Dermatolog Dr. Neslihan Dolar

Terleme ve ter kokusuna botoks tedavisi

4 Mayıs 2023
Havalar iyice ısındı. Özellikle koltuk altı terleme sorunu olanlar için sıkıntılı günler başladı. El terlemesi sosyal hayatı zorlaştırırken, ayak terleme sorunu olanlar açık ayakkabı ve terlik giymekte zorlanır. Koltuk altı terlemesi olanlar ise ter kokusundan ve renkli gömlek giyememekten yakınırlar. Sizler için terlememek ve kokmamak için yapılması gerekenlerle ilgili bir yazı derledim.

Aşırı terleme neden olur?

Terleme normal, fizyolojik bir durumdur. Bir hastalık olarak değerlendirilen ‘hiperhidrozis’ ise kişinin vücut ısısının artmadığı durumlarda bile terlemesidir. Vücudun belirli bölgelerinde terleme oluyorsa bu “bölgesel hiperhidrozis” olarak tanımlanır. Bölgesel aşırı terleme en çok koltuk altı, eller, ayaklar, alın bölgesi ve saç diplerinde görülür. Ayrıca kasık ve göğüs arasında da görülebilir.

Aslında terleme uyarısı gelince bu sinyal eşit miktarlarda vücuda dağılır ve kişi tüm vücut alanlarından eşit miktarlarda terler. Bölgesel hiperhidozis sorunu olan kişilerde ise bu uyarı aynı miktardaki terin neredeyse tamamının koltuk altı, eller gibi alanlardan atılmasına neden olur.

Aşırı terleme şikâyetinde öncelikle altta yatan bir neden olup olmadığının araştırılması çok önemlidir. Bölgesel terleme yapısal olmakla beraber bazı hormonal bozukluklar örneğin hipertiroidi hastalığı aşırı terlemeye yol açabilir. Yine aynı şekilde menopoz dönemi, beslenme bozuklukları, obezite, diyabet gibi metabolik hastalıklar da hiperhidrozisin nedeni olabilir. Kullanılan ilaçlar, enfeksiyonlar, kalp yetersizliği, eklem hastalıkları da aşırı terleme yapabilen durumlardır.

Aşırı terleme ciddi sağlık problemlerinden kaynaklanmıyorsa, sadece stres, heyecan veya sıkıntı gibi kişinin sempatik deşarjının arttığı durumdan kaynaklanıyorsa, bunun tedavisi için bazı alternatifler mevcuttur.

Ter neden kokar?

Özellikle katlantı bölgelerinde terleme, sıklıkla pişik ve mantar hastalığına ve bu bölgelerde ıslaklıkla oluşan sıyrıklar nedeniyle enfeksiyona zemin hazırlar. Mantar ve bakteriler kokuya neden olur. Ayaklarda ve parmak aralarında görülen kaşıntılarla soyulmalar genellikle mantar hastalığının belirtisidir. Mantar enfeksiyonuna sebep olan en önemli etkense nem ve rutubettir.

Islak ortam, mantarın kolay üremesine ve hastalığın tekrarlamasına neden olacaktır. Bu durumda yapılması gereken, mantar ilaçları ile enfeksiyonu tam olarak tedavi ettikten sonra tekrarlamasını önlemek için ter ve ıslaklığı önlemektir.

