Sonbaharın en güzel 10 hafta sonu tatili rotası

Jürimiz bu hafta şehirlere yakın, doya doya iki gün geçirebileceğiniz kısa tatil programları yaptı…

Canan Demiray / Çocuklu seyahat yazarı
İster kısalan karayoluyla, ister deniz otobüsü ya da feribotla ulaşabileceğiniz Bursa’da ailece birkaç günü keyifle geçirebilirsiniz. İlk Osmanlı başkenti olan Bursa, kültür gezileri için biçilmiş kaftan. Şehrin ikonik yapılarından Ulu Cami’nin adını nasıl da hak ettiğini gözlerinizle görün, Yeşil Cami ve Yeşil Türbe’nin çinilerini hayranlıkla izleyin. Tarihte ipek üretimi ve ticaretinin önemli merkezi olan Bursa’da yan yana sıralanmış hanları ziyaret etmeden de olmaz. Koza Han ise bunların en bilineni. Avrupa’nın en büyük tarihöncesi parkı olan Aktopraklık Höyük Açıkhava Müzesi buluntularıyla sizi 8 bin 500 yıl önceye ışınlayabilir. Anadolu Arabaları Müzesi de MÖ 6’ncı yüzyıldan günümüze Anadolu’da ortaya çıkmış arabalardan oluşan ilgi çekici koleksiyonu ve değişen sergileriyle bir ziyareti hak ediyor.

Bursa’dayken Karagöz Evi gezisi, çocuklarınızı gölge oyununun kahramanlarıyla tanıştırmanız için iyi bir fırsat. Bursa Bilim Merkezi özellikle planetaryumla çocukların ilgisini çekecek. Balat Atatürk Ormanı da Bursa Hayvanat Bahçesi’nin hemen yanındaki Soğanlık Botanik Park da şehrin yeşil güzel noktaları… Uludağ’dan esen serin rüzgârı hissetmek ve şehre yukarıdan bakmak için teleferikle dağa doğru tırmanabilirsiniz. 2000 yıllık tarihi, doğa, bisiklet ve atlı yürüyüş rotalarıyla Misi Köyü vaktiniz varsa planınıza dahil olsun. Uluabat Gölü üstündeki Gölyazı, zenginlikleriyle İznik, taş döşemeli dar sokakları ve renkli evleriyle Cumalıkızık Bursa’dan günübirlik geziler için diğer güzel seçenekler. İskender ve kestane şekerini söyleyemeye gerek var mı bilmem ama meşhur Uzay Pastanesi’nde çilekli babaroski’yi de tatmadan dönmeyin.

Şener Kalemci / Yürüyüş rotaları rehberi
Şavşat Karadeniz’in yerel mimarisini günümüze koruyarak taşıyan ve renkli doğasıyla ilgi çeken bir nokta. Artvin’e bağlı ilçede Genciyan (Arsiyan), Demirkapı, Yalnızçam ve Karçal dağlarıyla çevrili onlarca platodaki köyleri, mezraları ve yaylaları her mevsim güzel olsa da sonbahar manzarasını seyretmeye doyamazsınız. İlk gün rotası olarak, Meydancık Vadisi’ni, Bazgiret ve Gamaşet mahallelerinden oluşan Maden Köyü’nü, Mısırlı Köyü’ndeki Kelebekler Vadisi’ni, Papart’taki köknar ormanlarını, Balıklı Köyü ve Erikli Köyü vadilerini gezebilirsiniz. Fotoğraf: Şener Kalemci

Bu rotaya yayla gezisi de eklemek isterseniz Cancir, Sarıçayır, İveti ve İmeti yaylalarından birini seçebilirsiniz. İkinci gün için, Aşağıkoyunlu Gölü’nü, Suatan Şelalesi’ni, Yukarıkoyunlu Gölü’nü, Balık Gölü’nü, Meşeli, Pınarlı, Cevizli köylerini ve Tibeti Kilisesi’ni gezebilir, Yavuz Köy Seyir Terası’na uğrayabilirsiniz. Fotoğraf: Şener Kalemci

Burada mutlaka Efkâr Tepesi’nde ‘çay-kahve keyfi’ yapın. Fakir Baykurt’un köy yaşantısını tüm yönleriyle ele aldığı öykülerden oluşan ‘Efkâr’ romanını yazdığı rivayet edilen bu tepe, 360 derece Şavşat manzarası sunar. Yakın tarihte keşfedilen ve 1500-2000 yaş aralığında olduğu düşünülen Yoncalı Mahallesi’ndeki armut ağacını da ziyaret edebilirsiniz. Çam ormanlarının güzelliğine aldanıp çok fazla derinliklerine gitmeyin. Sarıkamış Ormanları’ndan meşe palamutlarıyla beslenmeye gelen ayı nüfusu şu aralar kalabalıklaşmış durumda...Fotoğraf: Şener Kalemci

