğrencilerin eğitim ücreti belirlenirken de öğrenci kayıt sözleşmesinde belirlenen ücret dikkate alınacak. Özel öğretim kurumlarının ücretleri belirlenirken bir önceki yılın ÜFE ve TÜFE oranlarının ortalaması baz alınarak üst sınır tespit edilecek.

KAYITTAKİ PROBLEMLERYönetmelik kapsamında çözüme kavuşturduğumuz bir diğer konu özel okullar ve kurslardaki kontenjan, çalışma takvimi, çalışma saati, öğrenci ve kursiyer kayıt işlemlerinde yaşanan problemler oldu. Ayrıca, pedagojik açıdan sorunlu bir alan olarak bilinen kayıt ve nakil işlemlerinde okulların zekâ testi ve benzeri uygulamaların sonuçlarına göre öğrenci seçme uygulaması da bundan böyle yapılamayacak.

5 YILLIĞINA GEÇİCİ NAKİLDepreme karşı sağlam ve dayanıklı bina bulmak güç. Depremden etkilenen okulların ve bu okullarda öğrenim gören öğrencilerin mağduriyetini gidermek amacıyla aynı kurucuya ait birden fazla okulun aynı binada açılabilmesi ile depreme karşı sağlam ve dayanıklı olmadığı tespit edilen özel öğretim kurumlarının 5 yıl süreyle geçici nakil yapabilmelerine olanak sağladık. Yapılan düzenlemeler ile öğrenciler daha güvenli ortamlarda eğitim alacaklar.”

12 BİN ÖZEL OKULDA 170 BİN ÖĞRETMENBakan Tekin, “Yönetmelikteki düzenlemeyle çok önemli önlemler aldık” diyerek şöyle devam etti:

“Bu düzenlemeye bağlı olarak izinsiz faaliyet gösteren yerler ve buralarda çalışan eğitimci niteliğinden uzak kişilerin öğrencilerle irtibat kurmasına fırsat vermeyeceğiz. Bakanlığımız bünyesindeki özel kurumlar, öğrencilerimiz için güvenli ortamlar sunarken buralarda görev yapan öğretmenlerimiz alanında uzman, pedagojik açıdan gerekli tüm yeterliliklere sahip kişilerdir. Bakanlığımıza bağlı olarak faaliyet gösteren yaklaşık 12 bin özel okulda 170 bini öğretmen olmak üzere 200 bini aşkın personelimiz görev yapıyor. Bu eğitim kurumlarımız kamudan önemli bir yük aldıkları gibi öğrencilerimiz için de bir takım imkân ve fırsatlar ortaya koyuyorlar.

Yazının Devamını Oku

Özel okullar zeka testiyle öğrenci seçemeyecek… Bakan Tekin Hürriyet’e konuştu

29 Temmuz 2023
- Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki değişikle özel okullar artık eskiden olduğu gibi enflasyon oranında ücret artışı yapabilecek. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, değişiklikle birlikte özel okullarda kayıt ve nakil işlemleri sırasında öğrenci seçimi için zekâ testi uygulaması yapılamayacağını da söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, MEB Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe ilişkin değerlendirmede bulundu. Tekin, sektör temsilcileri ile yaptıkları görüşmeler sonrasında tespit edilen sorunların çözümü için Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik yapma gereği hissettiklerini söyledi. “Yaptığımız bu değişikliğin tüm eğitim camiamıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” diyen Bakan Tekin, düzenlemelerle ilgili şunları ifade etti:

ZAM ÜFE VE TÜFE’YE GÖRE “Yeni düzenlemeyle veliler ile özel öğretim kurumları arasında anlaşmazlık konusu olan eğitim öğretim ücretleri artışında geçmişe dönüldü. Okullarda eğitim kademesinin başlangıcını oluşturan ilkokul 1, ortaokul 1 ve lise 1 gibi sınıfların kayıtlarında ücret belirlenirken, bu sınıflarda bir önceki eğitim öğretim yılında uygulanmış olan ücret baz alınacak ve artış o ücret üzerinden yapılacak. Okula ara sınıflardan devam eden öğrencilerin eğitim ücreti belirlenirken de öğrenci kayıt sözleşmesinde belirlenen ücret dikkate alınacak. Özel öğretim kurumlarının ücretleri belirlenirken bir önceki yılın ÜFE ve TÜFE oranlarının ortalaması baz alınarak üst sınır tespit edilecek.

