Serhat Demirel

Kediler dünyayı böyle algılıyor

6 Ocak 2024
2024’ün ilk yazısıyla beraberiz.

Sevdiklerinizle mutlu, huzurlu, sağlıklı, hiçbir şekilde kötü haber almadığınız bir yıl geçirmenizi dileyerek başlayayım. Konumuz kedilerin bu dünyayı nasıl algıladıkları. National Geographic, muhteşem bir iş yapıp kedileri daha iyi tanımamıza fayda sağlayacak bir dosya hazırlamış. İnsanlarla aynı beş duyuya sahip olsalar da kedilerde bazı duyular daha gelişmiş ve hassas oluyor.

-Bir kedinin korneası büyük ve kubbe şeklinde olduğu için kedi gözleri maksimum sayıda foton toplar ve düşük ışığa daha iyi adapte olur. Retinalarında renkleri algılayan fotoreseptörler daha az bulunduğu için kedilerin dünyayı insanlardan daha az canlı ve daha az tonda gördüğü düşünülüyor. Görüşleri de daha bulanıkmış. Kedilerin gördüğü bir nesneyi insanlar 5 kat uzaktayken görebiliyorlar.

-Duymaya gelince, kulak kepçesinin 180 derece dönebilmesi, kedilerin bir sesin yerini saniyenin sadece altıda biri kadar bir sürede üç metreye kadar uzaklıktan tespit edebildiği anlamına geliyor. Ayrıca seslerdeki son derece ince farklılıkları, hatta bir tonun onda biri kadar küçük farklılıkları bile ayırt edebilirler.

İNSANLARDAN 14 KAT HASSAS

-Koku konusu kedilerde diğer dört duyunun aksine, kedi anne karnından çıkar çıkmaz tamamen gelişiyormuş. Yeni doğan yavru kedi sütten ilk yudumunu almak için burnunu hemen kullanmaya başlar. Uzmanlar, bir kedinin koku alma duyusunun bizimkinden yaklaşık 14 kat daha iyi olduğuna inanıyor. Kedilerde kokuları algılayan 200 milyona kadar özelleşmiş hücre bulunurken, bizde bu sayı sadece beş milyonmuş.

- Kedilerde bir avantaj daha var, o da Jacobson organı. Ağzın üzerinde yer alan Jacobson organındaki alıcı hücreler beynin cinsel, beslenme ve sosyal davranışlarla ilişkili bölümüne bağlanır. Kediler ilginç bir koku aldıklarında ağızlarını kısmen açar ve Flehmen tepkisi adı verilen bir ifadeyle üst dudaklarını kıvırırlarmış. Solunan hava bu organ üzerinde hapsolur ve kedilere koku moleküllerini tespit etmek için ekstra bir şans verir.

-Yavru kedilerin bıyıkları

Yazının Devamını Oku

Evcil hayvan demansa çare mi

30 Aralık 2023
2023’ü bitiriyoruz.

Geride bıraktığımız yıldan dersler çıkardınız mı? Yeni yıl için kararlar aldınız mı? Bu köşenin amacı belli. Her şeyden önce yaşayan tüm varlıklara saygı göstererek yaşam hakkını gözeten bir dünyayı hedeflemek, yapabildiğimiz kadar da sokak hayvanlarının daha iyi şartlarda -mümkünse sahiplenilerek- sağlıklı, uzun ömür yaşamalarına vesile olmak.

Bunu anlatmaya çalışırken sürekli bilimin bize sunduğu veriler ışığında hareket ediyorum. Bilim de hep şunu söylüyor: Kedilerin, köpeklerin, insanlara faydası, insanların onlara sunduğu faydadan çok daha fazla.

Biz onların yaşam alanlarını bozmuşuz, zaman içerisinde evcilleştirerek iyi bir arkadaşlık, yoldaşlık yaşamışız ama onların vahşi hayatta ayakta kalmalarına da istemeden engel olmuşuz.

