Cansu Özdemir

17. yüzyıldan bugüne kadar gelen klasik bir Fransız tatlısı, Fransız rüyasıda diyebiliriz. Zengin ve kremsi dokusu ile sert bir çikolatanın dantelden oluşan bir elbiseye dönüşmesi gibi... Çikolata seviyorsanız tam size göre bir tatlı, her kaşıkta mest olacaksınız eminim. Glutensiz olduğunuda belirtmek isterim. Sadece 4 malzememiz var, hepsi bu...

Malzemeler

Yapılışı

Tatlımızı fırında pişireceğiz, bunun için ısıya dayanıklı 4 adet kaseye ihtiyacımız var. Kaseleri büyük seçmemeye özen gösterin.

Fırınınızı 190 derece de ısıtın.

Çikolatayı 1 çorba kaşığı süt ile birlikte benmari usulü eritin.

Sütü bir tencereye alın ve kaynama noktasına getirin.

İçerisine eritilmiş çikolatayı ekleyip iyice karıştırın.

Yumurta sarıları ve toz şekeri mikser ile şeker eriyip, yumurta sarıları beyazlaşana kadar çırpın.

Yine bir şerbetli tatlı.. Ağızda eriyen, yiyen herkesin tarifini istediği kaymakpare. Yıllar önce sosyal medya hesabımda yayınladığımda binlerce kişi deneyip, çok sevmişti. Siz de denediğinizde bana haber vermeyi unutmayın...

Malzemeler

Üzeri için;

Şerbeti için;

YAPILIŞI

Şerbet için şeker ve suyu derin bir tencerede kaynatın ve içine 3-4 damla limon suyu ekleyip ocaktan alın.

Fırınınızı 180 derece de ısıtın.

Kaymak ve Ayçiçek yağını bir kap içerisinde karıştırın.

İçerisine Antep fıstığı ve yavaş yavaş un ekleyerek karıştırmaya devam edin.

Iftar sonrası hafif bir tatlı istiyorsanız armut kompostosunu çok seveceksiniz.Armut başlı başına bir tatlıya dönüşüyor.. Kompostonun içerisinden armutları ayırıp, üzerine kaymak koyup servis etmenizi öneririm.

Malzemeler

YAPILIŞI

Armutların kabuklarını soyun, ikiye bölüp çekirdeklerini çıkartın.

Derin bir tencerenin içerisine armutları, şekeri, suyu ve baharatları ekleyip orta ateşte armutlar hafifçe diri kalacak şekilde yumuşayana kadar pişirin.

Komposto oda sıcaklığına geldiğinde buzdolabında 2-3 saat soğumaya bırakın.

Tarifteki şeker miktarını damak tadınıza göre artırıp, azaltabilirsiniz.

Şimdiden ellerinize sağlık..

 

Şekerpare seviyorsanız, bu nefis Boşnak tatlısını da çok seversiniz eminim. Oldukça lezzetli, ağızda eriyen, şerbetli ama hafif bir tatlı...

MALZEME

Hamur için;

Üzeri için;

Şerbet için;

YAPILIŞI

Şerbet için; toz şeker ve suyu bir tencerede kaynamaya bırakın. Şerbet kaynadığında içerisine limon dilimini ekleyip 2-3 dakika daha kaynatın.

Ocaktan alıp soğumaya bırakın.

Hamur için fırınınızı 180 derecede ısıtın.

Çocukken en sevdiğim tatlıların başında gelir muhallebi. Canım annem sütçüden aldığı süt ile neredeyse her hafta yapardı. Şuan düşündüğümde anılarımda canlanıyor her bir aşaması. Farklı kaselere koyup, tepsilere dizerdi hepsini, bazen kakaoda eklerdi muhallebilere. Ben sıcak sıcak yemeyi severdim. Sizlere biraz canım annemden bahsedeyim. Müthiş bir el lezzeti ve bereketli bir eli vardı. Kendi yaptığı incir reçellerinden kocaman kabaran kekler yapardı. Ya da cam kaselerde üzerine ceviz veya fındık koyduğu top kekler. Herkesin tarifini istediği, pastane ustalarını utandıracak lezzette yaptığı poğaçaları vardı. Ablalarımda hep anlatır, her alanda olduğu gibi mutfakta da inanılmaz bir vizyonu vardı. Ben el lezzetimi annemden almışım, ablalarımda öyle. 2015’ te hastalığına yenilip, savaşmayı bıraktığından bu yana çocukluğuma dair yaptığı ne varsa ara ara yapıyorum ama hiçbir zaman annemin ki kadar lezzetli olmuyor. Eminim siz de onun elinden bir lezzet tatmış olsaydınız benim ne demek istediğimi anlardınız. Ben çok şanslı bir çocuktum. Bu yazımı okuyorsanız şuan benim yerime de annenize kocaman sarılın ve öpün olur mu? Ben de size su muhallebisinin tarifini yazayım..

Malzeme

YAPILIŞI

40*27 cm bir tepsiyi su ile ıslatın.

Derin bir tencerenin içerisine sütü ve şekeri koyup, kaynama noktasına gelene kadar ısıtın.

Nişastayı su ile karıştırarak açın. Kaynamaya başlayan süte sürekli karıştırarak yavaş yavaş ekleyin.

Orta ateşte 10 dakika boyunca sürekli karıştırarak pişirin.

Koyulaşan muhallebiye ıslatıp hazırladığınız tepsiye döküp, soğumaya bırakın.

