Tekin Aral

Aynalı Tahir

12 Aralık 1998
‘Aynalı Tahir’’ bildiğiniz gibi ‘‘delikanlılığın’’ kitabını yazan Alişan adlı arkadaşın oynadığı ‘‘Star’’daki bir dizi...Ama bir süre önce ortaya öyle başka bir ‘‘Aynalı Tahir’’ çıktı ki, delikanlılıkta bizim Tahir'e on bastı...Politika delikanlısı Deniz Baykal, şu burnumuzdan soluduğumuz, gerçekten mommok durumda olduğumuz günlerde, daha iyisini kuracakmış ya da bir cevher yumurtlayacakmış gibi, Hükümet'i düşürdü...Zaten Türk politikasındaki misyonu hep ‘‘kakasından ilaç yapılacak karga’’ durumudur...Bazen gider bir alay rezilliğin olup bittiği Çiller Hükümeti gibi Hükümet'lere ilaç, yani ortak olur...Af buyurun, kakasından yapılacak ilaca gereksinim duyulduğu böyle kritik günlerde de gider denizin ortasına eder!..Politikada amaç, iktidar olmaktır...Sol partilerin şu an neredeyse tüm Avrupa'da iktidar olduğu bir ortamda, bizim çağdışı kalmış, kendileri gibi partilerini de çağdışı bırakmış iki liderimiz Ecevit ve Baykal'ın yaptıkları ise kendilerinin ele geçiremediği iktidarlara destek ya da köstek olarak maydanoz olup önem kazanmak... Yani küçükçülüğü kabullenmek... Gerçekten vahlar olsun...SEÇ BAKALIMŞimdi günlerdir TV'lerde, gazetelerde oturmuş, hep birlikte ‘‘Devlet Sanatçısı’’ seçilen arkadaşları, seçimin kriterlerini eleştiriyoruz...Yahu bu Devlet'in neresi doğru ki, sanatla ilgili ilişkileri de doğru olsun...Süleyman Demirel bu ülkede, Çiller dahil ülkeyi bu rezil günlere getiren binlerce adamı seçip Meclis'e sokmuştur... Kimsenin de gıkı çıkmamıştır...Bu 72 arkadaş seçimi Süleyman Bey'in ülke adına yaptığı en adam gibi hayırlı seçimdir...Bırakın şimdi kim kimden daha sanatçı kavgasını... Seçici Süleyman Demirel olunca, bunun anlamı da yok zaten...Ama bu seçimde, herkesin gözünden bir şey kaçtı, Demirel'in intikamı acı oldu... Ünlü ressamımız Kenan Evren'e Devlet Sanatçısı unvanı vermedi...Not: Bu ‘‘vaka’’da adı geçen ve tedirgin olan bazı arkadaşlara da şunu söyleyeyim... Neylersiniz hayatta kimvurduya gitmek diye de bir şey var...MÜZİKÇİLERE YARIM MÜJDEBildiğiniz gibi müzik kanalı MTV'nin kablolu yayıma alınması konusunda izleyicilerin de desteğiyle çok savaş verdik... Dahası bu konuda kampanyalar açtık... Ama Eurosport'ta olduğu gibi de pek başarılı olamadık... Zira kablolu yayımdaki kanallar politik baskılarla hatırlı kişilerin ellerinde kalıyor, onların kurduğu abuk kanallara tahsis ediliyor...Neyse, belki biraz bizim baskıların etkisi, MTV Türkiye temsilcilerinin de görüşmeleri çabalarında gençlerin müzik kanalı MTV ve ortayaş grup müzik kanalı ‘‘VH-1’’ gece saat 24.00'ten sonra TRT 3 yerine girmeye başladı... Ve Kablolu yayım sahibi Telekom, MTV temsilcilerine ‘‘MTV’’ ve ‘‘VH-1’’i boşalacak iki kanallara tam gün koyma sözü verdi... Tabii bu da gene iyi bir şey ama...Telekom'cu arkadaşlar, ben size bir yararlı öneride bulunayım... Madem bu konuda iyi niyetlisiniz... Örneğin ‘‘MCM’’ diye bir müzik kanalı var... Onu alıp geceyarısı TRT 3'e koyun... O kanalı da MTV'ye tahsis edin...Zira tüm gençlik MTV'yi izliyor...Bakalım ne denli iyiniyetlisiniz?..
Yazının Devamını Oku