Bilim son olarak şunu söylüyor. Bugünkü konumuz da o, yani “Evcil hayvan sahibi olmak yaşlılarda demansı önlemeye yardımcı olur mu?”

Yeni araştırmalar bu konuda güzel şeyler söylüyor. Köpek ve diğer evcil hayvan sahipliği, yaşamın ilerleyen dönemlerinde zihni aktif tutmaya yardımcı olabiliyormuş. Daha önce köpeklerin insanların fiziksel olarak aktif kalmalarına yardımcı olduğunu öğrenmiştik. İngilizlerin yaptığı çalışmayla evcil hayvan sahibi olanların, evcil hayvan sahibi olmayanlara kıyasla on yılda hafıza gerilemesinin daha az olduğunu buldu.

YALNIZ YAŞAYANLARA  İYİ BİR ALTERNATİF

JAMA Neurology’de yayımlanan bulgular, evcil hayvan sahipliğinin sadece yalnız yaşayan yaşlı yetişkinlerde bilişsel becerilerdeki daha yavaş düşüş oranlarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor.

Yazının Devamını Oku

Evdeki kedi dışarı çıkarsa

23 Aralık 2023
Kedilerle aynı evi paylaşanlar arasında önemli bir konu bu: Kediniz evden dışarı çıkmak istiyorsa, onun bunu yapmasına izin vermeli misiniz, onu bunu yapmaya yönlendirmeli misiniz?

Bu tartışma esasında bahçeye erişimi olan evler için daha önemli çünkü oralarda yaşayan kediler için bahçe özgürlüğü daha fazla görülüyor. Benim gibi sık sık apartmanı kolaçan etmeye çalışan bir kediyle de aynı evi paylaşıyorsanız sorun sizi de ilgilendirir. Bu konuda artılar ve eksiler mevcut.



Frontiers in Ecology and Evolution dergisine göre kazanan açık ara kedinizi iç mekânda tutma kararı. Dergideki araştırmaya göre kedilerin serbestçe dolaşmasına izin vermek, kendilerini ve sahiplerini riske atabiliyor.

HASTALIKLARA MARUZ KALIYOR

Detaylara geçelim. Araştırmada Washington, D.C.’de 1500 farklı konumda 60 adet hareketle aktif hale gelen kameralar kullanarak serbest gezen kedilerin geliş gidişleri kaydedilmiş. Üç yıl süren, “D.C. Kedi Sayımı Anketi”nin bulguları, büyük iç mekânları tercih etmek için ezici miktarda neden ortaya koydu.

Yazının Devamını Oku

‘Getir götür’ için yaratılmışlar

16 Aralık 2023
Evet var böyle kediler.

Benim başımın belası kedim de böyle. Bulduğu her kağıt parçasını önüme bırakıp, getir götür oyunu oynamam için beni zorlar. “Bizimki acaba önceki hayatında köpek miydi” diye düşündüğüm çok olmuştur.

Bilim insanları türünün ilk örneği olan bir anket gerçekleştirip 1000 kedi sahibiyle konuşmuş ve kedilerin oyun alışkanlıklarını incelemiş.

Sussex ve Northumbria üniversitelerindeki akademisyenlerin bulguları Nature dergisinde yayımlanmış. Rapora göre birçok kedi içgüdüsel olarak oyun oynamayı seviyor. Bu da bize bir ödev veriyor: Evimizi paylaştığımız kedileri mutlu ve aktif tutabilmek için onun oynayacağı oyunlar, aktiviteler geliştirmeliyiz.

Fakat biz ne yaparsak yapalım, kediler yine kediliklerini yapıyormuş. Rapora göre kediler oyunun kontrolünün kendilerinde olmasını istiyor. Oyun oynamak için de eğitime ihtiyaç duymuyorlar.

