Sedef Batı

Bağırsak kanseri çok yavaş ve sinsice ilerliyor | Önce reflü sandılar sonra 6 aylık ömür biçtiler

2 Mayıs 2024
İngiltere'de yaşayan 34 yaşındaki Sophie Louise Wright, bağırsaklarından polip aldırdıktan sonra yaşadığı ağrılar nedeniyle doktora gitti. Doktorlar da yaşadığı sorunların reflüden kaynaklandığını söyledi. Şimdi ise ölümcül bağırsak kanseri nedeniyle altı aylık ömrü kaldığı öğrendi. Önce Sophie'nin hastalık süreci boyunca yaşadıklarını dinleyelim sonra da Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral'den bağırsak kanseri ve korunma yolları hakkında bilgi alalım.

Sophie Louise Wright, Mayıs 2023’te kalın bağırsak zarındaki poliplerin (doku büyümesi) çıkarılması için ameliyat oldu. Kaburgalarının altındaki ağrı ve kusma şikâyeti yaşadı ancak, poliplerin alınmasının ardından bunun olağan bir durum olduğunu varsaydı çünkü doktorların kendisine iyileşmesinin 12 hafta sürebileceğinin söylemişti. 

3 yaşında bir kızı olan Sophie, kendisine bazı ilaçlar verildiğini, bir dizi kan testi, MR ve tomografi taramasının yanı sıra karaciğer biyopsisi yapılana kadar doktorların bunun muhtemelen reflü veya mide ülseri nedeniyle kaynaklandığını söylediğini iddia etti.

Mide bulantısının yanı sıra şişkinlikle de mücadele etti. Polipler alındığında biyopsisi negatif çıkmıştı ama içgüdüleri bir şeylerin ters gittiğini söylüyordu. Yaşadığı rektal kanama sonrası doktorlar alarma geçti.

Ekim ayında kendisine, karaciğerine ve omurgasına yayılan bağırsak kanseri teşhisi konuldu. Doktorlar tedavi olmazsa sadece altı ay ömrünün kaldığını tahmin ediyor.

Şu anda kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi alıyor ve bunların ülser ve ayaklarındaki uyuşukluk da dahil olmak üzere semptomlarını kötüleştirdiğini söyledi.

Alltı aylık ömür kaldığını öğrenen annenin en büyük korkusu 3 yaşındaki kızının onu unutacak olması…

Sophie, Almanya'da kemoterapinin tüm vücuda değil de doğrudan karaciğere verilerek, tamamen yok olana kadar tümörlerin küçültülmesini amaçlayan başka bir tedavi olduğunu öğrendi. Sophie ve 35 yaşındaki nişanlısı Lewis şimdi bu tedavi için bağış topluyor.

Tıbbi sekreter olarak çalışan Bayan Wright, onun yaşındaki kimsenin kanserle savaşmaması ve ne kadar zamanı kaldığı konusunda endişelenmemesi gerektiğini söyledi ve yaşadıklarını Daily Mail’e anlattı:

Yazının Devamını Oku

'Terli terli soğuk su içme, dondurma yeme' diyen büyüklerimiz haklı mı?

30 Nisan 2024
Çocuklarını soğuğa maruz kaldığında, soğuk içecekler içtiğinde ya da dondurma yediğinde boğazının şişmesinden, hastalanmasından endişelenmeyen ebeveyn yoktur sanırım. “Sakın soğuk su içme, terliyken soğuk su içme, dondurma yeme hasta olursun” gibi uyarılarla büyüdüğümüz için yetişkin birer birey olduğumuzda da bir çoğumuz soğuktan kaçarız, terliyken soğuk su içmekten kaçınırız, boğazımız şişken dondurma yemeyiz, soğuk içecekler tüketmekten kaçınırız. Peki, soğuk hava ve soğuk gıdalar gerçekten bizi hasta eder mi? Gelin bu soruların cevabını uzmanlardan dinleyelim…

BOĞAZ AĞRISINA SICAK DEĞİL SOĞUK İYİ GELİR

Boğazı şişen kişinin sıcak bir şeyler içilmesi doğru yoksa soğuk mu?