KAYITTAKİ PROBLEMLERYönetmelik kapsamında çözüme kavuşturduğumuz bir diğer konu özel okullar ve kurslardaki kontenjan, çalışma takvimi, çalışma saati, öğrenci ve kursiyer kayıt işlemlerinde yaşanan problemler oldu. Ayrıca, pedagojik açıdan sorunlu bir alan olarak bilinen kayıt ve nakil işlemlerinde okulların zekâ testi ve benzeri uygulamaların sonuçlarına göre öğrenci seçme uygulaması da bundan böyle yapılamayacak.

5 YILLIĞINA GEÇİCİ NAKİLDepreme karşı sağlam ve dayanıklı bina bulmak güç. Depremden etkilenen okulların ve bu okullarda öğrenim gören öğrencilerin mağduriyetini gidermek amacıyla aynı kurucuya ait birden fazla okulun aynı binada açılabilmesi ile depreme karşı sağlam ve dayanıklı olmadığı tespit edilen özel öğretim kurumlarının 5 yıl süreyle geçici nakil yapabilmelerine olanak sağladık. Yapılan düzenlemeler ile öğrenciler daha güvenli ortamlarda eğitim alacaklar.”

12 BİN ÖZEL OKULDA 170 BİN ÖĞRETMENBakan Tekin, “Yönetmelikteki düzenlemeyle çok önemli önlemler aldık” diyerek şöyle devam etti:

“Bu düzenlemeye bağlı olarak izinsiz faaliyet gösteren yerler ve buralarda çalışan eğitimci niteliğinden uzak kişilerin öğrencilerle irtibat kurmasına fırsat vermeyeceğiz. Bakanlığımız bünyesindeki özel kurumlar, öğrencilerimiz için güvenli ortamlar sunarken buralarda görev yapan öğretmenlerimiz alanında uzman, pedagojik açıdan gerekli tüm yeterliliklere sahip kişilerdir. Bakanlığımıza bağlı olarak faaliyet gösteren yaklaşık 12 bin özel okulda 170 bini öğretmen olmak üzere 200 bini aşkın personelimiz görev yapıyor. Bu eğitim kurumlarımız kamudan önemli bir yük aldıkları gibi öğrencilerimiz için de bir takım imkân ve fırsatlar ortaya koyuyorlar.

Yazının Devamını Oku

2 milyon 995 bin adayın girdiği YKS’de 100 bin sıfırcı

22 Temmuz 2023
Ölçme, Seçme, Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından düzenlenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları önceki gün açıklandı. 3 milyondan fazla adayın başvurduğu sınavda sıfır çekenlerin sayısı 100 bin 271 oldu. Eğitim uzmanı Salim Ünsal sınava giren 100 bin 271 adayın, puanı hesaplanacak kadar net yapamadığını söyledi.

2022 YKS’ye başvuran 3 milyon 234 bin adayın 3 milyon 8 bini sınava katılmış ve 226 bin 829 aday başvurduğu halde sınava girmemişti. Bu yıl 3 milyon 527 bin adayın başvurusuyla ÖSYS tarihinde bir rekor yaşanmasına rağmen sınava bunlardan 2 milyon 995 bini katıldı. Yani katılım kaçağı 532 bin 44 oldu. Özetle başvuru yapan her 100 adayın geçen yıl 93’ü sınava girmişken bu yıl oran yüzde 85’e indi. Bu yıl sıfır çeken aday sayısı da rekor kırdı. Eğitim uzmanı Salim Ünsal, açıklanan YKS verilerinin ardından sınava giren 100 bin adayın, puanı hesaplanacak kadar net yapamadığını söyledi. Geçen yıl sınava giren 3 milyon 8 bin adaydan 2 milyon 911 bin adayın puanı hesaplanmış, 96 bin 518 aday TYT’de sıfır çekmişti. Bu yıl yine TYT’de Türkçe ya da matematik testinden yarım net yapamadan sıfır çeken aday sayısı 100 bin 271 oldu.  

BU YILKİ SINAV 2022 YKS’YE BENZİYOR

Salim Ünsal, bu yılki YKS’nin tüm verilerini inceleyip adaylara şu önerilerde bulundu: “2023 YKS’nin puanları 2022 YKS’yle büyük ölçüde benzerlik gösteriyor. Bu da testlerin ortalama ve standart sapma değerlerinde anlamlı bir değişikliğin yaşanmadığını ve küçük farklılıklarla 2022’ye benzer bir tablonun oluştuğunu gösteriyor. Sıralamalar tabii ki çok önemli. Zira adaylar tercihlerini puanlar üzerinden değil, sıralamalar üzerinden yapıyor. Puan benzerliği eğer sıralama benzerliği ile dengedeyse o zaman puanlar bir tercih parametresi olarak kullanılabilir ama burada aynı benzerliği yakalamak elbette olası değil.

