Tuğçe Yılmaz

Tuvalet eğitimi nedir?

15 Nisan 2021
Tuvalet eğitimi çocuğun tuvalet alışkanlığını kazanması, bağımsızca tuvaletini yapabilmesi anlamına gelir. Tuvalet eğitimi için 18-24 ay arası en uygun zaman olduğu söylense de benim tecrübeme göre 2 buçul yaşından sonra verilen tuvalet eğitimlerinde başarı oranı yüksektir.

Tuvalet eğitimi vermek için hem çocuğun hem de ailenin hazır oluşu çok önemlidir.

 Peki nedir bu hazır oluş işaretleri?

Çocuğunuz bu becerileri yapabiliyorsa tuvalet eğitimine hazır demektir.

Peki ebeveynler olarak biz nasıl hazır olduğumuzu anlayacağız?

Çocuğumuzun belirtilerini aldıktan sonra duygusal olarak biz de bu eğitimi vermeye hazırsak eğitimi vermeye başlayabiliriz. Tuvalet eğitimi tabi ki emek isteyen bir süreç. Bu süreçte çocuğunuz altına kaçırabilir, sizi zorlayabilir, tuvaletini söylemeyebilir ya da tuvaleti kullanmakla alakalı korkuları olabilir. Bu durumda sakin kalmak, ona destek olacak bir tutum sergilemek çok önemlidir. Bizim de duygusal olarak iyi olduğumuz bir dönemde bu eğitimi vermek çok önemlidir.

Tuvalet eğitimi döneminde bu eğitimi hayatınızın merkezine koymayın. Tabi ki bunun için vakit ayırın, takip edin fakat sürekli çocuğa ‘tuvaletin geldi mi?’ diye sormak, tuvaletini yaptığında ya da yapamadığında abartılı tepkiler vermek onun süreci anormal algılamasına sebep olur.

Tuvalet eğitimi verirken çocuğunuzun başardığı durumlarda başarısını övmek ‘evet başardın, bu davranışını takdir ediyorum bravo sana’ gibi cümlelerle onu desteklemek çok önemlidir.

Tuvalet eğitimi verirken bezi bir defa çıkardığınızda bir daha takmamanız gerekir. Dışarı çıkılması gibi durumlarda bez değil alıştırma külotundan destek alabiliriz.

Yazının Devamını Oku

Uyku eğitimi nedir?

18 Mart 2021
Annelerin ilgiyle takip ettiği konulardan biri uyku eğitimidir. Uyku eğitimi bebeğe bağımsız uyumayı öğreten bir sistemdir. 4. ya da 6. aydan itibaren uyku eğitimiyle bebeklerin uykuyla ilgili yanlış ilişkilendirmeleri (emerek uyuma, ayakta sallanma, kucakta sallanma) ortadan kaldırılır ve bebekler bağımsızca uykuya geçmeyi öğrenirler.

Uyku eğitimi hakkında bilim dünyası ikiye ayrılmış durumda. Bir taraf uyku eğitimi, bebek ve annenin refahı için çok olumlu sonuçlar veriyor derken, diğer taraf uyku eğitiminin öğrenilmiş çaresizlik olduğunu düşünüyor. Ben bu konuda iki tarafın tam ortasındayım. Bugüne kadar 2000’e yakın bebeğe uyku eğitimi verdim. Uyku eğitimi bebeğe kesinlikle öğrenilmiş çaresizlik aşılayan bir sistem değildir. Burada bir parantez açmak istiyorum; uzman kişiler tarafından doğru uygulandığı takdirde.

Eğer size danışmanlık yapan kişi bu konuda yeterli ise o zaman süreciniz adım adım güzel bir şekilde ilerler. Fakat uzman olmayan bir kişiyle çalışırsanız tepkilerine göre bireyselleşmeyen süreçlerde bebek ve çocuklarda davranış bozuklukları ortaya çıkabilir.

