2020 yılında başlayan ve iki yıl süren pandemi sosyal statüsü ne olursa olsun her yaş gurubundan tüm insanları etkiledi. Ancak çocuklar ve gençlerin yaşadığı kayıplar ülkelerin geleceği açısında büyük önem taşıyor. Dünya Bankası Gelişmekte Olan Ülkeler Baş Ekonomisti Norbert Schady, işte bu döneme yönelik yakın zamanda yaptıkları araştırmadan çıkan sonuçlara göre, yaşanan kaybın ülkelerin geleceğini gölgeler nitelikte olduğunu açıkladı. Bu çarpıcı açıklamaya temel oluşturan raporu Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş ile konuştuk. Baltaş, “Önümüzde iklim şoku, savaş, kıtlık gibi yaşanması sürpriz olmayacak krizler bulunuyor. Birleşmiş Milletler’in tanımladığı 55 afet türünün 21 tanesi ülkemiz için geçerli. Bu nedenle afetlerin felakete dönüşmemesi için bütün ülkelerin pandemiden öğrendiklerini gelecekte kullanmak için hazırlık yapması gerek” diyerek başladı ve bu konudaki görüşlerini şöyle sıraladı:
3 KRİTİK BASAMAK
“Pandeminin tüm dünyada çocuk ve gençlerin gelişimine çok ciddi zarar verdiği görülüyor. Çünkü insan sermayesi birikime dayanır ve dönemler halinde gelişir. Bir sonraki aşama, bir önceki dönemin üzerine inşa edilir. İnsan sermayesinin oluştuğu dönemde, doğumdan beş yaşına kadar olan süre, 6–14 yaş ve 15-24 yaş olmak üzere, üç kritik hayat basamağı var. İlk beş yaş dönemini de üç yaş altı ve üstü olarak ikiye ayırmak gerekir. Pandemi döneminde ilk üç yaş içinde gerekli olan aşıların yapılması önemli ölçüde aksadı. Sağlıklı gelişim için gerekli olan beslenme de aksadı. Orta gelir düzeyindeki ülkelerde (OGDÜ) zaten yetersiz olan hizmetlerde sorun yaşandı, okul öncesi eğitim uzun süre durdu. Bu da çocuklara verilmesi gereken hizmetlerin durması veya ciddi düzeyde yavaşlamasına dolayısıyla bu yaş grubunun ilerde bedelini ödeyeceği ölçüde zarar görmesine neden oldu.
4 İŞLEMİ UNUTTULAR
Pandemi döneminde gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık 1 milyar çocuk bir yıl veya daha fazla süreyle eğitimden yoksun kaldı. Ülkeler okuldan uzak geçen süreyi telafi etmek için çeşitli girişimlerde bulundu. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve üniversiteler uzaktan eğitim konusunda var olan imkânlarını seferber ettiler ama ağ ortamına ulaşım, akıllı telefon veya tablet sayısının sınırlı olması, öğretmenlerin ve öğrencilerin bu tür bir uygulamaya hazırlıklı olmaması nedeniyle istenen sonuç elde edilemedi. Gerçekçi olmak gerekirse, hibrit veya uzaktan eğitim konusundaki bütün gayretlere rağmen, pandemi döneminde çocukların kazanımı sınırlı kalırken bildiklerini de unuttular. Örneğin, 7-8 yaşında toplama ve çıkartmayı öğrenen çocuk, öğrendiklerini unuttuğu için, iki yıl sonra bölme ve çarpmayı öğrenmesi imkansız hale geldi.
Darüşşafaka mezunu olan merhum Fikret Yüksel, önce İTÜ, daha sonra da MIT (Massachusetts Institute of Technology) ve Harvard’a devam etti. İnşaat ve maden mühendisliği alanlarında okudu. Türkiye ve Amerika’da birçok mühendislik projesinde yer aldı. Alaska Boru Hattı’nın tasarımında önemli görevlerde bulundu. Hayatının ilerleyen yıllarında mühendislikten emekli olunca da kızı Susan Burchard’la konut renovasyonu ve ticareti işine girdi. Beraber Seattle’da Yüksel Inc’i kurdular ve büyüttüler.