Yazının Devamını Oku

Saçlarınız dökülmesin

27 Nisan 2023
Özellikle mevsim geçişlerinde daha sık görülen saç dökülmesi, erkek-kadın pek çok kişinin ortak problemidir. Saç dökülmesinin etkin tedavisi ancak doğru tanıyla mümkündür. Bu yüzden saç dökülmesi ve seyrelmesi şikâyeti olan herkes, öncelikle bir dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Saç dökülmesi ve saç kalitesindeki değişimin tedavisine yönelik yaklaşım; öncelikle nedene yönelik eksikliklerin giderilmesi, aşırı hormonal aktivitenin engellenmesine yönelik çeşitli tedavi modellerini kapsamaktadır.
Bazen de kişiler saçlarının sürekli döküldüğünden şikâyet ederler. Saç dökülmesi ne zaman gerçek bir dökülmedir, buna cevap vermek için kişinin saç döngüsünün bilinmesi önemlidir.
Saçın büyüme, dinlenme ve dökülme dönemleri vardır. Bu dönemler 2-6 sene sürer. Yani bir saç teli ortalama 5 yılda bir kendini yeniler. Günde ortalama 100-150 saç telinin dökülmesi normal sayılırken, bu sayının birden artması veya azalması saç sağlığının bozulduğunun bir sinyalidir. Ancak kişide saçlar dökülmesine rağmen seyrelme olmuyorsa bu durum o kişinin saç döngüsünün hızlı olmasıyla ilgilidir ve normal bir durumdur. Bu döngüdeki aksamalar bazen ani bir dökülme şeklinde karşımıza çıkar. Özellikle mevsim geçişlerinde ani saç dökülmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Bahar aylarında görülen saç dökülmelerinde yenilenen saçların daha kalın, canlı ve sağlıklı çıkması için destekleyici bakım kürleri ve tedaviler yapılmaktadır. Bu anlamda yapılan tedaviler arasında; saç mezoterapisi, PRP tedavisi, hücresel saç tedavileri vardır.

Şampuanlar dökülmeyi tedavi edemez

Bir şampuanın saç dökülmesini tedavi etmesi mümkün olmamakla birlikte, kullanılan ürünün saçın yapısına uygun olması önemlidir.
Kuru saçlar için kullanılan şampuan, nemlendirici ve besleyici yağlar içermelidir.

Yazının Devamını Oku

Akne tedavisinde yenilikler

20 Nisan 2023
Halk arasında sivilce olarak bilinen akne, yağ bezleri ve kıl kökünü ilgilendiren bir deri hastalığıdır.

Öncelikle şunu bilmeniz gerekir; akne tedavi edilebilen bir hastalıktır ve tedavi çoğu zaman sabır ister. Ancak artık aknede daha hızlı çözüm alınabilecek tedavi yöntemleri de mevcuttur. Evde kullanılan ilaçlarla yapılan akne tedavilerinin yerini hekim kontrolünde yapılan akne tedavi protokolleri aldı ve bu yöntemlerle tedavi süreleri çok kısaldı. Aknenin öncü elemanları olan siyah noktaları tedavi ederek aknenin tekrarlanmasını önlemek çok önemlidir. Ayrıca akne tedavisi ne kadar erken başlarsa, skar ve iz oluşum riski o kadar azalacaktır.

Akne kimlerde görülür?

Aknenin oluşumunda birçok faktörün etkisi olduğu düşünülmekle beraber; hormonlar, genetik özellikler, mikroplar ve ilaçlar ön plandadır. Stres, aşırı terleme ve mesleki nedenler diğer faktörlerdir. Karaciğer ise bu konuda son derece masumdur.
Yapılan çalışmalarda 11 ile 30 yaş arasındaki bireylerde aknenin görülme sıklığı yüzde 80 olarak bildirilmiştir. Yaşamsal önemi olmamakla birlikte estetik açıdan sorunlar yaratmakta, hatta psikolojik bozukluklara yol açabilmektedir. Özellikle ergenlik döneminde, hem erkek hem de kızlarda artan androjen hormonu seviyesi aşırı yağ üretimine yol açar.
Akneli kişilerin sebum adı verilen yağ salgıları, normal kişilerden daha fazladır.
Akne oluşurken kıl köklerinin huniye benzeyen yerinde bakteriler, sebum ve hücresel atıklar kümelenir ve tıkanma yaratır. Böylece sivilcenin ilk aşaması olan siyah noktalar oluşur. Foliküldeki yağ ve hücrelerle beslenerek çoğalan bakteriler, kimyasal maddeler salgılayarak burada bir reaksiyon oluştururlar ve folikül duvarı parçalanır. Sebum, bakteriler, ve hücreler deri içine dağılarak kızarıklık, şişme ve iltihaplanmaya neden olur. Böylelikle iltihaplı sivilceler, şekil ve doku bozukluğu yapan kistler ortaya çıkabilir.
Sivilceler sadece ergenlik döneminde görülmez, ancak klasik akne hormonal etkiler nedeniyle bu yaşlarda daha sık ortaya çıkar ve şiddetli seyreder. Kişinin kalıtsal özellikleri ve deri yapısına bağlı olarak ileri yaşlara kadar devam edebilir. Ancak 30 yaşın üzerinde pek sık görülmez.