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Kemal Olgun, bu gibi durumlarda bol sıvı tüketilmesi gerektiğini, boğaz ağrısı nedeniyle yutma güçleştiği için hastanın beslenme zorluğu yaşadığını ancak bol sıvı alması gerektiğini söyledi. İçilecek suyun çok soğuk olmasa da serin olarak tanımlanabilecek bir su olması gerektiğini söyleyen Olgun, serin bir su veya benzeri bir taze sıkılmış bir meyve suyu gibi benzeri bir sıvı gıdanın önerildiğini ancak sıcak suyun kesinlikle önerilmediğini vurguladı. Bunun nedeni sıcağın etkisi ile dolaşım artıyor, bu da boğazı biraz daha şişirerek ağrıyı artırıyor.

KİMİNE SICAK İYİ GELİR KİMİNE SOĞUK

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ ise aslında her iki yöntemin de temelde doğru olduğunu, bazı insanların vücut ısılarının soğuğa ayarlı, bazılarının ise sıcağa ayarlı olduğunu söyledi. Bu bağlamda birine sıcağın iyi gelirken aynı ailede diğer bireye soğuğun iyi gelebileceğini, bunun biraz da bireysel farklılıklardan kaynaklandığını dile getirdi.

SOĞUK İÇEÇEKLER BOĞAZI UYUŞTURUP AĞRIYI AZALTIR

Karadağ, temelde sıcak içeceklerin boğazdaki enflamasyonu azaltarak ağrıyı hafifletirken; soğuk içeceklerin boğazı uyuşturarak ağrıyı azaltabileceğini, dizimizi burktuğumuzda nasıl buz kompres yapıp ağrıyı hafifletmeyi amaçlıyorsak soğuk içeceklerin de aynı şekilde boğaz ağrısını dindirebileceğinden bahsetti. Karadağ, sıcak içeceklerin de aynı zamanda boğaz kaslarını gevşeterek yutkunmayı rahatlatabildiğini, boğazdaki balgamı yumuşatarak atılmasını kolaylaştıracağını sözlerine ekledi.

Yazının Devamını Oku

Gıdaları dondururken ya da çözdürürken en çok bu hataları yapıyoruz

29 Nisan 2024
Bir hafta önce bütün bir tavuk alıp haşladınız. Kavanoza koyduğunuz haşlama suyunu sonradan çorba yaparım diye sakladınız. Bu tavuk suyunu dolapta kaç gün bekletebilirsiniz? Bir hafta sonra o tavuk suyu sizi zehirleyebilir mi? Dondurucudan çıkardığınız çiğ kıymadan köfte yapıp tekrar dondurabilir misiniz Çözdürdüğünüz et ya da tavuğunuzu pişirmeden ne kadar süre dolapta bekletebilirsiniz? Dondurucuda peynir, kaymak, peynir saklıyor musunuz? Son kullanma tarihi yaklaşan tavuk ya da eti dondurulduğunuzda hangi tarihe kadar saklıyorsunuz?

 

Günlük hayatımızda sıkça yaptığımız ama doğru yapıp yapmadığımızdan emin olmadığımız bu minik detaylar gıda güvenliği açısından oldukça önemli. ‘Bir şey olmaz” diye geçiştirdiğimiz ufacık detaylar sağlığımızı tehlikeye atabilir, tükettiğimiz gıdaların besin değerini düşürebilir.

Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Gıda Güvenliği Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Artık, besinleri dondururken ya da çözdürürken ‘Acaba doğru mu yapıyorum’ diye aklımızı kurcalayan o sorulara tek tek yanıt verdi. İşte 14 soruda besinleri dondurma ve çözdürme rehberi…

1- Dondurucuda pişmiş yemek muhafaza edilebilir mi?

