Nedim Şener

FETÖ elebaşının tay’ları; Yargıda FETÖ, Hakyol, Hakyolcu kılığında FETÖ

14 Şubat 2024
Kaç defa yazdım kaç defa söyledim bilmiyorum; Her FETÖ’cü bir piyondur ama yargıdaki bir FETÖ’cü satrançta vezire çıkan piyondur.

Satrançta vezirin her yöne ve sınırsız hareket ettiğini bilenler, FETÖ’nün mankurtlaşmış yargıdaki mensubunun nasıl bir tehlike olduğunu anlamıştır.

FETÖ elebaşının en başından itibaren “devletin kılcal damarlarına sızın” talimatı verdiği yerlerden birisi de yargı olmuştur.

FETÖ yargı içinde öylesine örgütlendi ki; 15 Temmuz itibarıyla hâkim ve savcıların yaklaşık üçte biri yani 4 bini FETÖ mensubu idi.

FETÖ içinde 30 yıl yer alan ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen örgüt üyesi yargı mensuplarının yargılandığı davada tanık olarak ifade veren Nesip Yılmaz, Gülen’den bizzat duyduğu talimatı şöyle anlatmıştı: “Örgüt liderinin yanında bulunduğumuzda devlet içinde yargı, emniyet, askeriye ve mülkiyenin önemli olduğunu belirtirdi. Bunlar önce hususi hizmet, sonraları mahrem yapı olarak isimlendirildi. Örgüt lideriyle bir görüşmemizde, 3 tay var; Yargıtay, Danıştay, Sayıştay. Ya oraları tamamen ele geçireceğiz, bizim olacak ya da bunlardan kurtulmamız lazım dedi. Bunu bizzat duydum.”

15 Temmuz sonrası 3 bin 966 hâkim ve savcı OHAL kapsamında ihraç edildi. Buna karşın yargı içinde 800 dolayında FETÖ iltisak ve irtibatlı ismin bulunduğu ve haklarında incelemelerin devam ettiği yetkililer tarafından açıklanmıştı.

Asıl ilginç ayrıntı ise FETÖ’cü olarak bilinen isimlerin başta Hakyol grubu olmak üzere farklı kimliklere büründüğü itirafçı ifadelerine de yansıdı.

YARGIDA RENKLENDİRME

Bunların arasında yargıda FETÖ ile mücadele için oluşturulan gruplara sızdırılan savcı

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin uzay yolculuğu ve FETÖ ihaneti

12 Şubat 2024
BELKİ birçoğumuz tahmin etmiyordu ama Fetullahçı Terör Örgütü, Türkiye’nin uzay yolculuğunda da karşımıza çıktı.

İlk astronotumuz Alper Gezeravcı da binlerce Türk Hava Kuvvetleri mensubu gibi FETÖ’nün kumpasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atılmış bir subaydı. 2012’de FETÖ’nün disiplin soruşturması adı altında yürüttüğü kumpas sürecinde TSK’dan atılan ve pilotluk mesleğine Türk Hava Yolları’nda devam eden Alper Gezeravcı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yapılan çağrı üzerine Türk Hava Kuvvetleri’ne geri döndü.

Yazıma 21 günlük uzay yolculuğundan sonra cuma günü dünyaya dönen Alper Gezeravcı’nın başarısını kutlayarak başlamamış olmam kimilerine şaşırtıcı gelebilir.

Tabii ki Türkiye’ye ve Türk gençlerine umut veren Gezeravcı çalışma, azim ve mücadele ederek istendiği ve desteklendiği takdirde neler yapılabileceğini ortaya koyan çok önemli bir örnek.
Elbette yazımı bununla başlayıp bitirebilirdim ama ben bu tür başarılar elde edenlerin geçmişte, bugün ve gelecekte ne gibi tehlikelerle ve ihanetlerle karşı karşıya kaldığını ve kalacağını hatırlatmak istiyorum.

MGK’DA 2005 UZAY HEDEFİ

 Hürriyet Gazetesi’nin 19 yıl önce, 4 Temmuz 2005 günü manşetinde dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına ile yazarımız rahmetli Yener Süsoy’un yaptığı bir söyleşi vardı.