Erdal İpekeşen / Tempo Travel yayın danışmanı
Efsanevi Köroğlu Dağları’na ve pek çok doğal güzelliğe sahip Bolu, yazın Abant Gölü ve çevresiyle ilgi çekerken kışın Kartalkaya Kayak Merkezi’yle Ankaralılar için güzel bir rota. Kayak sezonu için en uygun zaman aralık-mart arası. Kartalkaya ılıman iklime sahip olmasına rağmen, kış aylarında yoğun yağış alıyor. Kar kalınlığı normal kış koşullarında üç metreye ulaşabiliyor.

Bolu merkez civarında, Gazelle ve Koru otelleri konaklama için tercih edilebilir. Abant ya da Gölcük göllerinin kıyısında yürümek, tesislerde yiyip içmek de ayrı güzel. Klasik yayla evi ve lodge tarzlarının modern bir yorumu olarak tasarlanmış otellerde konaklamak da mümkün. Burada muhteşem manzaraya karşı harika yemekler yiyebilirsiniz. Kiremitte, odun ateşi üzerinde pişirilen köy tereyağıyla marine edilmiş alabalıkları, Gölcük kebabını, bölgeye has mantarla terbiye edilmiş etlerini tavsiye ediyorum. İlginç bir not daha; ormanlık alanlarda yaşamını sürdüren ayı, geyik, sincap gibi hayvanlarla da tanışabilirsiniz.

Ahmet Erdem / Dijital içerik üreticisi
Türkiye’nin bozulmadan günümüze kalmış belki de en güzel yerlerinden biri Safranbolu. Hem de öyle üç beş eviyle değil koca şehir, tam bir müze... Sokaklarında yürürken kendinizi tarihin sayfalarında hissettiğiniz yerlerden. Karabük’e bağlı ilçe İstanbul’a da Ankara’ya da çok yakın… Fotoğraf: Ahmet Erdem

Bir hafta sonu, her yerini görmeye yetiyor. Şehri keşfetmeye başladığınızda önce Hıdırlık Tepesi’ne çıkıp şehri uzaktan izleyin. Safranbolu manzarası için en güzel yer burası. Sonra sokaklardan geçerek çarşıya kadar inin. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki şehirde sokaklarda tur atıp evleri doya doya seyredin, sonra da içlerini gezin derim. Fotoğraf: Ahmet Erdem

Osmanlı’dan kalma en önemli hanlardan biri Cinci Han. Restore edilen han otel, kafe ve etkinlik merkezi olarak kullanılıyor. Yanındaki hamamı halen aktif... Yemeniciler Arastası’na da mutlaka uğrayın. Asmaların gölgelediği çarşıda, artık daha çok kafe ve dükkânlar var. Fazladan bir gününüz varsa merkeze 11 kilometre uzaklıktaki Yörük Köyü’ne de uğrayın. Buradaki konaklardan en eskisi 450 yıllık... Evler hiç el değiştirmeden günümüze ulaştığından bozulmadan kalmayı başarmış. Sipahioğlu Gezi Evi, Muratoğlu Konağı ve Çamaşırhane gezilecek yerler arasında. Tabii safranlı lokumun tadına da mutlaka bakın. Onun kadar ünlü perohi, göbü, cevizli yayım ve bükmenin de tadı damağınızda kalacak.Fotoğraf: Ahmet Erdem

Nurgül Büyükkalay / Hürriyet Seyahat gezgini
Kuzeyi Toros Dağları’yla çevrelenmiş Manavgat, muhteşem doğal güzellikleri ve tarihiyle ziyaretçilerine çok sayıda gezilecek yer sunuyor. Bağlı olduğu Antalya’ya 80 kilometre uzaklıkta. Ülkemizin en popüler rafting merkezlerinden Köprülü Kanyon da burada. Maceraseverler unutulmaz bir rafting deneyimi yaşayabilir. Köprüçay’ın etrafındaki yeşil alan milli park. Yanı başındaki Selge Antik Kenti’nin Roma dönemine ait tarihi yolları, köprüleri ve su kemerleri görülmeye değer. Köprülü Kanyon’un devamındaki Tazı Kanyonu da tam bir doğa harikası. Kanyonu görür görmez doğanın nasıl da mucizelerle dolu olduğunu düşünüyorsunuz. Tazı Kanyonuysa son dönemde kampseverlerin ilgi odağı. 200 ile 400 metreye kadar uzanan duvarlardan oluşan kanyonun eşsiz bir manzarası var. Manavgat denince akla ilk gelen yer Manavgat Şelalesi.