DİLDE SIRALAMA KAYBI DEVAM EDİYOR

Sıralamalarda ise spektrumun tamamında 2022 ile bir benzerlik elbette söz konusu değil. Ancak çok uzak olduğunu da söyleyemeyiz. İlk 50 bin bölgesinde TYT, sayısal ve sözel 2022 ile dengeli bir dağılım içindeyken eşit ağırlık alanında 2023 sıraları daha iyi bir durumda. Burada en kritik gerileme dil puan türünde yaşanmış durumda. Bunda başvuru sayısının yüzde 100 artmasının etkisi var. İlk 300 binlik bölgede TYT ve sayısal alanda sıralamada bir miktar gerilemenin olduğunu görüyoruz. Sözelde fark yine az ve dengede. Eşit ağırlıkta ise yine 2023 sonuçları çok daha avantajlı. Dilde sıralama kaybı devam ediyor. 1 milyonluk bölgeye geldiğimizde ise TYT ve sayısal alanda sıralama kaybı yine ön dilimlerde olduğu oranda yaşanmışken sözelde denge durumu devam ediyor ve eşit ağırlıkta da 2022 ile büyük benzerlikler görülüyor. Puan türleri itibariyle en keyifli puan türünün EA, en sıkıntılı puan türünün ise Yabancı Dil olduğunu, onu TYT’nin izlediğini belirtebilirim. Eşit Ağırlıklı öğrenciler Edebiyat-Sosyal Bilimler-1 testi sayesinde bu yıl sıralamada daha iyi yer edinmeyi başarmışlar. 2022’de 11.25 olan Ed.Sos-1 ortalaması bu yıl 8.80’e düşünce 1 sorunun puan ve sıralama değeri artmış.

12 BİN KONTENJAN LİSANSA

Yazının Devamını Oku

LGS’de zorlu yolculuk başladı! ‘İyi bir okul’ için tercih tüyoları

8 Temmuz 2023
- Bu yıl 562 adayın tam puan aldığı LGS’de öğrenciler ve veliler ikinci zorlu aşamaya girdi. Sınavın nispeten kolay olmasıyla yüksek puanlarda yığılmanın yaşanması, tercih yarışını da bir hayli güçleştirdi. Eğitim uzmanı Salim Ünsal ve TÖZOK Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Cem Gülan, bir adım öne geçebilmek için tercihleri yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı, önemli ipuçları verdi...

BU yıl çocuğu liseye girecek aileleri zor ve uzun bir süreç bekliyor demiştim zamanında. Aslında çocukları 9’uncu sınıfa başlayacak aileler için yaz her zaman sıcaktır. Ama bu yıl üst puanlarda yığılma çok fazla. Zaten 562 adayın tam puan alması da üst puanlarda nasıl bir yığılma olduğunu gösteriyor. Özel okullarda bu sene özellikle ön kayıtlarda rekor başvuru oldu. Ancak sıra asil liste kayıtlarını yapmaya gelince beklenenin tersi yaşandı. İtalyan Lisesi’nin rekor puan ilanı kuşkusuz yıla damgasını vurdu. Öğrenci ve velilerin kafası karışık. Çünkü sınavın nispeten kolay ve puanların yüksek olması hayal edilen okulların puanlarını da arttırdı. Bu konuyu nasıl değerlendirdiğini eğitim uzmanı Salim Ünsal’a sordum: İşte cevabı: “Listelerdeki eşit puanlı adayların çok sayıda olması ve eleme kriterleri olan OBP, yıl sonu başarı puanı, devamsızlık hatta doğum tarihi gibi seçeneklerin devreye girmesi, devlet okulu seçecek velilerin tedirginliğini bir kat daha arttırıyor. Zira çok sayıda öğrenci ve veli devlet liselerinde de benzer puan yığılmalarının yaşanmasından endişe ediyor.