BİRİKTİRDİĞİ TÜM PARA
Fikret Yüksel, 2001’de hayata veda etmeden önce Darüşşafaka öğrencileri öncelikli olmak üzere Türk öğrencilere destek vermesi amacıyla Fikret Yüksel Vakfı’nı kurdu. Sonra da iş yaşamı boyunca biriktirdiği 9 milyon dolarlık kişisel servetinin tamamının ölümünden sonra kurduğu vakfa devredilmesini vasiyet etti.
Bugün Fikret Yüksel Vakfı’nın başında kızı Susan Burchard ve damadı Gary Burchard var. Oğulları Alex ve vakfın ilk lehtarlarından Ayşe Selçok da çalışanlar arasında. Vakıf, Yüksel Inc’in kazançlarıyla finanse ediliyor.
BAŞARISINI GÖRÜNCE...
Susan Burchard, oğlu Alex’in Amerika’da bir robot yarışmasındaki başarısını ve bu yarışmanın onun üzerindeki etkisini görünce, 2008 yılında Türk takımlarını FIRST Robotics Competition’da desteklemeye başladı. 2015’te de ülkemizde ilk Off-Season turnuvasını yaptı. 2018’den itibaren resmi FIRST Robotics Competition turnuvalarını Türkiye’de yapıyor. O günden beri yüzlerce genç robot yarışmasında yeteneklerini sergiliyor.
Kahramanmaraş depremi sonrası ikinci dönemde okulların açılması ertelenmişti. Depremin etkilediği 10 il de dahil olmak üzere tüm ülkede iki hafta okullar tatil edilmiş, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, afet bölgesindeki illerde okulların kademeli olarak açılacağını açıklamıştı. Bakan Özer, son olarak yaptığı açıklamada da, “27 Mart Pazartesi günü afet bölgesindeki dört ilimizde kademeli olarak eğitime başlıyoruz. Evlatlarımızı okullarında öğretmenleri ve akranlarıyla buluşturmaya devam ediyoruz” diyerek şunları söylemişti:
3 AŞAMALI EĞİTİM PLANI
“Çadırlarda, konteynerlerde ve prefabrik okullarda öğrencilerimizi öğretmenleriyle buluşturduk ve ilk etapta çocuklarımızın depremin olumsuz etkilerini, bu travmayı sağlıklı bir şekilde atlatmaları için gece gündüz demeden bütün arkadaşlarımızla sahada çalıştık. Bilindiği gibi afetin yaşandığı on ilde eğitim öğretim süreçlerini üç aşamada planladık. Birinci kategoride yer alan Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da 1 Mart; ikinci kategoride yer alan Adana, Gaziantep ve Osmaniye’de 13 Mart’ta eğitim öğretimi başlattık. Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da ise eğitim öğretim 27 Mart tarihi itibarıyla kademeli olarak başlayacak.”
TATİLDEN VAZGEÇMİYORUZ
Bölgede bir yandan okullar açılıp eğitim yaşamı yavaş yavaş normale döndürülmeye çalışılırken öğrenci ve veliler ise ara tatilin ne zaman yapılacağını merak ediyor. Okulların ikinci dönem açılış tarihinin gecikmesi nedeniyle 17-24 Nisan arasındaki ikinci ara tatilin olup olmayacağı merak ediliyordu.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e bu durumu sordum. Bakan Özer, ara tatilin yapılacağını, şu anda bunun kaldırılmasının gündemde olmadığını hatta öğretmenlerin de ara tatilde idari izinli sayılacağını açıkladı.
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen büyük deprem felaketi sonrasında bölgede yaşayan çocuklar ve gençler için birçok sivil toplum kuruluşu harekete geçti. Eğitim vakıf ve dernekleri de onların geleceğine yatırım yaparak, okullarından, üniversitelerinden kopmamaları yani eğitimi yarım bırakmamaları için önemli kampanyalar açtı. Çünkü, afetten etkilenen bölgede 350 bini aşkın üniversite öğrencisi var. 0-17 yaş arası nüfusun yüzde 21’i afet bölgesinde yaşıyor. Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve Türk Eğitim Derneği (TED) Milli Eğitim Bakanlığı ile harekete geçerek ve bakanlığın koordinasyonunda “Deprem Geleceğimizi Yıkmasın” adıyla önemli bir proje başlatıyor. Bu iki kurum, sanatçılarla, iş dünyası ile birlikte toplanacak bağışlarla bakanlığın tespit ettiği çocuklara kucak açmaya hazırlanıyor.