İÇGÜDÜLERİNDE VAR

Getir-götür oyunu oynayan 1154 kedinin, 924 sahibinden bilgi toplayan Sussex Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden doktora araştırmacısı Jemma Forman, “Yakalama seanslarını başlatan kediler, daha fazla yakalama oyunu oynamaya hevesliler. Kedinin bakış açısından algılanan bu kontrol duygusu, kedinin mutluluğu ve kedi-sahip ilişkisi için faydalı olabilir. Kedi sahiplerini, kedilerin bu yeni yaklaşımına açık olmaya teşvik ediyorum” diyor.

Kedilerin yüzde 94.4’ü ister oyuncakları ister sıradan ev eşyalarını yakalamak olsun, küçük yaşlardan itibaren içgüdüsel bir getir-götür oyunu oynama becerisi gösterdiklerini ortaya koyuyor. Bu oyunu oynadığı en çok bildirilen safkan kedi Siyam olurken (yüzde 22.5) onu Bengal (yüzde 10) ve Ragdoll (yüzde 7.5) cinsleri takip etmiş.

Yazının Devamını Oku

Köpeklerin kıyamet günü

9 Aralık 2023
İnsanlar ortadan kaybolsa köpeklere ne olurdu?

Bu soruyu cevaplarken Türkiye şartlarını düşünürsek, “Köpekler derin bir oh çekerek rahatça yaşarlardı” dememiz mümkün. Ama o kadar basit cevaplanabilecek bir bulmaca değil bu. İnsanlık, son 200 yılda, fiziksel ve davranışsal özellikleri birbirine benzemeyen 400’den fazla modern köpek ırkının ortaya çıkmasının sorumlusu. Haliyle insan bakımı ve rehberliğinden bağımsız serbest bırakılacak bu köpeklerin yiyecek, barınak ve sağlık gibi temel bakımlar konusunda sorun yaşayacağı ortada. Dünyadaki köpek nüfusunun yüzde 80’i serbest geziyor olsa da yüzde 20’yi temsil eden köpekler için durum daha vahim olurmuş.

The Conversation’da Bradley Smith ve Mia Cobb bu soruya kafa yormuşlar. Uzun bir yazıda soruyu cevaplamaya çalışıyorlar.

Sokakta serbest gezen köpekler bile halihazırda insanlar sayesinde hayatta kalabiliyorlar. Çünkü bu yaşamları bile insanların gıda artıklarından oluşan çöp yığınlarının etrafında ya da sokaklarda mama bırakan iyi insanların yardımlarıyla şekilleniyor.

İnsanlar olmadan doğal seçilim hızla devreye girer diyor yazarlar.

UYUM SAĞLAYAN HAYATTA KALACAK

Jessica Pierce ve Marc Bekoff’un A Dog’s World adlı kitabına değinip, köpeklerimizi insanların olmadığı bir geleceğe yani kıyamet gününe hazırlama fikrini araştırıyor. Kitaba göre, uyum sağlama, avlanma becerileri, hastalıklara karşı direnç, ebeveyn içgüdüleri ve sosyallik gibi temel hayatta kalma özelliklerinden yoksun köpekler giderek azalacak..

Aşırı büyük veya aşırı küçük olan köpekler de dezavantajlı olacak. Çünkü bir köpeğin boyutu kalori ihtiyacını, vücut ısısını düzenlemesini ve yırtıcılara karşı hassasiyetini etkiliyor.

