Serhat Demirel

Nedir bu kedilerin karton kutu tutkusu

29 Nisan 2023
EVİNE herhangi bir kargo teslim edilen her kedisever bilir ki o kutular bir süre evin ortasında, kediniz sıkılana kadar öylece durur. Kediniz onunla kavga eder, onu parçalar, bazen içine bazen üzerine oturur etrafı izler, zaman zaman içine saklanır oradan size saldırmaya çalışır.

Peki köpekler neden bunu yapmaz?

CNN International, kedi davranışı uzmanı Ingrid Johnson’a sormuş ve şu cevabı almış: “Bence unutmamamız gereken şeylerden biri de kedilerin hem avcı hem de av olan bir tür olduğudur. Bu yüzden kediler için karton kutular bir emniyet ve güvenlik noktası olabilir. Saklanmak, rahatlamak ve kestirmek için güzel bir yer olabilir.”

Ayrıca pusu arzularını karşılayabilecekleri bir nokta olarak da görülebilirmiş: “Kediler pusuda bekleyen yırtıcılardır ve bir çalının altında oturup yavaşça avlarının yanlarından geçip gitmesini beklemeyi tercih ederler, böylece onu yakalamayı başarabilirler. Bir karton kutu da benzer bir amaca hizmet edebilir ve onlara saldırabilecekleri bir yer sağlayabilir.”

 

GÜVENDE HİSSEDİYORLAR

Bu detayları öğrendiğimiz iyi oldu. Uzmanımıza göre karton kutular kedilerin mutluluğu için çok önemliymiş. “Kendilerini güvende hissedecekleri ve saklanabilecekleri bir yere ihtiyaç duyduklarından, bir kutu sağlandığında kedilerin çok daha az stresli oldukları ve hastalıktan korundukları gözlemlenmiştir” diyor Jonhson.

Kutular, kedilerin vücut ısılarını korumalarına da yardımcı olurmuş. Buradayken vücut ısısını korumak için enerji harcamasına gerek olmuyormuş. Bir de daha basit bir nedeni var. O da kendilerini küçük yerlere sıkıştırmayı severler. Bunu da eğlenceli olduğu için yaparlarmış. Tüm bu durum büyük kediler için de geçerli.

Yazının Devamını Oku

Sopayla oyun olmaz

15 Nisan 2023
Avustralya’dan alıyoruz haberi.

Biliyorsunuz doğayla ilişki konusunda Avustralya’mız kadar uçlarda yaşayan bir ülke yok. Devasa örümcekler, ansızın evin bir noktasında karşınıza çıkabilecek yılanlar, klozetten fırlayan doğal hayat derken, doğal hayat ilişkisinde onlar kadar deneyimli olamayacağımız malum.

Şimdi bu ülkede şöyle bir konu tartışılıyor. Deniyor ki, köpekleri oynatmak için kullandığımız tahta parçaları onların hayatını tehlikeye atabilir, başka bir oyun bulun.

Peki. Nasıl tehlikeye atabiliyor?

Örnek olaydan hareket edelim. Avustralya basınında yer alan habere göre sopa peşinde koşarken göğsüne saplanan tahta parçası nedeniyle kalıcı hasar yaşayan bir köpeğin hikâyesinden ders çıkarmamız gerekiyor. Bu tür kazalara dikkat çeken Avustralyalı veteriner Clara Wilkins, “Yaralanmalar, köpeklerin ağızlarına kıymık batmasından dişlerinin arasına sopa saplanmasına, bir sopayı yakalamak için zıpladıklarında ve üzerine düştüklerinde meydana gelen göğüs veya karın boşluklarına sopa saplanmış köpeklere kadar her yerde olabilir” diyor.