Gıdaların dondurarak muhafazasında temel amaç mikroorganizma faaliyetini önlemektir. Donmuş suyu mikroorganizmalar kullanamadığı için gıdayı bozamaz ve uzun süre muhafaza mümkün olur. Eğer yemek hijyenik koşullara göre üretilirse ve pişirilirse uygun bir cam kapta -18 °C’de 8-10 gün arası rahatlıkla muhafaza edilir.

2- Dondurucudan çıkarılıp haşlanmış tavuğun suyu dondurucuda muhafaza edilir mi? Güvenle kullanılabilir mi?

Yazının Devamını Oku

Doğum kontrol implantı akciğerlerinden çıktı | Çıkarılması durumunda atardamarı yırtılabilir

26 Nisan 2024
Doğum kontrol implanları pek çok kişi tarafından güvenle kullanılıyor ancak Birleşik Krallık’ta Nottinghamshire'da yaşayan iki çocuk annesi Rebecca Hardy, 3 yıl önce taktırdığı doğum kontrol implantı yüzünden zor zamanlar geçiriyor.

Tekrar hamilelik düşündüğü için artık cihazı çıkartmak isteyen Hardy hastaneye gitti ancak sağlık görevlileri, kolun üst kısmında küçük, sert bir kibrit çöpü gibi dokunulduğunda fark edilen cihazı yerinde bulamadı. Cihaz aynı zamanda yapılan göğüs taramasında da görüntülenmedi.

1 YIL BOYUNCA NEREDE OLDUĞUNU BULAMADILAR

Genç kadın, tam bir yıl boyunca implantın nerede olduğunu öğrenemedi. Sonunda doktorlar, cihazın kanı kalpten akciğerlere taşıyan kritik kan damarları olan pulmoner arterlerden birinde buldular.

ÇIKARILMASI DURUMUNDA ATARDAMAR YIRTILABİLİR

Genç kadın kaybolan doğum kontrol implantının akciğerlerinde olduğunu öğrenince dehşete kapıldı. Hardy, doktorların kendisini implantın çıkarılmasının potansiyel tehlikeleri konusunda uyardığını, çıkarılması durumunda atardamarın yırtılmasından korktuklarını, bu nedenle onu olduğu yerde bırakmaya karar verdiklerini iddia ediyor.

Hardy, bu gerçeği öğrendikten sonra yaşadıklarını Daily Mail’e şu sözlerle anlattı:

“Doktorlar bana, implantı çıkarmaya çalışma seçeneğini sundu ancak bunun çok tehlikeli bir prosedür olduğunu söyledi. Çıkarılmaya çalışılması durumunda benim için işleri daha da kötüleştirebilir ve atardamarımı yırtabilir. Yıllar boyunca hiçbir sorun ya da herhangi bir belirti yaşamadığım için implantı olduğu gibi bırakmayı, risk almamayı kabul ettim çünkü düşünmem gereken iki çocuğum var.”

Yazının Devamını Oku

Tiny house sahibi olmak isteyenler için 10 soruluk rehber

19 Nisan 2024
Tüm dünyayı kasıp kavuran Tiny house'lar özellikle pandemiden sonra popüler bir yaşam tarzı haline gedi. Pek çok kişi şehir hayatından kaçıp memleketine ya da küçük bir yere yerleşip bu evlere sahip olma hayali kuruyor. Ancak yılbaşında yönetmelik değişti,yeni dönem başladı ve bazı kurallar değişti. Biz de tiny house sahibi olan ya da olmayı düşünenler için bir rehber hazırladık ve Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa yasal proedür hakkında konuştuk.

Pandemi ile adını daha sık duymaya başladığımız tiny house’lar büyük şehrin kalabalığından kaçmak isteyen ya da deprem korkusu nedeniyle kendine daha güvenli ve sakin yer arayanlar için mükemmel bir seçenek. Pek çok insan hem daha kullanışlı hem de masrafları azaltması nedeni ile bu küçük evlerin hayali kuruyor.

18 Ocak 2024 tarihinde yayınlanan Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yayınlanmasıyla ‘tiny house'lar ile ilgili yeni bir dönem başladı.