Yazının Devamını Oku

Kediler mi daha akıllı köpekler mi

2 Aralık 2023
Bu sorunun cevabı genelde “Köpekler” şeklindedir ama bir türlü kesin sonuç ortaya konamaz.

Zaten benim gibi kedi severler de kedilerin zekâsının azımsanmayacak düzeyde olduğunu söyler bunu da bilimsel araştırmalarla desteklemeye çalışarak köpekseverlere “Bir durun bakalım” mesajı verirler. Şimdi bu soru, sağlıklı bir kıyaslamanın mümkün olmaması nedeniyle sence-bence şeklinde yanıtlanıyor. Scientific Reports dergisi son araştırmayı yayımlamış. Daha önceki araştırmalardan aşina olduğumuz Eötvös Loránd Üniversitesi Etoloji Bölümü yine başrolde. Araştırmacılar son çalışmalarında refakatçi köpek ve kedilerin insan işaret hareketlerine göre ne kadar iyi seçim yapabildiklerini kıyaslamışlar. Ama bu araştırmanın daha önemli tarafı, evcil hayvanların aynı koşullar altında test edilmesi ve sonuçların mukayese edilebilmesiydi.

Makalenin yazarı Attila Salamon toplam 62 ev kedisinin teste getirildiği ancak 34’ünün teste sokulabildiğini söylüyor. Köpeklerin tamamı teste girmiş ve heveslilermiş.

KÖPEKLER DAHA BAŞARILI

Peki ne yaptılar? Bir odada yerde iki tane mama kabı var. Kapların birinde ödül maması var ve bir kişi ödül mamasının olduğu kabı işaret ettiğinde kedi veya köpekler bu işareti değerlendirip mamayı bulacaklar mı ona baktılar. Köpekler daha becerikli çıkmış. Ödül mamasını daha çabuk bulmuşlar.

Alan yabancı olduğundan kedilerin dezavantajlı görünmesi durumunu göz önüne alan araştırmacılar, bir grup kediyi de evde test etmiş. Kedilerin becerisi yine köpeklere göre düşük çıkmış.

Araştırmanın yürütücüsü Marta Gacsi bu durumu şöyle anlatıyor: “Kediler daha az dikkatli olmuş, yiyecek ödülleri tarafından daha az motive edilmiş ya da test sırasında alışılmadık ortam veya alışılmadık muamele nedeniyle hayal kırıklığına uğramış olabilirler. Kedinin aksine, köpek sosyal bir türdür ve evcilleşme sırasında insanlarla etkileşim ve işbirliği için seçilmiştir. Onları tutma şeklimizdeki farklılıklar da test sonuçlarına katkıda bulunmuş olabilir. Her şey göz önünde bulundurulduğunda, kedilerin insan iletişim ipuçlarına daha az güvenmesi şaşırtıcı değil.”

Yazının Devamını Oku

Ödül mamalarını sayıyorlarmış

25 Kasım 2023
Köpeklerin insanları karşılıksız sevdiklerini düşünür ve kedileri bu nedenle menfaat düşkünü olarak yaftalardık.

Tamam bunu şaka yollu yapıyoruz ama her şakada bir gerçek payı olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Bakın şanlı bilim insanları hangi sonuçla karşımıza çıkmışlar. Science Magazine’de yer alan araştırma Emory Üniversitesi çatısı altında yapılan araştırmanın sonuçlarını içeriyor. Buna göre köpekler, insanlara benzer bir şekilde sayıları işleme yeteneğine sahip olabilirmiş. Sayıları tam olarak anlamasalar da miktar konusunda bir farkındalıkları var. Yani köpekler ‘yaklaşık bir sayıyı’ algılayabiliyor: Yiyecek porsiyonlarındaki değişimi fark etme ya da ilave yemekleri anlama yeteneğine sahipler.

Önceki araştırmalarda hep eğitimli köpekler incelenirken bu kez Gregory Berns ve meslektaşları sayılarla ilgili eğitimsiz köpekleri incelemiş. Sonuçta anlamışlar: Ortak bir beyin fonksiyonu, farklı hayvan türlerinde evrimleşmiş.

11 köpeğin test sırasında beyni izlendi ve 8’inin sayısal değişikliklere tepki verdikleri görüldü. 3’ü tarama testini geçemedi.

Peki bu bize ne kazandıracak? Uzmanlara göre beyin anormalliklerinin tedavisinde önemli bilgiler edinebiliriz bu sayede.