Bu tehlikelerin önüne geçmek için sopayı suya atıp köpeğinizin peşinden koşmasını sağlamak da riski ortadan kaldırmıyor. Peki ne yapmalı? Köpekler daha küçükken onları sopa yerine başka bir oyuncakla oynamaya yönlendirmek gerekiyor. Bu bir tenis topu, frizbi benzeri çiğneyebileceği ihtimali de göz önünde bulundurularak, ona zarar vermeyecek malzeme içeren şeyler olmalı. Sopa fırlattığınızda geri getirmeyi seviyorsa kauçuk ya da plastik alternatiflere yönlenmeniz daha uygunmuş. Ve bir de uyarı ekliyorlar, sopayla oynadıktan sonra oluşabilecek yaralanmaların belirtileri arasında aşırı salya akması, rahatsızlık hissi ve kanama sayılabiliyor. Böyle durumlarda adresimiz tabii ki yine veteriner olacak.

SADECE MAMA İÇİN SEVMİYORLAR

Yazının Devamını Oku

Uyku kalitemizi etkiliyorlar

1 Nisan 2023
Aslında bunun için bir araştırma yapılmasına ve biliminsanlarımızın vaktinin harcanmasına gerek yoktu.

Ama madem bu konuya girmiş bulundular, detaylarına bakalım biz de. ABD’de Lincoln Memorial Üniversitesi’nden, Dr. Lauren Wisnieski bir araştırmaya başkanlık etmiş ve evcil hayvan sahipliğinde uyku konusuna eğilmişler.

Uyku düzeni evi paylaştığı kişiyle hiçbir zaman örtüşmeyen kedi ve köpeklerin bizim uyku kalitemizi nasıl etkilediğine dair herkesin deneyimi vardır muhakkak. Haliyle duyacaklarımız bizi şarşırtmayacak. Yine de bazı belirtiler var, geleceğimize dair işaretler sunuyor.

STRESİ AZALTIYOR UYKUYU KAÇIRIYOR

Dr. Wisnieski, köpek sahibi olmanın daha yüksek uyku bozukluğu ve uyku sorunu yaşama olasılığıyla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Kedilerin etkisiyse, huzursuz bacak sendromuna yol açabilen bir tablo çiziyor. Dr. Wisnieski şöyle diyor: “Bir yandan, köpekler ve kediler, evcil hayvanların sağladığı sosyal destek nedeniyle sahibinin uyku kalitesi için faydalı olabilir. Evcil hayvanlar, anksiyete, stres ve depresyon seviyelerini olumlu etkileyecek bir güvenlik ve arkadaşlık duygusu sunar. Öte yandan, evcil hayvanlar sahiplerinin uykusunu bozabilir.”

Yine de kedi sahipleri biraz daha şanslı. Araştırmada kedi sahibi olan ve olmayanlar arasında, köpek sahibi olan ve olmayanlara kıyasla uyku kalitesi göstergelerinde daha az farklılık gözlemlenmiş.

Ben kalitesiz uykuya razıyım. Ama bir 5 dakika daha uyusaydım fena olmazdı. Bunu kedilerime söylüyorum ama dinletemiyorum.

Yazının Devamını Oku

Davranışlarda pandemi etkisi

11 Mart 2023
Pandemi artık iyiden iyiye hayatımızdan çıkıyor.

ABD bile Çin’den gelenlere test uygulanmasını kaldırmaya hazırlanıyor. Artık iyiden iyiye “Ne yaşadık biz bakalım” araştırmalarının dozu artıyor. Bu noktada evcil hayvanların da bu dönem yaşadıklarına bakış atmış araştırmacılarımız.

Vardıkları sonuç içerisinde şu çarpıcı ifade var: Karantina tedbirlerinin köpek davranışları üzerinde etkisi oldu. İstatistiklere göre 2021 ve 2022’de köpek saldırılarında gözle görülür bir artış yaşanmış. Bunlar tabii ki sosyal medyada Türkiye’de şahit olduğumuz köpek karşıtı hareketlere temel olacak bir şey değil. Zira kaydedilen vakalar önemli ölçüde, köpeklerin başka hayvanlara saldırısı ya da aşırıya kaçan oyunlardan oluşuyor.