Peki, bu yeni yönetmelik ile neler değişti?Turizm amaçlı olmayanlar için değişiklik var mı?
Her araziye tiny house yapılabilir mi?
İmar izni gerekir mi?
Nerelerden hangi izinlerin alınması gerekiyor?

Yazının Devamını Oku

Botoksu ne zaman yaptırmaya başlayalım? 20'li yaşlar çok mu erken? Çizgiler belirdikten sonra çok mu geç?

16 Nisan 2024
20’li yaşlarda botoks yaptırmak isteyene "Daha hiç kırışıklığın yok bu yaşta botok mu yaptırılır' denir, yüzümüzde azıcık çizgi belirse "Botoks için geç kalmışsın, kırışıklıklar yüzünde yer edecek" diye panik havası estirilir.Her kafadan bir ses çıkıyor ama dermatolog ve plastik cerrahlar, botoks yaptırmaya başlamak için en uygın zamanın ne zaman olduğunu söylüyor?

Herkes pürüzsüz ve genç bir cilde sahip olmak istiyor. Kimse yaşlanmak istemiyor ve yüzünde çizgiler belirmeye başlayınca panik oluyor.

Kırışıklıklar için en basit çözüm olarak karşımıza botoks çıkıyor ama botoks için genel bir tabu vardır. 20’li yaşlarında botoks yaptırmak isteyen ‘yaşın küçük, kırışığın yok’ tepkisi ile karşılaşır ama pek çok uzman botoks ile en güzel sonucun genç hastalarda elde edildiğini söylüyor. 

20'li ve 30'lu yaşlarındaki insanlar, kırışıklıkları durdurmak umuduyla giderek daha fazla botoks yaptırıyor. Bu uygulamaya önleyici botoks adı veriliyor. Ama işe yarıyor mu? Botoksun çeşitli kullanım alanları iyi araştırılmış olsa da, kırışıklıkları önlemek için uzun süreli kullanımına ilişkin geniş çaplı klinik araştırmalar yok. Bunu destekleyen kanıtlar genelde küçük çalışmalara dayanıyor ve genellikle ilacı satan şirketler tarafından finanse ediliyor.

Yine de birçok dermatolog ve plastik cerrah, botoksun bazı kırışıklıkların oluşmasını geçici olarak durdurabildiğini söylüyor. Dermatolog Ife J. Rodney, Washington Post’a yaptığı açıklamada cilt kırışıklıları ve botoks etkisini ilginç bir örnekle anlattı:“Genç cildi bozulmamış bir kâğıt parçası gibi düşünün. Kâğıdı buruşturmamak, buruşmuş bir kâğıdı tamamen düz hale getirmekten çok daha kolaydır.

Peki 20'li veya 30'lu yaşlarda botoks yaptırmak kırışıklıkların oluşumunu nasıl geciktiriyor? 
Botoksa ince çizgiler ve kırışıklıklar belirmeden önce mi başlanmalı?
Önleyici botoks tedavileri kişinin genç görünümlü süresini uzatabilir mi? 

Yazının Devamını Oku

Bayramda önce kimin ailesini ziyarete gideceğiz?

9 Nisan 2024
yarın bayram... Kimi tatile çıkıyor kimi ailesi ile vakit geçirmeyi tercihediyor. Aile ziyaretleri yapacak evli çiflerde bazen bayram öncesi bu konuda anlaşmazlıklar yaşanabiliyor. Özellikle aileleri farklı şehirlerde oturanlar için her bayram aynı tartışmanın fitili ateşleniyor. “Önce kimin ailesine gideceğiz?” İşte o evlerde yaşanan kavgalara birkaç örnek...

BİZ HER BAYRAM BOŞANIYORUZ

Nedim K. (44)

Biz eşim ve iki oğlumla birlikte Samsun’da yaşıyoruz. Ailelerimiz ise iki farklı şehirde yaşıyor. Kayınvalidem ve kayınpederim bize yakın oldukları için sık sık ziyaretlerine gidiyoruz. Onları seviyorum ve asla saygıda kusur etmiyorum ama bayramlarda tatile gitmek ya da ara sırada kendi ailemle vakit geçirmek istiyorum.