Yazının Devamını Oku

Cilt lekelerinde en güncel tedaviler

21 Ocak 2023
Tüm cilt tiplerinde karşılaşılabilen cilt lekeleri, cildin hassas olduğu, güneşe ve kimyasal maddelere en çok maruz kaldığı bölgeler başta olmak üzere, ilerleyen yaşla birlikte vücudun her yerinde görülebilir. Cildimizi olduğundan yaşlı ve yorgun gösteren bu lekeler kadın erkek herkesi belli bir yaşın üstünde rahatsız eder hale gelir.

Özellikle yazın artan bu lekelerin tedavisi için en uygun zaman kış aylarıdır. O nedenle geç kalmadan tedaviye başlamak gerekir. Peki ‘tedavide en etkili yöntemler nelerdir’ diye sorarsanız her zaman vurguladığım gibi ‘leke tedavisi kişiye özeldir’ derim.

LEKE TEDAVİSİNDE YENİLİKLER

Leke tedavisi biz dermatologların en çok kafa yorduğu ve sürekli araştırmalarla yeni yaklaşımların ihtiyaç duyulduğu bir alandır. Son zamanlarda leke tedavisinde oldukça iyi sonuçlar vardır. Şu anda altın standart tedaviler arasında yeni nesil spesifik dalga boylarıyla çalışan cilt yüzeyindeki hücrelere hasar vermeden hatalı pigment hücrelerini ve hasarlı dokuyu hedefleyen cilt yenileme sistemleri yer almaktadır.
Kış ayları, her türlü leke tedavisi için en uygun zamandır. Lekeler ne kadar yeni oluşmuşsa tedaviden de o kadar çabuk ve başarılı yanıt alınır. Eğer leke eskiyse tedavi süresi de bir o kadar uzar. Leke tedavisinde süreç, kişinin cilt yapısına, oluşan lekenin derinliğine ve uygulanacak tedavi prosedürüne göre değişiklik göstermektedir. Genellikle leke tedavisinde tek bir yöntem yeterli olmaz bu nedenle leke tedavisine ek kombine tedaviler uygulanır.


Yazının Devamını Oku

Sedef bulaşıcı değil

16 Ocak 2023
Kış aylarında bazı deri hastalıklarında artış görülür. Bu hastalıkların başında da sedef hastalığı gelmektedir. Artış nedenlerinin en önemlisi de güneş ışınlarından mahrum kalınmasıdır. Sedef hastalığı güneşin iyi geldiği nadir hastalıklardandır.

İSMİNİ KABUĞUNUN RENGİNDEN ALAN HASTALIK

Sedef, deride tipik olarak keskin sınırlı kırmızı alanlar üzerinde yerleşmiş, parlak, beyaz kepekler ile kendini gösteren tekrarlayıcı kronik bir deri hastalığıdır. Bu kepeklerin rengi, sedef renginde olduğundan halk arasında bu hastalığa ‘sedef hastalığı’ adı verilmiştir. Normalde deri yaklaşık 1 ayda kendini yenilerken, sedef hastalığında bu süre birkaç güne kadar inmiştir ve ölü deri hücrelerindeki artış kalın tabakalar oluşturmakta ve tabakalar kepek ve kabuk olarak dökülmektedir.

BELİRTİLERİ NELER?
Belirtiler daha çok diz, dirsekler, kuyruk sokumu gibi sürtünmeye fazlaca maruz kalan alanlarda görülmektedir. Saçlı deri de sık olarak tutulur. Sedef hastalığında tırnaklarda değişik belirtiler görülür. Genellikle tırnak değişiklikleri deri lezyonlarına eşlik etse de deri belirtileri olmadan tırnak tutulumu da görülebilmektedir.
Tırnak yüzeyinde toplu iğne başı gibi çukurcuklar, tırnağın yatağından ayrılması, tırnakta kalınlaşma, tırnağın altında sarı yağlı leke gibi görünüm ya da tırnağın doğal görüntüsünün tamamen bozulduğu durumlar olabilir. Tırnak tutulumu eklem hastalığının habercisi olabilir.

Yazının Devamını Oku