TÜRK EĞİTİM VAKFI (TEV)
5 ÖĞRENCİDEN BİRİ ETKİLENDİ
Depremden etkilenen bölgedeki 2 bin 573 bursiyerinin, eğitimlerini sürdürebilmeleri için harekete geçen TEV Genel Müdürü Banu Taşkın, temel eğitim seviyesinde her 5 öğrenciden 1’inin afetten etkilendiğini söylüyor. TEV, bir yandan ebeveynlerini kaybeden çocuklar için TED ile birlikte “Deprem Geleceğimizi Yıkmasın” kampanyasını başlatırken, bir yandan da üniversitelilere destek olmaya devam ediyor. Taşkın, TEV’in depremzede çocuk ve gençlerin eğitimi için yaptığı çalışmaları şöyle anlatıyor: “Afetten birinci derecede etkilenmiş çok sayıda öğrencimizden gelen başvuru için aldığımız acil destek aksiyonu ile onlara nisan ayı itibarıyla 4 ay boyunca burs yardımında bulunacağız. Afet bölgesindeki bursiyerlere ve ailelerine ulaştık. Afetten etkilenen 2 bin 573 bursiyere aylık burslarına ek barınma yardımı olarak 3 milyon TL destek verildi. 1300 öğrenciye acil destek için yaklaşık 2 milyon TL ayrıldı. Depremden en çok etkilenen üniversite öğrencilerine yönelik olarak 4 aylık burs vermek amacıyla 28 Şubat-7 Mart arasında burs başvuruları alındı. TEV Afet Bursu’na 7 gün içinde 94 bin 243 kişi başvurdu. Bölgede depremde zarar gören çocuk ve gençlerin eğitimlerini sürdürmek amacıyla ‘Yarıda Kalmasın’ burs fonu oluşturuldu.”
Yarıda Kalmasın 2023 Burs Fonu hesap numarası: Garanti BBVA Mecidiyeköy Ticari Şubesi
IBAN: TR55 0006 2000 1190 0006 2933 69 HESAP NO: 119-6293369
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki deprem ve daha sonra meydana gelen diğer depremlerin ardından bölgedeki 10 ilde de eğitimle ilgili önemli kararlar alındı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ilk depremin hemen ardından bakan yardımcıları ve genel müdürleri ile birlikte sorumluluk bölgesi olan Malatya’ya ulaştı. Her genel müdürlükte bir daire başkanının yanı sıra öğretmenlerden oluşan destek ekibi ve ayrıca MEB AKUB ekipleri bölgeye sevk edildi. Öğretmenevleri, meslek liseleri ve uygulama oteleri organize edilerek, yemek üretimi ve konaklama ihtiyaçları için harekete geçildi.
1.476 NOKTADA EĞİTİM SÜRÜYOR
Şanlıurfa, Diyarbakır ve Kilis’te 1 Mart’ta eğitim öğretim başladı. Üç kentte örgün eğitimle birlikte destek çalışmaları da devam ediyor. Bakan Özer, bugün gelinen noktada bu üç ilin haricinde bölgede bin 476 noktada daha eğitim faaliyetlerinin sürdürüldüğünü söyledi. Söz konusu eğitim faaliyetlerinin psikolojik destek çadırları, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çadırları, hastane sınıfları, LGS ve YKS’ye hazırlanan öğrenciler için kurulan çadırlarda yapıldığını belirten Özer, eğitimine başka illerde devam etmek isteyen yaklaşık 203 bin depremzede öğrencinin de nakillerinin gerçekleştirildiği bilgisini verdi.