SAATLİ BOMBA

Peki bu yola nasıl gelindi?

Uzmanlar öncelikli olarak şunu söylüyor: Evde geçirilen zaman artınca insanlar çok sayıda evcil hayvan sahiplendiler (Ki sadece İngiltere’de 2020’nin mart ayından 2021’in mart ayına kadar 3.2 milyon hane evcil hayvan sahiplenmiş). Bu sahiplenme sırasında ilk defa hayvan sahiplenen kişilerin yaşadıkları acemilik söz konusu. Bir de pandemi koşulları nedeniyle hayvanların yaşadıkları alanı, davranışlarını inceleme fırsatı bulamadan sahiplenme gerçekleşince sorun kaçınılmaz olmuş.

Köpek eğitmeni Sandra Gilliland, insanların kendi yaşam koşullarına uygun olmayan köpekler sahiplendiklerini ve pandemideki zorunlu karantina koşullarının bu köpeklerden abartılı şekilde olsa da “saatli bomba” yarattığını anlatıyor. Bir köpeği sahiplenirken onun karakterini, davranış ve beslenme alışkanlıklarını bilmeyen kişiler, o köpeğin sosyalleşmesini de sağlayamayınca, davranış bozukluğuna yol açıyorlar. Varmak istediğim nokta şu: Köpeklerin davranış bozukluklarının temelinde esasında insanların onların yaşam alanlarına, gündelik yaşamlarına yönelik eylemleri yatıyor. Sokak hayvanlarında gördüğümüz davranışların kökenine indiğimizde de aynı şeyi görüyoruz: Temelde insanlar bir şey yapmış ve olaylar çığrından çıkmış. Ezcümle, kendimize çeki düzen verip çevreye saygılı davranmamız şart.

Yazının Devamını Oku

Şimdi de ruh sağlığımızı koruyacaklar

4 Mart 2023
6 Şubat felaketinin ardından tekrar hayata tutunup ayağa kalkabilmek için mücadele sürüyor.

Uzun bir yol var önümüzde. Bu tabloda yardım ne şekilde olursa olsun, faydası dokunacak her şeye ihtiyaç olduğunu söylüyor uzmanlar. Depremin ardından arama kurtarma sürecinde köpeklerin enkaz altında yaşayan kişileri bulmada oynadığı hayati rolü, kedilerin enkazdan kendini kurtarıp enkaz altında onunla aynı kaderi paylaşan kişilerin yerini göstermedeki rolünü gördük. Şimdi yaraları sarma, hayata tutunma aşamasında da bu muhteşem canlıların hayatımızda sağlayacağı pozitif bir etki var.

Evcil hayvanların mental sağlığımıza sağlayacağı olumlu etkileri derleyerek sunuyorum. Beraber iyileşmek için faydası olursa ne âlâ.

Evcil hayvanların mutluluk seviyemize katkıda bulunacağını ortaya seren araştırmalar bize köpeklerin stres, anksiyete ve depresyonu azalttığını gösteriyor. Yalnızlık hissimizi hafiflettiği, bizi egzersiz yapmaya yönlendirdiğini ve haliyle genel sağlığımızı iyileştirdiğini ortaya seriyor. Köpeği olanların tansiyonu daha düşük, kalp hastalığına yakalanma oranları daha az. Bir köpekle oynamak bile oksitosin ve dopamin seviyemizi artırıp hem bizde hem köpekte olumlu duygular oluşmasını sağlıyor.

DAHA AZ STRES DAHA İYİ YAŞAM

50 yaş üstü kişilerde yapılan ‘sağlıklı yaşlanma’ anketinde, bu kişiler evcil hayvanların hayatlarındaki varlığı sonrası, daha az stres, daha iyi bir yaşama sevinci, daha fazla sosyallik.

O halde evcil hayvanların ruh sağlığımıza etkilerinin 5 sonucunu ileteyim:

İŞLE İLGİLİ STRESİ AZALTIYORLAR:

Yazının Devamını Oku

Can dostu böyle günde belli olur

25 Şubat 2023
Gözümüzde yaş kalmadı.