Uyku eğitimi çocuğu yalnız bırakmadan, uyku öncesi tüm ihtiyaçlarını karşılayarak, uykuya geçişte yanında olarak ve onu sakinleştirmek için bebeğe destek olmak kaydıyla verilirse kesinlikle olumsuz bir sonuca yol açmaz. Aksine anne ve bebeğin hatta tüm ailenin hayat kalitesini yükselterek ev içi huzuru, ebeveynlerin performansını olumlu yönde etkiler. Uykusunu alan bebek fizyolojik, psikolojik ve nörolojik açıdan çok daha iyi gelişim gösterir.

Uyku eğitimi anne ve bebek arasındaki güvenli bağa zarar verir mi?

Yazının Devamını Oku

Uykunun çocuk gelişimine etkisi

15 Mart 2021
Uyku çocukların gelişiminde çok önemli bir rol oynar. Hem psikolojik, hem fizyolojik hem de bilişsel gelişimde çok önemli bir rolü olduğu görülmektedir.

Bilişsel gelişime etkisi

Erken çocukluk ve ergenlikte beyin gelişimi süreçleri aktif olarak devam etmektedir. Bu dönemde yaşanabilecek uyku sorunlarının beyin gelişiminde olumsuz etki yaratabileceğine ilişkin araştırmalar bulunmaktadır.

Jung ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırma sonucunda: ‘okul öncesi her gece düzenli olarak 7 saat uyuyan çocukların, 8 sat ve daha fazla uyuyanlara göre okulun başlangıcında uygulanan, genel bilişsel becerilere yönelik standart bir değerlendirmede daha düşük puanlar aldıklarını ve yıl boyunca bilişsel becerilerde daha yavaş gelişme gösterdiklerini’ tespit etmiştir 

‘Bayley Bebek Gelişim Ölçeği’ ile 10 aylık bebeklerde yapılan zihinsel çalışmada gelişim indeksi ile uyku arasında pozitif ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Bu ve bunlar gibi birçok araştırmalara dayanarak diyebiliriz ki uyku bebeklerin bilişsel gelişiminde çok önemli bir rol oynar.

Psikolojik gelişime etkisi

Bebeklerin uyku kalitesinin ilerleyen dönemde ortaya çıkan öfke krizi, yaramazlık, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite gibi durumlara etkisi üzerine birçok araştırma yapılmıştır.

 Bunlardan en çarpıcısı Tel Aviv Üniversitesinde yapılan ve sonuç olarak; bir yaşındayken uykusu bölünen çocukların 3-4 yaş evrelerinde konsantrasyon problemi ve davranışsal problemler yaşadıklarını saptayan araştırmadır.

Yazının Devamını Oku

Doğum sonrası depresyona dikkat!

21 Aralık 2020
Doğum sonrası depresyon, doğum yapan her 100 kadından yaklaşık 15'inde görülen psikolojik ve fiziksel değişimlerin adıdır. Bu rakamlar varsayılan rakamlardır. Ne yazık ki birçok kadının bunu anlamlandıramaması, saklaması, görmezden gelmesi, yardım almak için psikoloğa ya da psikiyatriste başvurmaması sonucunda gerçek rakamlar tam olarak saptanamamaktadır.

Doğum sonrası depresyon genellikle doğumdan sonraki ilk 4 hafta içerisinde ortaya çıkar fakat birkaç hatta bir yıl sonra ortaya çıkan vakalar da vardır. Doğum sonrası depresyonun belirtileri hamilelik dönemi itibariyle de ortaya çıkmaya başlayabilir.

‘Bir türlü konsantre olamıyorum’, ‘canım hiçbir şey yapmak istemiyor’, ‘sürekli ağlamak istiyorum’, ‘uyuyamıyorum’, ‘her şey benim suçum’, ‘kendimi çok yetersiz hissediyorum, hiçbir şeye yetişemiyorum’. Eğer bu sözcükleri sıkça kullanıyorsanız ya da çevrenizde yeni doğum yapmış birinden duyuyorsanız doğum sonrası depresyon aklınıza gelmeli.

Postpartum depresyon sebepleri

Hamilelik kadın için tüm fizyoloji ve psikolojisinin değiştiği bir dönemdir. Bu dönemde yeterli destek görememek, hamilelik ya da sonrasında travmatik olaylar yaşamış olmak, depresyon geçmişine sahip olmak, emzirme ve uyku problemleri, eşle olan sorunlar, maddi yetersizlik, sağlık sorunları ya da özel gereksinimi olan bir bebeğe sahip olma gibi durumlar postpartum depresyonun sebepleri arasında yer alır.