Fırtına’nın “Uzaya bir Türk gönderebilmek için başvurduk” sözlerinin yer aldığı haberde, 2015 yılında ilk astronotumuzun uzaya yollanacağını söylemişti. Bu hedef, 2005 yılı haziran ayında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında karar altına alındı. Bu çerçevede, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda 22 Haziran 2005 tarihinde yapılan İcra Komitesi toplantısında, 2005’den itibaren 70 sayfalık ‘Ulusal Uzay Araştırmaları Programı’ başlatması da kararlaştırıldı. 2005 yılı haziran MGK toplantısında da kabul edilen karara göre, 2008 yılından itibaren Türk astronot yetiştirme programına geçilecek, 2014’de ulusal bir roketle ulusal bir araştırma uydusu dünyaya en yakın gezegenlerden (Ay veya Mars) birisine gönderilecek, 2015’den itibaren uzaya Türk astronot gönderilecek, 2020’li yıllarda uzay gemisi tasarım ve üretimi çalışmalarına start verilecekti.

Di’li geçmiş zaman kullanmamın nedeni sadece iki sene sonra Fetullahçı Terör Örgütü’nün, özünde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan Ergenekon kumpasını başlatması.

Yazının Devamını Oku

Sözde İBB adayı Demirtaş ve Pekeke’nin oyuncakları

9 Şubat 2024
Adı, HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP, HDP, YSP, HEDEP, DEM olsa da ortada bir siyasi parti değil terör örgütü PKK vardır.

Partinin başında Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Mithat Sancar, Tuncer Bakırhan adı olsa da gerçek sahibi Murat Karayılan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Bese Hozat, Sabri Ok gibi PKK’lı teröristlerdir.

Siyasetçiyim diye ortada dolaşanların tamamı PKK terör örgütünün oyuncaklarıdır. Ne yazık ki buna Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş da dahil oldu.

En kötüsü PKK terör örgütü 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi, 14 Mayıs 2023 seçim sürecinde 6’lı Masa’ya yaptığı gibi, 2024 yerel seçimlerinde ana muhalefet partisi CHP’nin politikalarına da yön verebiliyor olması.

HER ŞEY İMAMOĞLU İÇİN 

Ekrem İmamoğlu adına CHP’de “Tavşan Başkan” olarak görev yapan Özgür Özel yönetimi tüm dikkatini İmamoğlu’nun yeniden seçilmesine verdiği, hatta başarısını da buna bağladığı için PKK/DEM’in Başak Demirtaş şantajına boyun eğecek noktaya geldi. Aylar önce adı geçtiğinde İBB Başkanlığı seçiminde aday olmayacağını açıklamış olan Başak Demirtaş’ın adı bir anda ortaya atılıverdi. Defalarca söyledim; Başak Demirtaş sadece PKK/DEM’in CHP’ye karşı kullandığı bir şantaj aracıydı. Son sözü sadece PKK terör örgütü söyler...

Öyle de oldu.

Oysa siyasetçi rolü oynayan

Yazının Devamını Oku

MİT’e 7 Şubat MOSSAD ve FETÖ kumpası, One Minute ile başladı

7 Şubat 2024
2007 Ergenekon ve 2009 Balyoz kumpas sürecinde iktidarla iş birliği yapan Fetullahçı Terör Örgütü’nün devlete ilk saldırısı MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve yardımcılarının 7 Şubat 2012 günü tutuklanma girişimidir.

Her şey Başbakan Erdoğan’ın 29 Ocak 2009’da Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e tüm dünyanın gözü önünde “Siz insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” diyerek azarlamasıyla başladı.

2008 Aralık ayında Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun adı verilen operasyonlarla binlerce insanı öldüren, plajdaki bebekleri bile uçaktan attığı bombalarla katleden İsrail’e One Minute çıkışından sonra Erdoğan artık İsrail dolayısıyla ABD yani küresel sistemin hedefindeydi.