Merkeze sadece 4 kilometre uzaklıktaki şelale ziyaret listenizin başında olmalı. Çevresinde trekking, bisiklet, cip safari ve at binme gibi etkinlikler yapabilirsiniz. Manavgat’ta lezzetli mekânlar da var. Et için önerilerim Artezyen Et Lokantası, Davut Kasap Mangal, Dedem Cız Bız. Deniz ürünleri ağırlıklı yemekler içinse Fener Balık ve Karma Restaurant’ı tercih edebilirsiniz.

Bahar Akıncı / Seyahat yazarı
Asırlarca bu topraklarda hüküm sürmüş pek çok medeniyet demek Ayvalık. Balıkesir’e bağlı ilçe, çok köklü bir tarihe sahip. Günümüzde özellikle halk arasında Macaron Mahallesi ismi verilen İsmetpaşa ve Barbaros Hayrettin Paşa caddelerinin kesişiminde ardı ardına açılan pansiyonlar, sanat galerileri, restore edilen konaklar, artizan ekmek fırınları, kahveciler ve pastanelerle bir başka güzel. Ayvalık merkezindeki Taksiyarhis Anıt Müzesi’nin içi neoklasik üslupta, oldukça ihtişamlı ve zarif. 15’inci yüzyılda inşa edilen yapı, 2012’de restore edildi. 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Rumlarca yapılan ancak Cumhuriyet’in ilanından sonra camiye dönüştürülen Çınarlı Cami ve Saatli Cami, olağanüstü mimarileriyle görülmeye değer. Ayvalık Macaron Mahallesi’ndeki en güzel dükkânlardan biri, 8 yıl önce ülkemize yerleşen Madridli Anna’nın açtığı seramik dükkânı. 1800’lü yıllarda inşa edilen Macaron Konağı, ismini mercanköşk bitkisinden alan Ayvalık Macaron Mahallesi’nin en güzel konak otellerinden biri. Macaron Muhallebicisi’nde bademli ya da sakızlı muhallebi, magnolia ve lorlu pasta gibi çeşitleri tadabilirsiniz. Mor Salkım, Ayvalıklı kadınların elinden çıkan nefis Ege yemekleri sunuyor. Macaron Konağı içindeki lokanta da Ayvalık ve Kuzey Ege’nin zeytin, yerel peynir, yenilebilir otları ve deniz ürünleriyle harikalar yaratıyor.

Ahmet Buğra Tokmakoğlu / Seyahat yazarı, blogger @kesfetsek
İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı bir mahalle olan Şirince, daracık arnavutkaldırımlı taş sokakları ve geleneksel mimariye sahip ahşap yapılarıyla İzmir’in ünü Türkiye sınırlarını aşan turizm merkezlerinden biri. Sonbaharda doğanın değişimine tanık olabileceğiniz görsel şölen yaşatan Şirince’de Matematik Köyü, Tiyatro Medresesi, butik dükkânlar ve yeme-içme alternatifi bulabileceğiniz Şirince Çarşısı ve eşsiz manzarasıyla köye hâkim bir noktadaki Nişanyan Evleri mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden.

Şirince’yle özdeşleşen mürver içeceği ve kumda pişen Türk kahvesini mutlaka deneyin. Özellikle günübirlik turistlerin rotasında olan Şirince’yi her yıl yerli ve yabancı binlerce kişi ziyaret ediyor.

Bu ilgide köyün doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra Şirince’nin Kuşadası, Efes Antik Kenti, Selçuk, İzmir güzergâhında oluşu da etkili.

Saffet Emre Tonguç / Hürriyet Seyahat yazarı
Hareketli ve renkli şehir İstanbul, bütün cazibesine rağmen zaman zaman hepimizi yoruyor. Sonbaharın kışa yüzünü döndüğü bugünlerde hem denizi hem de tertemiz orman havasını solumak için cana yakın ve misafirperver Şile’yi tercih edin. İlk Bizans döneminde, sonradan Osmanlılar tarafından yeniden inşa edilen kalesi ve dünyada hâlâ çalışır durumdaki en büyük ikinci deniz fenerinin yanı sıra doğal güzellikleri olan Ağlayankaya, On Bir Göller Vadisi, Değirmençayı Şelalesi ve Kumbaba Tepesi’yle kara ve deniz mağaralarını mutlaka görmelisiniz. Çarşısına uğramadan da dönmemek gerek. Şilebezinden yapılma bu kadar çeşidi her yerde görmek mümkün değil.