Salim Ünsal

YEDEKLER UMUT KESMESİN

Tercihlerde şansı arttırabilmenin ve bir okula yerleşmeyi kolaylaştırmanın yolları da var. Öncelikle özel okul yedek listelerine girmeyi başaran ama kayıt hakkı kazanabilir miyiz tedirginliğini yaşayan öğrenci ve veliler için bir öneride bulunayım. Özel okulların asil listesindeki öğrenci sayısı ile yedek listeye girenler arasında genel olarak 1’e 3 oranının olduğu görülüyor. Örneğin asil listesinde 100 öğrenci almayı planlayan bir okulun yedek listesinde 300 öğrenci bulunabiliyor. Yedek listenin bu denli uzun olması asil kayıt hakkı kazanan çok sayıda adayın resmi kaydı gerçekleştirmeyip başka seçenekleri deneyeceklerinin de bir göstergesi. Bu nedenle yedek listenin ön sıralarında olanlar için asil listeye girme şansı doğabilir. Bazen bu şans yedek listenin ortalarını bile geçebilir. Eğer o listenin son sıralarındaysanız farklı arayışlara girmenizi ve süreci çok fazla beklememenizi öneririz.

İSTEK SIRANIZA GÖRE...

Devlet okullarında tercih yaparken okul lokasyonlarını mutlaka göz önünde bulundurmalı ve çocuklarınızın 4 hatta hazırlık varsa 5 yıl boyunca ulaşım sorununu düşünmelisiniz. Listenizi belirledikten sonra okulların hangisini üste hangisini alta yazacağınız konusu da bir soru işareti. Puan ya da dilime bakarak yüksekten düşüğe doğru bir sıralama yapmak zorunda değilsiniz. İstek sıranızın ve gönlünüzün sesini dinlemelisiniz. Puan veya dilimi daha yüksek diye daha az istediğiniz bir okulu daha çok istediğiniz okulun üstüne yazmayın. Yerleşme şansınızı arttıracak bir diğer unsur da listenize aldığınız 10 okulun tamamının birbirine yakın dilimde olmaması. Listenize puan dilimi olarak genişlik kattığınızda şansınızı son derece yükseltmiş olursunuz.”

Yazının Devamını Oku

Berkeley’li Türk profesörden ‘iyi olma’ yolları

1 Temmuz 2023
Berkeley Üniversitesi’nden Prof. Dr. Özge Hacıfazlıoğlu ile öğrencilerin ve eğitimcilerin geleceğe nasıl hazırlanması gerektiğini konuştuk. Başarılı akademisyen, hem çocuklara hem de öğretmenlere altın niteliğinde tavsiyelerde bulunurken, pandemi ve deprem gibi travmaları atlatmanın yollarını da anlattı.

Prof. Dr. Özge Hacıfazlıoğlu, Berkeley Üniversitesi (University of California Berkeley) Eğitim Fakültesi’nde kadrolu akademisyen. Yükseköğretim liderliği konusunda uzun yıllara dayanan araştırmaları var. 2021 yılında misafir profesör olarak başladığı Berkeley Üniversitesi’nde şimdi okul yöneticileri, öğretmen ve öğrenciler için önemli çalışmalar yapıyor. “Eğitimcilerin sorunları görev yapılan ülkeye ve bölgeye göre değişiklik gösterse de birçok benzerlikleri var. Bu da bana şaşırtıcı gelmiyor. Hepimizin öncelikli konusu ailelerin ve çocukların yaşamında fark yaratmak” diyen Hacıfazlıoğlu ile Berkeley deneyimlerinin yanı sıra çocukların ve öğretmenlerin geleceğe nasıl hazırlanması gerektiğini konuştuk:

‘BİZ GÜÇLÜYÜZ ATLATIRIZ’ DEMEYİN

“Türkiye’deki eğitimciler olarak yılmazlık becerilerinin geliştirilmesi ve psikolojik sağlamlık konusunda deneyimliyiz. Ancak ‘biz güçlüyüz, bunu da atlatırız’ derken kendini unutan ve iyi olma farkındalığını kaybeden eğitimcilerimizin sayısı da azımsanamayacak kadar fazla. Kaliforniya’da okula başladığında hafta sonu ödev verilmediğini öğrenince ilköğretim öğrencisi oğlumun gözlerindeki mutluluğu görmeliydiniz. Buraya geldikten sonra geçen 1.5 yıllık süreçte ödev baskısı ve telaşı olmadan çocuklarımızın gelişiminin yaşamla iç içe nasıl sağlanabileceğini deneyimleyen eğitimci bir anne olarak ödev konusunu mercek altına almamız gerektiğini düşünüyorum.