EKMEK, SOBA YATAK, ÇADIR DESTEĞİ
Bu dönemde meslek liselerinin üretime yönelik işlevinin ne kadar önemli olduğu bir defa daha ortaya çıktı. Ekmekten sobaya, yataktan çadıra, dezenfektandan seyyar tuvalete kadar birçok farklı alanda hızlıca üretim yapan meslek liseleri bölgenin ihtiyaçları için seferber oldu. Bir yandan sıcak yemek bir yandan konteyner üreten öğrenci ve öğretmenler, gelecek yardımlarla hayata tutunmaya çalışan depremzedelere bir nebze nefes vermeye çalışıyor. İşte ilk günlerden bugüne bölgeye verilen destekler rakamlara şöyle yansıdı:
Deprem bölgesindeki 10 ilde bulunan 20 bin 868 okuldan 24’ünün yıkıldığı, 83’ünün ise ağır hasarlı olduğu açıklandı. Bölgedeki Milli Eğitim Bakanlığı’na ait tüm binaların hasar tespiti Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından detaylı olarak yapılıyor. Kullanılabilir, az hasarlı ve orta hasarlı binaların tam sayıları da yakında açıklanacak.
BOŞALTILAN OKULLAR
Diğer yandan geçtiğimiz hafta ikinci dönemin başlamasının ardından gözler İstanbul’a çevrildi. Daha dönem başlamadan cumartesi günü İstanbul’da aralarında Pertevniyal, Korkmaz Yiğit gibi önemli okulların da bulunduğu 93 okulun bazı binalarının depreme dayanıksız olduğu belirtilerek buralarda eğitim gören öğrenciler başka binalara taşındı. İstanbul’da 1999 yılı öncesinde inşa edilen 1418 okulun deprem etüt ve analizleri yapıldı. Bu çalışmalarda 1351 okulun riskli olduğu tespit edildi. 1223 okul yeniden yapıldı veya güçlendirildi. 128 okulla ilgili çalışmalar devam ediyor. 1999 depreminin ardından okulların fay hattına yakınlığı, bina büyüklüğü ve kat durumlarına göre sıralamaya alındığı; en risklilerin yıkıldığı, ihtiyacı olanların güçlendirildiği ve az riskli olanların da bu dönemde boşaltılarak yeniden yapılacağı belirtildi.
İstanbul’un köklü liselerinden Pertevniyal, binaları riskli olduğu için boşaltıldı. Öğrenciler başka binalara taşındı.
ÖZEL OKULLAR NE DURUMDA
Devlet okullarında bütün bunlar olurken bu hafta çocuklarını özel okula gönderen veliler okul yönetimlerini binalarıyla ilgili soru yağmuruna tuttu. Bazı okullar güçlendirme ve sağlamlık raporunu gönderirken bazıları bu konuda veliyi tatmin edemedi. Veliler okul yönetimlerinden bina ve zemin etüdü için ayrıntılı raporlar istemeye başladı. Bahçeköy’de bulunan Sarıyer Açı Okul Öncesi, ilkokul ve ortaokul yerleşkesi deprem denetim raporlarına göre; gerek zemin etütleri gerek beton kalitesi açısından emniyetsiz bulunarak okul yönetimi tarafından 2023-2024 eğitim öğretim yılı başlangıcı olan eylül ayına kadar kapatıldı. Bu yerleşkede mayısa kadar güçlendirme projelerinin tamamlanacağı ve ardından inşaata başlanıp Eylül 2023’te okulun açılacağı belirtildi.
YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, üniversitelerin uygulamalı bölümlerinde yüz yüze eğitimin olacağını, nisan başında da şartların uygun olması halinde uzaktan eğitimin yanısıra yüz yüze eğitim imkânlarının sunulduğu hibrit eğitime geçilmesinin değerlendirileceğini açıkladı. Başkan Özvar, “özel öğrencilik” sisteminden de yararlanılabileceğini belirterek, “Uygulamalı programlarda öğrenciler, birinci derece yakınlarının ikamet ettiği şehirlerdeki üniversitelerde ‘özel öğrenci’ statüsüyle yer alabilecek. Talep edenlerin bahar döneminde kayıtlarının dondurulması ve bu sürenin azami öğrenim süresinden düşülmemesine de karar verildi.” dedi. Özvar deprem bölgesindeki üniversitelerin gerek kadro gerekse bilimsel araştırmalar konusunda destek almaları için deprem bölgesi dışında kalan üniversitelerle eşleştirildiklerini de söyledi.