Addams Ailesi

5 Aralık 1998
Geçtiğimiz pazartesi ‘‘TGRT’’de ünlü ‘‘Addams Ailesi’’ filmi vardı...Bildiğiniz gibi Addams Ailesi, her biri garip, uçuk, korkunç, dehşet ve ölümle hayli haşır neşir kişilerden oluşan bir aile... Tüm bunların yanısıra, ailenin davranışlarında, filmlerinin konusunda korkuyla karışık bir de mizah tadı var...Ben filmi izlerken bu arada zaman zaman diğer kanalları da kurcaladım... Ve her kanalda sürekli karşıma çıkan Demirel'i, Ecevit'i, Çiller'i, Yılmaz'ı, Baykal'ı vs. ile gördüm ki bizde de bir Addams Ailesi var ki, o gerçek Addams'lara her konuda beş basar...Dahası yukarıda da söylediğim gibi, Addams'larda bir mizah var...Bizim Aile ise insana yalnızca karamsarlık, umutsuzluk ve korku veriyor...‘‘Addams Ailesi’’ değil ama, inşallah bir gün biz de adam gibi bir ‘‘ADAM AİLESİ’’ oluruz...12 EYLÜLM.Ali Birand'ın ‘‘12 Eylül’’ belgeselini ne kadarınız izleyebiliyor bilemiyorum...Zira Birand'ın arkadaşları Ali İnandım ve Mustafa Ünlü ile birlikte hazırladığı bu başarılı belgesel, Cine 5'te ekranlara geliyor... Belgeseli yalnızca Cine 5 aboneleri izleyebiliyorlar...Oysa 12 Eylül'e gelişi, ihtilali, 12 Eylül'ün bugünlere etkisini anlatan en iyi, dahası belki de tek belgesel Birand'ın belgeseli...Bu yapımı yalnızca decoder sahipleri değil, tüm Türk halkı izlemeli... Örneğin dizinin geçen haftaki bölümünde değme ‘‘stand-up’’çılara taş çıkartacak komik laflar eden ihtilalci ‘‘Netekim’’ beyi tekrar tanımalı, bu ülkenin kaderinin zamanında kimlerin eline kaldığını görmeli...Anlaşmaları için ticari koşullarını bilmiyorum ama, sayın Erol Aksoy bu belgeseli mutlaka decodersiz kanalı Show'da da yayımlamalı...KADININ ŞARKISI YOKPazar günü izlediğim, Serpil Barlas'ın Flash TV'deki Kurdela adlı programında konuklardan biri de ‘‘Kanal 7’’de ‘‘Türüt Show’’ adlı bir de program yapan Karadenizli türkücü İsmail Türüt'tü...Serpil bir ara Türüt'e, ‘‘Dilerim bir gün sen de beni programına konuk edersin’’ dedi...İsmail de Serpil'e, ‘‘Tabii seni konuk etmek şereftir ama, bizim programa ancak konuşmacı olarak katılabilirsin... Oysa sen şarkıcısın, biliyorsun bizim Kanal 7'de kadınların şarkı söylemesi yasak...’’ dedi.Valla ben vaziyetin bu vahamet durumundan bihaberdim... Televizyon karşısında dondum kaldım...‘‘Kanal 7’’ci arkadaşlar...Türban konusunda yeri göğü inleten, kadın hakları, özgürlüğü diye programlar yapıp bir avaza bağıran sizler değil miydiniz?..Şimdi işe bak...Kadın türbanını takmalı, ama şarkı söylememeli...Peki her ota maydanoz olan RTÜK nerede?..Laik bir ülkede, kadına şarkı söylemeyi yasaklayan bir televizyon kanalı var... Kimse de kılını kıpırdatmıyor... Hadi RTÜK uyuyor... Kadın kuruluşları da uyuyor mu? Ayıp be!..
Yazının Devamını Oku