Harap haldeyiz. Depremde yakın çevresinden herhangi bir kişi zarar görmeyen şanslı azınlıktanım. Bu azınlık içerisinde bulunan herkes gibi sorumluluğumun farkındayım: Hayatta kalan herkesin hayatını sürdürebilmesi için elimden gelen her çabayı sarfetmek zorundayım. Uzun bir mücadele bekliyor hepimizi. Umarım bu mücadelede işe yarar, bir destek sağlayabiliriz.

Bu köşede kedilerin, köpeklerin varlıklarıyla dünyada ne gibi farklılıklar yarattıkları, iç içe geçmiş hayatlarımızda bizim dünyamızı nasıl değiştirdiklerine dair haberleri paylaşıyor, onların hayatlarını daha iyi hale getirebilmemiz için neler yapabileceğimize dair kafa yoruyor, tavsiyeleri iletiyorum.

HEPSİNE MİNNETTARIZ

6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından arama kurtarma ekiplerinin kahraman üyeleriyle beraber sahada mücadele veren arama kurtarma köpekleri çok sayıda insanın yaşamını kurtardı. Bu köpekler bu konu için eğitilen ve ömrünü buna adamış varlıklar. Başta Meksikalı ekibin kahraman köpeği Proteo olmak üzere hepsine teşekkürler.

Bir de bulunduğu evde, ev arkadaşını, aile üyesini kurtarmak için çabalayan, bu konuda herhangi bir eğitimi olmayan, sadece sevgisi ve içgüdüsüyle hareket eden kedi ve köpeklere tanık olduk. Enkaz altında çıkardığı seslerle dışarıya haber uçuran, yakınında bulunduğu kişileri vücut ısılarıyla ısıtan, enkaz başında bekleyerek kurtarılacak kişinin yerini belli eden kediler ve köpekleri gördük, bu haberleri gözyaşları içerisinde okuduk, izledik.

Başta Diyarbakır’daki Galeria Sitesi’nde ağır hasarlı binadan ekiplerin yaşamını riske atarak kurtardığı kediler olmak üzere, can dostlarımız için çabalayan hayvanseverlerin gözyaşartan mücadelesini izledik.

Yazının Devamını Oku

Bu kadar mı huysuzsun

4 Şubat 2023
Kedilerin kendileri dışındaki varlıklara o kadar bayılmadıklarını biliyoruz.

Ama anlatacağım örnek biraz işi aşırıya kaçırmış. Everest’teki canlılık ve organizma çeşitliliğini araştıran ekip, burada bulduğu dışkıyı incelediğinde ilginç bir sonuca vardı. 2019 yılında aldıkları numunenin incelemesi gösterdi ki Everest’in 5 bin metreyi aşan kısımlarına ulaşan bu dışkı, Pallas ya da Manul olarak bilinen kedi türüne ait. Manul türü kediler ilk olarak 80’li yılların sonunda ardından 2000’lerin başında Himalayalar’da kaydedilmiş. Sonra 2007’de fotoğraflanmış. Başka canlılardan bu kadar başarıyla kaçan bir canlının kedi olması, hayatını kedilerle paylaşmış insanları tabii ki şaşırtmayacaktır. Ancak bunun üzücü bir durumu da var. Yeri yurdu bilinmediğinden olsa gerek en az endişe duyulan tür olarak belirlenen Pallas kedileri için şimdi koruma önlemlerini artırmanın zamanının geldiği söyleniyor. Bu kediler bu kadar kaçmakta meğer ne kadar haklılarmış. Şimdi insan nereye gitse kurutuyor demeyelim de ne diyelim.