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARA ÖZEL İLGİ

Kaliforniya’da özel gereksinimli çocuklara geniş bir yelpazede destek sunulmasını çok anlamlı buluyorum. IEP (Individualised Educational Program) özel eğitim gereksinimi olan çocuklar için kurgulanıyor. Bu kapsamda okula verilen eyalet desteği okullardaki işleyişin etkili olmasında rol oynuyor. Farklı ülkelerden gelen çocuklara sunulan dil desteğiyle de benzer şekilde küçük yaşlarda dil edinimini akademik olarak destekleniyor. Okul sonrası sunulan okuma, matematik ve fen koçluğu programlarının ne kadar etkili olduğunu gördüm. Bu programlar, kesinlikle sınava hazırlama amaçlı değil; yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik tasarlanmış. Veli temsilcilerimin bölgelerin eğitim komisyonlarında yer alarak çocukların ihtiyaçlarını dile getirmeleri, bölgelere ve okullara ayrılan bütçeler konusunda görüş bildirmeleri, sistem liderliği konusunda ebeveynlerin de aktif rol aldığını gösteriyor.

DİKKAT EKSİKLİĞİNE NASIL YAKLAŞMALI

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) konusunda okullarda gerçekleştirilen uygulamaları çok anlamlı buluyorum. Bu kapsamda olup da destek verilen çocuklar okula daha kolay uyum sağlıyor. Özellikle eyalet sınavlarında bu çocukların bir mentor öğretmen eşliğinde ayrı bir odada sınava alınmaları sınav baskısının en aza indirilmesi açısından önemli. Türkiye’de farklı alanlarda yetenekleri olan pek çok çocuğumuz sınav baskısı nedeniyle kendilerini başarısız ve yetersiz görebiliyor. Ciddi anlamda bunu sorgulamalıyız. Özellikle de aileler çocuklarının potansiyelini keşfetmek yerine bir nevi mahalle baskısı altında onlardan sınava dayalı bir performans beklentisine giriyor ve hatta bunu kendi başarıları olarak görebiliyor.

HAYATIMIZI DENGELEMELİYİZ

Yazının Devamını Oku

Dünyada oyunla eğitim yaygınlaşıyor: Öğrenmenin en eğlenceli yolu

24 Haziran 2023
Amerika’da 43 bin öğrenci, 800 öğretmen ve 500’ün üzerine okulda uygulanan ‘Games for Change’ Eğitim Programı İstanbul’da tanıtıldı. 20 yıl önce bir grup oyun tasarımcısı ile eğitimci tarafından oluşturulan ve uzun zamandır sınıflarda kullanılan programın öğretici yanının eğlenceden daha ağır bastığı belirtiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye’deki Diplomatik Temsilciliği’nin 2 ülke toplumuna ortak fayda sağlamak amacıyla inovasyon ve teknolojiyi geliştiren projelerinden biri olan Games for Change Eğitim Programı, geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki okullarda tanıtıldı. ABD’deki okullarda ve müzelerde yapılan eğitim uygulamalarını eğitimcilere aktarmak üzere İstanbul’a gelen programın Direktörü Arana Shapiro, video oyunlarının eğitim ve sosyal etki amaçlı olarak kullanılması konusunda değerli bilgiler verdi. Shapiro’ya oyun temelli öğrenme metotlarını ve yararlarını sordum: 

YETİŞKİNLERE DE UYGUN

- Oyun temelli öğrenme nedir?

Oyun temelli öğrenme, bir  tasarımın geleneksel öğrenme ortamında kullanılmasıdır. İyi bir oyun, insanı oyun ortamına o kadar etkili biçimde çeker ki, zaman, mekan ve sorumluluklardan oluşan gerçek dünya kısa süreliğine kaybolur. Oyun tasarımcıları muhteşem bir etkileşim alanı yaratır. Oyunlar; öğrencileri sorgu ve geri bildirim temelli, karmaşık sorun alanlarına sokabiliyor. Bu alana bir kez girdikten sonra da öğrenci süreç boyunca aktif olarak derin öğrenmeyle meşgul oluyor, sorunlara yaratıcı çözümler getiriyor ve dayanıklılığını  artıyor.

- En uygun yaş grubu hangisi?

Aslında tüm yaş gruplarına hatta yetişkinlere bile uygun. Ama Games for Change olarak, ortaokul ve lise öğrencilerine odaklanıyoruz. Çünkü bu dönem, en azından ABD’de öğrencilerin etkileşimi bırakma eğilimi gösterdiği bir dönem oluyor. Üstelik katılımı bir kere bıraktılar mı onları tekrar okulla etkileşime geçmeye sevk etmek çok zor. Daha küçük öğrencilerde ise oyun oynama sınıfta değer gören bir durum. Ama çocuklar büyüdükçe oynama eğilimi kaybolmaya başlıyor. 