Soğuduktan sonra muhallebiyi kare ya da dikdörtgen olarak dilimleyip, damak tadınıza göre isterseniz üzerine pudra şekeri serpip gül suyu ekleyerek servis edin ya da benim gibi sevdiğiniz bir reçel ile servis edin.

Mart ayında Seyhan belediyesinin davetiyle 8 Mart Kadınlar günü için Adana ‘ ya gittim. Adana ‘da harika bir kurabiye eğitimi gerçekleştirdik bu özel gün için.. Adana ‘ya eğitim vermek için defalarca gittim aslında, orada çok fazla öğrencim oldu. Ve çok sevdiğim arkadaşlarım. Her gittiğimde tabiri caizse ölüyorum mutluluktan. Hava alanında Canım Betül karşılıyor beni, sabah ciğer ve uykuluk ile kahvaltı yapıyoruz falan, öyle bir mutluluktan bahsediyorum. Dedim ya, o kadar çok gidip geldim ki Adana ‘ ya ama ilk defa bu gidişimde taş kadayıf yedim.. Seramik sanatçısı, Canım Burcu sayesinde... Sıcak, çıtır çıtır, içi cevizli, tam kıvamında şerbetiyle nefis bir taş kadayıf yediriyor bana, çocukluğunun tatlıcısında.. Ve bir kez daha kabul ediyorum. Adana benim cennetim... Taş kadayıfı İstanbul ‘a döndüğümde mutlaka denemeliyim diye aklımın bir köşesine not ettim. Mutlaka deneyin, bana güvenin pişman olmayacaksınız, söz veriyorum. Şef sözü !

MALZEMELER

İçi için;

Kızartmak için;

Şerbeti için;

YAPILIŞI

Şerbet için;

Şeker ve suyu tencereye alıp, kaynatın.

Meşhur İzmir tatlısı.. Ramazan ayında yapmasak olmazdı değil mi? Biraz zahmetli gibi gözükebilir size ama sakın gözünüz korkmasın yapımı çok basit aslında.. Ben çocukken yaz tatillerinde çırak olarak çalıştığım pastanede ustamın nasıl yaptığını hatırlıyorum. İyi ki meraklı bir çırakmışım. Bugün yaptığım güncel tarif ise sosyal medya üzerinde tarifler veren “SANAL FIRIN” sahibi ustaya ait. Şambaliyi tatlımızın hamurunu akşamdan yapacağız, bir gece buzdolabında dinlenecek. Diğer gün pişirip, şerbetleyeceğiz. Hadi başlayalım...

Malzeme

Üzeri için;

Yer fıstığı ya da badem

YAPILIŞI

Toz şeker ve sütü derin bir karıştırma kabına alıp, toz şeker eriyene kadar karıştırın.

İrmik ve karbonatı sütlü karışıma ekleyip iyice yoğurun.

Akışkan bir hamurunuz olacak.

Dikdörtgen borcamı tereyağı ya da Ayçiçek yağı ile yağlayın.

1400 ‘lü yılların sonuna doğru Saray mutfağına Kastamonulu Ali Usta tarafından getirilen, ramazan denince de ilk akla gelen tatlı “Güllü aş”.. Yine bir ay görünüp, tüm zarafetiyle sahneye veda edecek.. Yıllar içinde farklı çeşitlere, lezzetlere büründü kendileri. Çikolatalı bile oldu evet. Her güzel tatlının içerisine eklenen çikolata güllaca da eklendi, ne gerek varsa! Evet çikolata konusunda biraz tepkiliyim. Sosyal medyada her tatlının üzerine çikolata akıtmanın bir akım olmasıyla birlikte, pasta şefi olarak ayda minimum 50 kg çikolata ile haşır neşir olan beni bile soğuttular çikolatadan. Yanlış anlaşılma olmasın, çikolatadan değil, üzerine akıtıldığı tatlıları kastediyorum. Bu sebeptendir ki pastanemde hiçbir tatlının üzerinden çikolata akıttırmadım ! Tatlınızın temeli iyiyse çikolata gibi baskın bir tatla neden onun asıl lezzetini gölgede bırakayım ki ? Ahh konumuz Güllaçtı değil mi ? Bu vesile ile sizlere içimi dökmüş oldum... Bu yıl Ramazan ayı için güllaç hazırlarken porsiyonluk olarak hazırlamayı tercih ettim, arasına da Antep fıstığı ve babamın Kastamonu'daki bahçemizden toplayıp getirdiği dondurulmuş vişneleri kullandım... Tarife geçmeden soruyorum size, "Siz de Güllaç olmadan iftar sofrasına oturmayanlardan mısınız ?"

Malzeme

Arası için;

YAPILIŞI

Bir tencerenin içerisine çekirdekleri çıkarılmış donuk vişneleri ve toz şekeri koyun. Vişneler suyunu salıp şekerle karışana kadar pişirin. Ocaktan alıp soğumaya bırakın.

1 su bardağı şekerli sütü ayırıp içerisine 1 yemek kaşığı gül suyunu ekleyip karıştırın.

Süt ve toz şekeri bir tencerede şeker eriyene kadar ısıtıp, ocaktan alın ve ılımaya bırakın.

Tatlınızı benim gibi porsiyonluk yapacaksanız eğer, bir kase veya 7-8 cm’ lik bir çember kullanabilirsiniz.

Güllaç yapraklarını parçalara ayırıp, yumuşayana kadar ılıyan şekerli sütün içerisinde bekletin.