İYİ HABER: LARRY İYİYMİŞ

Şanlı İngiliz basınının magazin tutkusu her haberde ilgi çekici olmasa da söz konusu kediler köpekler olunca beni yakalıyorlar. 2011’de göreve gelen ve bugüne kadar 5 Başbakan eskiten, Başbakanlık Konutu’nun da yer aldığı Downing Street’in “Kabine Ofisinin Baş Farecisi” unvanlı kedisi Larry’nin sağlık durumu tartışmaya açılmış.

Kist nedeniyle tedavi gören Larry’nin sağlık durumuna ilişkin dedikodular, Downing Street’çe yalanlanmış. İngiliz basınına açıklama yapanlar da demişler ki, “Larry geçen ay rutin bir kontrol için veterinere gitti. Ancak kontrollerinde herhangi bir sorun çıkmadı, durumu iyi.” Veterinerden temiz kâğıdını alan 15 yaşında olduğu düşünülen Larry’nin ilgi gören Number10cat adlı Twitter hesabından da “Söylentilere inanmayın” açıklaması yapıldı. İşte haber diye ben buna derim.

YENİ REKORTMEN ÇIKTI: BOBİ

Yazının Devamını Oku

Oyun mu? Kavga mı?

28 Ocak 2023
EVET bilimin cevabını aradığı ikilemlerden birinde daha mesafe katedildi. Sorumuz şu: Kedilerin birleriyle tıslamalar, patileşmeler, koşturmalar içerisinde geçirdiği dakikalar gerçekten bir kavga mı yoksa oyun mu?

Lincoln Üniversitesi’nden Prof. Daniel Mills ve Kösice’deki Veterinerlik ve Eczacılık Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Noema Gajdos Kmecova’nın başında olduğu araştırmada, 210 kedinin boğuşmalarını içeren 105 YouTube videosu analiz edildi. Sonuçta üç kedi davranışı kategorisi belirlenmiş: Oyuncu, orta ve agonistik. Tıslama saldırganlık olarak algılansa da uzmanlara göre bu hareket bir kedinin başka bir kediye “Oyun havamda değilim” deme şekli.

Tahmin edilebileceği üzere kedilerin birbirleriyle iletişimi düşündüğümüzden daha karmaşıkmış. Prof. Mills diyor ki, “Gerçek kavga ile oyun kavgasını ayırt etmek, hayvan sahipleri için yaygın bir sorundur. Tehlike, insanların kedilerinden birinin tısladığını ya da buna benzer bir şey yaptığını görmesi ve ilişkinin bozulduğunu düşünmesidir ve biz durumun hiç de böyle olduğunu düşünmüyoruz.” Kedi kavgalarını anlamanın anahtarının bağlam olduğunu belirterek, her etkileşimin tek başına değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çiziyor uzmanlarımız.

1-2 KEZ TISLAMA KAVGA DEĞİLDİR

Yine Prof. Mills, güreşin bir kavga işareti olabileceğini ama iki kedinin hareketsiz beklediği sekansları da içeriyorsa bunun oyun içerisinde olduğunu düşünebileceğimizi belirtiyor.

Arkadaş canlısı kedilerin oyun dövüşünde ses olmadığı, agonistik kedilerin ise ses çıkardığı da bir başka sonuç.

Peki bu iki kedi aynı çatı altında aslında anlaşabiliyor mu anlaşamıyor mu? Prof. Mills’ten alalım cevabı: “Pek çok kedi, sahipleri aralarının bozulduğunu düşündüğü için kedi kurtarma merkezlerine geliyor. Klinikte, sahibinin gerçek bir kavga olduğunu düşündüğü oyun oynayan kediler gördüm. Eğer kedileriniz birbirleriyle yakın temas halinde uyuyor ve birbirlerini tımar ettiklerini görüyorsanız, o zaman yakın bir sosyal grup olma ihtimalleri yüksektir. Bu biri diğerine günde bir ya da iki kez tıslama eğiliminde olsa bile geçerlidir. Bu aralarının bozulduğu anlamına gelmez, başka neler yaptıklarına bakmak önemlidir.”

Yazının Devamını Oku