-

Yazının Devamını Oku

Dünyada oyunla eğitim yaygınlaşıyor: Öğrenmenin en eğlenceli yolu

17 Haziran 2023
Amerika’da 43 bin öğrenci, 800 öğretmen ve 500’ün üzerine okulda uygulanan ‘Games for Change’ Eğitim Programı İstanbul’da tanıtıldı. 20 yıl önce bir grup oyun tasarımcısı ile eğitimci tarafından oluşturulan ve uzun zamandır sınıflarda kullanılan programın öğretici yanının eğlenceden daha ağır bastığı belirtiliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye’deki Diplomatik Temsilciliği’nin 2 ülke toplumuna ortak fayda sağlamak amacıyla inovasyon ve teknolojiyi geliştiren projelerinden biri olan Games for Change Eğitim Programı, geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki okullarda tanıtıldı. ABD’deki okullarda ve müzelerde yapılan eğitim uygulamalarını eğitimcilere aktarmak üzere İstanbul’a gelen programın Direktörü Arana Shapiro, video oyunlarının eğitim ve sosyal etki amaçlı olarak kullanılması konusunda değerli bilgiler verdi. Shapiro’ya oyun temelli öğrenme metotlarını ve yararlarını sordum: 

YETİŞKİNLERE DE UYGUN

- Oyun temelli öğrenme nedir?

Oyun temelli öğrenme, bir  tasarımın geleneksel öğrenme ortamında kullanılmasıdır. İyi bir oyun, insanı oyun ortamına o kadar etkili biçimde çeker ki, zaman, mekan ve sorumluluklardan oluşan gerçek dünya kısa süreliğine kaybolur. Oyun tasarımcıları muhteşem bir etkileşim alanı yaratır. Oyunlar; öğrencileri sorgu ve geri bildirim temelli, karmaşık sorun alanlarına sokabiliyor. Bu alana bir kez girdikten sonra da öğrenci süreç boyunca aktif olarak derin öğrenmeyle meşgul oluyor, sorunlara yaratıcı çözümler getiriyor ve dayanıklılığını  artıyor.

- En uygun yaş grubu hangisi?

Aslında tüm yaş gruplarına hatta yetişkinlere bile uygun. Ama Games for Change olarak, ortaokul ve lise öğrencilerine odaklanıyoruz. Çünkü bu dönem, en azından ABD’de öğrencilerin etkileşimi bırakma eğilimi gösterdiği bir dönem oluyor. Üstelik katılımı bir kere bıraktılar mı onları tekrar okulla etkileşime geçmeye sevk etmek çok zor. Daha küçük öğrencilerde ise oyun oynama sınıfta değer gören bir durum. Ama çocuklar büyüdükçe oynama eğilimi kaybolmaya başlıyor. 

-

Yazının Devamını Oku

YKS için adaylara ve ailelere son hafta tavsiyeleri

10 Haziran 2023
Önümüzdeki hafta bugün ve yarın, yani 17-18 Haziran’da 3.5 milyondan fazla aday bir üniversitenin kapısından girmek için yarışacak.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) bir hafta kala uzmanlar hem adaylara hem de ailelere çok önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu...

ADAYLARA

KÜÇÜK AYRINTILAR BÜYÜK FARK YARATIR

Bilfen Liseleri Sınav Grubu Yöneticisi Sebahat Başusta:

- SON DÖNEMEÇTESİNİZ: 9’uncu sınıftan itibaren 4 yıldır hazırlanmakta olduğunuz YKS hazırlık sürecinde son günlerinizi nasıl değerlendireceğiniz, sınav sonucunun belirlenmesinde büyük rol oynayacak. Bu nedenle, çalışmalarınızı en verimli şekilde planlayın. 12’nci sınıfın ikinci dönem kazanımlarının olmayışı çalışma anlamında bir avantaj sağlarken bunun bir sıralama sınavı olduğunu göz önünde bulundurarak küçük ayrıntıların büyük farklar yaratacağını bilmenizde fayda var. Konulara ve kazanımlara tam hâkim olmak için AYT’de konu çalışarak soru çözün, TYT’de ise hem süre kontrolü hem bölümler arası geçişi daha rahat sağlayabilmek açısından bolca test yapın. Maratonun son dönemecini iyi değerlendirenler hedeflerine ulaşır.

-

Yazının Devamını Oku