Gel gelelim eşim ailesine "Bu bayram gelmeyelim" diyemiyor. "Sen her bayramı benim ailemle geçirsen memnun olur musun?" dediğimde "O başka" diyor. Neyi başka bal gibi aynı işte... Özetle biz her bayram boşanmaya karar veriyoruz, bayram geçince sinirimiz geçiyor unutuyoruz. Ta ki bir sonraki bayrama kadar...

BİZDE BAYRAM DEMEK KAVGA DEMEK

Melek S. (71)

Ben hayatımın en büyük hatasını farklı memleketten biri ile evlenerek yaptım. Evlendiğimiz ilk yıldan beri her bayram aynı sorunu yaşıyoruz. Bizim evde bayramın yaklaşması demek kavga gürültü ve dargınlık demek. Çocuklarım da bu yüzden küçüklükten itibaren bayramlardan nefret etti.

Yazının Devamını Oku

Doğal diye tükettiğimiz bal ve pekmez gibi besinler masum mu?

5 Nisan 2024
Tatlıyı, şekerli şeyleri çoğumuz seviyoruz ama fazla tüketimi hem kilo almaya hem de şeker hastalığı, karaciğer yağlanması gibi bir dizi sağlık sorunlarına neden olduğu için pek çok insan rafine şeker yerine doğal tatlandırıcıları tercih ediyor. Mutfağımızda en çok yer bal, akçaağaç şurubu, pekmez gibi doğal tatlandırıcılar bulunuyor. Peki, bu tatlandırıcıları gözümüz kapalı tüketebilir miyiz? Tamamen doğal ve sağlıklı diyebilir miyiz? Hem bu konuda yapılan araştırmaları inceledik hem de Diyetisyen Nur Ecem Baydı Ozman ile konuştuk

Tüketici raporları fazla şeker tüketiminin ve aspartam gibi yapay tatlandırıcıların sağlık için iyi olmadığını söylüyor ancak ara sıra hepimizin canı tatlı bir şeyler istiyor.

Washington Post’a konuşan Houston'daki Suvida Healthcare'in direktörü Wesley McWhorter; bal, akçaağaç şurubu ve agavenin genellikle doğal ve daha sağlıklı seçenekler olarak öne sürüldüğünü ancak bunların sadece sıvı şekerler olduğunu, tüm ilave şekerler gibi bunların da alımının en aza indirgenmesi gerektiğini söyledi.

Aslında bir tatlı kaşığı bal, akçaağaç şurubu ve agave, 16 kalori ve 4 gram şeker içeren granül şekerden biraz daha fazla kaloriye sahiptir.

Bal ve akçaağaç şurubunun besin değerinin olmasına rağmen beyaz şekerin besin değeri neredeyse hiç yok. Bu da şekere göre bahsi geçen tatlandırıcılara hafif bir avantaj sağlıyor.

McWhorter, bu özel tatların gerçek avantajının size sunduğu lezzet olduğunu, belirli tariflere lezzetiyle katkıda bulunacağını, yiyeceklere lezzet katmak için daha az kullanmak gerektiği anlamına geldiğini söyledi.

Diyetisyen Nur Ecem Baydı Ozman, rafine şekere alternatif olarak besinleri tatlandırmak için tercih edilen bal, pekmez, akçaağaç şurubu, agave şurubu, stevia gibi tatlandırıcıların masum ya da şekersiz olduğunu düşündürerek gıdalara eklendiklerini, bu maddelerin doğal ya da bazen kalorisiz olmasının bu maddelerin eklendiği besinleri masum ya da kalorisiz yapmayacağının altını çizdi. Ozman, şeker veya şekere muadil bu maddelerin fazla tüketiminin sakıncalı olabileceği ve mutlaka kontrollü tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi.

İşte doğal olduğunu düşündüğümüz o tatlandırıcılar ve içerikleri…

Yazının Devamını Oku