Postpartum depresyonda duygu ve düşünceler değişir, vücutta fiziksel belirtiler ortaya çıkar, davranışlarda değişimler olur. Bu değişimleri şöyle sıralayabiliriz;

Vücutta oluşan ve fiziksel olan belirtiler

Bu davranışların bir kısmı sizde mevcutsa doğum sonrası depresyon geçiriyor olabilirsiniz.

Yardım istemekten çekinmeyin

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuza sınır koymak mı istiyorsunuz?

23 Kasım 2020
Sınırlar, çocuğunuzun neyi yapıp yapamayacağını, uygun olan davranışın ne olduğunu ve kendisinden ne beklendiğini gösteren kuralladır. Kural algısı çocuklarda 4 yaşından sonra gelişmeye başlar. Sınırlar çocuklara, korundukları, güvende oldukları ve değer verildikleri duygusunu kazandırır. Aile içi kurallara uymalarını ve işbirliği yapmalarını, otoriteye saygı duymalarını sağlar ve sorumluluk kazandırır.

Sınırlar, onaylanan davranışı tanımlayan, çocuğa hatalı davranışlarını düzeltme fırsatı veren eğitici ve öğretici bir etkiye sahiptir. Düşünün ki 3 yaşındasınız, tabureye basmadan musluğa ulaşamıyorsunuz. Tüm bakımınızı başkaları sağlıyor ama ebeveyninize bir şey söyleyince yapıyorlar. Onlar size bir şey söyleyince küsüp somurtuyorsunuz, onlar da vazgeçiyorlar. Neler hissedersiniz? Gücün sizde olduğunu mu? Evet. Güvende olduğunuzu mu? Pek sayılmaz. Çocukların pek çoğu için ebeveynlerinden daha güçlü ve kontrol sahibi olduklarını hissetmek rahatsızlık verici bir durumdur. Saygılı sınırların belirlenmesi çocuklara güçlü mesajlar verir.

“Ben senin annenim, babanım. Bana güvenebilirsin, sana doğru yolu gösteririm.”

Sınır koymada yapılan hatalar

Yaşa ve gelişime göre sınır koymamak: 2 yaşında bir çocuğa koltuklarda yürümeme gibi bir sınır koyarsanız bu sizin onun gelişimine göre bir sınır koymadığınızı gösterir. 2 yaşında bir çocuk keşfetme dönemindedir ve her şeyi keşfederek öğrenmek ister. Siz bu noktada onu engellerseniz sizinle inatlaşacak ve koyduğunuz sınıra uyamayacaktır.

Doğru model olmamak: Çocuklar anne ve babalarının söylediklerinden çok yaptıklarını gözlemlerler. Doğru model olmak çok önemlidir. Ebeveynler birbirinin sınırlarını ya da çocuğun sınırlarını ihlal ediyorlarsa çocuğa sınırlara uyma bilinci aşılayamaz.

Kararlı olmamak: Kararlılık çocuk eğitiminde kilit noktadır. Eğer koyduğunuz kural için çocuğunuzun karşısında kararlılıkla duramıyorsanız, sınırlarınız ihlal edilmeye mahkumdur.

Kriz anında kural koymaya çalışmak: Çocuğunuz sizden bir şey istedi ve yapmayacağınızı söylediniz. Bunun karşısında ağlamaya başladı. İşte hepimizin yaşadığı bir kriz anı. Bu kriz yaşanırken siz başka bir kural koymaya çalışırsanız bu kurala uyma ihtimali deveye hendek atlatma ihtimaliyle eşdeğer olacaktır. Bir örnek verirsek çocuğunuz ağlıyor ve siz o anda eğer ağlamayı kesmezsen bir daha parka gidemeyeceksin dediniz. Dııııt yanlış yaptınız. Bu kurala uyulmayacak. Bu yüzden sakinliğinizi koruyun ve kriz anını yönetin.

Belki sorun senin kuralındadır:

Yazının Devamını Oku