BOĞAZİÇİ VE BİLGİ HİBRİTE GEÇİYOR
YÖK’ten gelen bu açıklama öncesi Boğaziçi Üniversitesi 13 Şubat’ta öğrencilerine kampüsleri açma kararı aldığını açıklamıştı. 20 Şubat’ta öğrencilerini bekleyen üniversite açıklamasında, “Bahar dönemi boyunca tüm yurtlarımız, yemekhanelerimiz ve kütüphanemiz ve tüm çalışma alanlarımız hizmet verecektir. Bahar dönemi dersleri 20 Şubat’ta başlayacak. İsteyen öğrenciler dersliklerine gelecek, isteyenler çevrimiçi derslere katılabilecek” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi’ni İstanbul Bilgi Üniversitesi izledi. Bu üniversite de geçtiğimiz günlerde web sayfasında YÖK tarafından aksine bir karar alınmadıkça bahar dönemini 27 Şubat’ta başlatacağını açıkladı. Üniversite yönetimi bahar dönemi için yüz yüze planlamış derslerin çevrimiçi olarak da verileceğini, ancak isteyen öğrencilerin bu derslere yüz yüze katılabileceğini belirtti. Kampusların açık olacağını vurgulayan üniversite tüm birimlerin de çalışmaya devam edeceğini ekledi. Derslerin başlatılması için yumuşak geçiş ve esnek bir modelle mart ortasından itibaren ve büyük ihtimalle nisan ayından itibaren birçok kampüs kapılarını öğrencilerine açacak.
71 İLDE OKULLAR 20 ŞUBAT’TA AÇILIYOR
Kahramanmaraş
DEPREMDEN etkilenen 10 ilde 17 üniversitede okuyan ve bölge nüfusuna kayıtlı 350 bini aşkın öğrenci var. Afet bölgesi dışındaki illerde eğitim gören yüz binlerce öğrenci, öğretmen ve akademisyeni de acıya boğan bu felaketten eğitimin etkilenmemesi için yetkililer hızlıca ara formül arayışına geçti. İşte o formüllerden bazıları:
YURTLARDAKİLER AİLE YANLARINA
Yurtların depremzedelere açılmasının ardından barınma sorunu yaşayanlara aileler kapılarını açabilir. Depremde bulundukları illerde yardıma koşanlar, yakınlarını kaybeden ya da etkilenenlere bir süreliğine de olsa barınma imkânı sunmaya başladı. Aileleri evlerine kabul eden yüzlerce insan, öğrencilere de bu imkânı sağlamaya başlamış durumda. Bu daha da genişletilebilir. Öğretmenevleri ya da boş motel, oteller bu öğrencilere ayrılabilir.
‘MİSAFİR ÖĞRENCİ SİSTEMİ’ AÇILDI
Geçtiğimiz günlerde özel okul dernek ve platformları bir araya gelerek deprem bölgesinden farklı illere göç eden öğrencilerin 2. dönem tam burslu okutulacağını duyurmuştu. Bu kapsamda başvuru yapabilecek okullar ve kontenjanların öğrenilebileceği “Misafir Öğrenci Sistemi” açıldı. 1070 okul 9071 misafir öğrenci beklediğini açıkladı. Aynı sistem üniversitelerde uygulanabilir. Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve en çok etkilenen diğer illerde üniversitelerin açılması pek mümkün değil. Bu illerde üniversiteler kapatılsa da buradaki öğrenciler misafir öğrenci statüsü ile başka illere gönderilebilir.
DOĞRUDAN YATAY GEÇİŞ İMKÂNI
Milli Eğitim Bakanlığı, afet bölgesindeki okullarda kayıtlı öğrencilerden isteyenlerin yerleşim yeri adres bilgilerine bakılmaksızın Türkiye genelindeki okullara nakil yoluyla kapısını açtı. Benzer bir sistem üniversitelerde de uygulanabilir. Deprem bölgesindeki üniversitelerin açılması uzun zaman alabilir. Doğrudan yatay geçiş olanakları kolaylaştırılabilir, hatta döneme, puana bakılmaksızın bu imkân verilebilir. Ayrıca depremden etkilenmeyen üniversiteler, tüm Türkiye’de derslerini online açabilir.
UYGULAMALI