KÖPEĞİN KİŞİLİĞİNİ NE ŞEKİLLENDİRİR

Harvard

Yazının Devamını Oku

Barınaklardaki hayvanların sahiplenilmesi için ne yapabiliriz

18 Kasım 2023
Hafta içinde okuduğumuz ve canımızı sıkan bir haberle başlayalım. Yakın-uzak çevre fark etmeksizin yakaladıklarını dolandırarak yaklaşık 100 milyon lirayla ülkeyi terk ettikleri öne sürülen sosyal medya şöhreti Kıvanç Talu ve reklamcılık sektöründe bilinen Beril Talu, bu kez insanlıktan uzak bir tavırla gündeme geldi.

Sosyal medyadan hayvansever Banu Aydın’ın paylaşımlarından öğreniyoruz ki Talu çifti, ülkeden kaçmadan önce 16 yaşındaki köpekleri Lina’yı bir otele terk ediyorlar. Hasta olduğu ortaya çıkan ve durumu ağırlaşan Lina maalesef yaşamını yitiriyor. Umarım bu kişiler hakkında dolandırıcılık konusunda başlatılan soruşturmaya hayvan hakları konusunda işledikleri söylenen suçlara ilişkin de soruşturma açılır. Aydın devamında bir de Dolly’nin fotoğrafını paylaşıyor ve ekliyor: “22 Mart’ta yalvar yakar benden sahiplendiği Dolly’yi, ‘Yol kenarında buldum’ diyen, aldığı hafta başka bir kişiye sahiplendirip o kişiden gelen fotoğrafları kendi çekmiş gibi bana gönderen Beril Talu’nun şokundan hala çıkamadım.” Bu haber sizi sinirlendirdiyse ifadelerinizi sesli dile getirmeseniz iyi olur, malum bu insanlar size hakaret davası açabilir sonra.

ARAŞTIRMANIN SONUCU

Lafı buradan alıp ulvi bir noktaya getireceğim. ABD’de Virginia ve Arizona State üniversitelerinde yapılan araştırma hayvan barınaklarındaki hayvanların sahiplendirilmesini hızlandırmak için önemli bir sonuç ortaya çıkarmış.

Virginia Tech çatısı altındaki proje Hayvan Bilimleri Okulu’nda doçent olan Erica Feuerbacher ve aynı okulda yardımcı doçent olan ve projede Arizona State Üniversitesi’nde Maddie’s Fund Araştırma Bursiyeri olarak çalışan Lisa Gunter tarafından yürütülmüş.

Buna göre hayvan barınağına yapılan kısa süreli ziyaret ya da birkaç günlük barınak tesisinde kalınarak yapılacak bakım işi, hayvanların sahiplenme ihtimalini 5 ile 14 kat artırmış. Ve bu sahiplenme oranları daha önce ya da halihazırda bir köpek sahiplenmemiş insanlarda bu seviyede. Bu da ayrıca sevindirici.

Buradan kendimize hisse çıkaralım. Topu şirketlere atalım. Çok uluslu şirketler, çalışanlarına yıllık izinleri haricinde, hayır işlerine vakit ayırmaları için fazladan izin günleri tahsis ediyor ve bu konuda onları yüreklendiriyor. Benzer uygulamayı Türkiye’de yapıp, hayvan barınaklarına gönüllü ziyaretler (Türkiye’de zorunlu olmadan işin ilerlemesi zor, farkındayım) gerçekleştirip bu farkındalığı artırmak mümkün. Hem barınaklara kendilerine çeki düzen vermeleri için tetikleyici unsur olur hem de bakarsınız barınaktaki dünya güzeli canlıların hayatları kurtulur. Fena mı olur?

BİR ŞEHRİN TURİST ÇEKİM NOKTASIYDI ARTIK EVİ VAR

Yazının Devamını Oku