Biraz daha sakinlik arıyorsanız, Şile’yi geçip doğanın renk cümbüşü içindeki orman yolunu takip edin. İşte Ağva… İstanbul’daki en güzel hiçbir şey yapmama yeri burası bana göre. Bir yanda Karadeniz, diğer yanda usulca süzülüp giden Göksu ve Yeşilçay nehirleri arasında birbirinden şık butik oteller ve yemyeşil bahçeler huzur verici. Küçük kumsalının yanı sıra civardaki şelaleleri ve bir zamanlar Romalılardan kaçan Hıristiyanların saklandığı mağaraları gezebilirsiniz. Doğal kaya oluşumlarıyla ilgi çeken Kilimli Koyu’ndaki Gelinkaya’yı görülecekler listenize alın.

12 odalı Parma Sole hem mutfağı hem de mimarisiyle size küçük İtalya’yı vaat ediyor. Yemeklerde kullanılan meyve-sebzeler tesisin yakınındaki küçük çiftliklerinde üretiliyor ve tattığınız her lezzet Parma Sole’nin mutfağından çıkıyor. Seyahat etmekten çok keyif alan bir ailenin biriktirdiği anılardan ve tatlardan ilham alarak yarattığı 14 odalı Casa Lavanda ise zaman ve mekânı unutturan bir yer.

Sermet Severöz / Lüks seyahat yazarı
Hafta içinde yaşadığımız tüm o büyük şehir stresini bir kenara bırakıp sonunu unutulmaz kılmayı teklif ediyorum size… Rotamız sahili, longoz ormanı, gölleri ve muhteşem doğasıyla İğneada! Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada, eşsiz doğasının yanı sıra tarih ve kültür olarak pek çok zenginliğe ev sahipliği yapıyor. Dupnisa Mağarası, Aya Nikola Manastırı, Mahya Dağı, Cehennem Şelaleleri, Hamam Gölü, Hızırbey Camisi, Vize Küçük Ayasofya Camisi, Sislioba Kalesi, Rezve Deresi üzerindeki Volçan Köprüsü, Fransız Feneri, Beğendik Köyü, Merdiven Şelaleleri, İstanbul’un fethinde kullanılan top ve güllelerin döküldüğü Fatih Dökümhanesi bunlardan yalnızca birkaçı… Longozda yapılan bir tatil biraz ıslak, biraz çamurlu olsa da konforlu bir tatile varım derseniz size önereceğim tesisin adı ‘Longosphere’. Geleneksel kamp anlayışına göre daha lüks konaklama seçeneği sunan bir ‘glamping’ kafası demek de yanlış olmaz. Longosphere’de ya ‘Sincap’ denen, ortak duşlu ve tuvaletli ya da ‘Kaplumbağa’ denen mini barlı, duşlu, tuvaletli, klimalı ve verandalı ahşap kulübelerde konaklayabilirsiniz. Tesiste bir alışveriş sokağı var. Yani isterseniz kendi yemeğinizi kendiniz de pişirebiliyorsunuz. “Yok, tatildeyim, elimi bile sürmem” diyenlerdenseniz restoran ve kafeler de var bu ormanın içinde. Yoga, wellness, gastronomi atölyeleri, maceracı ruhlar ve çocukları için 35 oyunlu üç parkur; yürüyüş, dağ bisikleti, safari, mantar ve ot toplama turu gibi aktivite seçenekleri bulunuyor Longosphere’de.

Ebru Erke / Hürriyet Ekler yazarı
Lezzet dolu bir hafta sonu kaçamağı için istikamet İzmir’in ilçesi Urla olmalı. Kahvaltı için Mitera 1905 iyi bir alternatif. Mehtap Susuzlu tarafından restore edilen eski bir Rum konağı olan Mitera’nın iki odası var. Güllü lor, İzmir pişisi gibi özel tatlarla bir kahvaltı edip güne başlayabilirsiniz. Öğlen saatlerinde Vino Locale’nin keyifli bahçesinin tadını çıkarın. Odun ateşinde uzun süre pişen etler, mezattan alınmış taze balıklar, Urla enginarı ve anne yemeklerinden yola çıkılarak hazırlanan özel tatlar sizi fazlasıyla mutlu edecek. Yemeye biraz ara verip zeytinyağı tadımına vâkıf olmak ya da mutfak dersi almak için Hiç Atölye’ye gidin. Akşam da Od Urla veya Teruar Urla şef dokunuşlu özel tabakları ve şık ortamıyla sizi mutlu edecek. Balık sevenlerin gideceği adres Yengeç Restoran. Bu arada otel alternatifi az olan bölgede Ayşe Hanım Konağı iyi bir seçenek.