İsrail Cumhurbaşkanı’nın katil diye azarlanmasının ne anlama geldiğini ve ne tür sonuçlar doğuracağını tüm dünya 7 Ekim 2023’te Gazze’de başlattığı soykırıma tepki gösterenlerin başlarına gelenlerle gördü.

OSLO GÖRÜŞMELERİ

Hakan Fidan’ın 2010 Ocak-Şubat ayında Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak dikkat çeken görevi Başbakan Erdoğan’ın emriyle PKK terör örgütünün silah bırakması için Oslo görüşmelerine katılması oldu.

4 Mart 2010 tarihinde PKK yöneticilerinden Adem Uzun, Oslo’da görüşme ses kayıtlarıyla birlikte Belçika istihbaratı tarafından Brüksel’de gözaltına alındı. Böylece Oslo görüşme kayıtları Batılı istihbarat örgütlerinin eline geçmiş oldu. Bu kayıtlar 7 Şubat 2012’de kumpas olarak geri dönecekti.

Hakan Fidan’ın 16 Nisan 2010’da MİT Müsteşar Yardımcılığı’na atanması Erdoğan’ı hedefe koyan İsrail ile ABD için bir fırsat yaratırken, FETÖ harekete geçti.

SELAM TEVHİD KUMPASI

Yazının Devamını Oku

DEAŞ’ın ‘Türkiye vilayeti’

5 Şubat 2024
BİR hafta önce pazar günü İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne yönelik DEAŞ’lı teröristlerin gerçekleştirdiği terör saldırısı kriminal açıdan aydınlatıldı.

Biri Tacikistan diğeri Rus kimlikle iki terörist ile işbirliği yapan ya da olaylı ilişkili olan çok sayıda kişi yakalandı. Saldırı girişim anı ve sonrası tüm yönleriyle aydınlatılırken, olayın öncesi tartışılmaya devam ediyor. Bu teröristlerin ve aynı operasyon kapsamında yakalanan kişilerin büyük bölümünün yasal yollardan Türkiye’ye girmiş olması, oturma izinlerinin bulunması DEAŞ terör örgütü tehlikesinin çok önemli bir boyutunu oluşturuyor.

‘YALNIZ KURTLARA’ DİKKAT

Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma’nın kesintisiz 10 yıldır verdiği büyük mücadele sonucu Türkiye’de eylem yapma kapasitesi azalsa da; son olayda olduğu gibi asıl önemli tehlikenin, ismi hiçbir adli dosyada yer almayan, günlük hayatına devam eden “Yalnız Kurt” adı verilen saldırganların harekete geçmesi olduğu görüldü.

Adalet Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi’nin rakamları hem Türkiye’deki endişe verici DEAŞ varlığını hem de bu terör örgütüne karşı verilen mücadelenin büyüklüğünü gösteriyor.

21 BİN 772 GÖZALTI

DEAŞ’ın 2014 yılında sözde “Halifelik” ilan ettiği, 2019’da da Türkiye’yi sözde “Vilayetleri” arasında saydı. Türkiye ise 2014 itibarıyla DEAŞ’a karşı büyük bir mücadele başlattı.

Milli İstihbarat Teşkilatı DEAŞ’ın hem yurtdışı lider kadrosu hem Türkiye’deki yapılanmasına yönelik çalışmalar yürütürken Emniyet Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı, DEAŞ hücrelerine yurtiçinde adeta nefes aldırmadı. Savcılıkların ve mahkemelerin serbest bırakmasına karşın takibi bırakmayan ve kesintisiz operasyon yapan TEM Dairesi, 2014’ten 2023 yılı sonuna kadar 10 yılda 21 bin 772 kişiyi gözaltına aldı. Bunların 6 bin 21’i tutuklandı.

ADLİ İŞLEM YAPILAN 38 BİN KİŞİ

Yazının Devamını Oku

DEAŞ’lı ‘Yalnız Kurt’ teröristlerin hedefi neydi, 10 saatte nasıl yakalandılar?

2 Şubat 2024
Pazar günü Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne silahlı saldırı düzenleyen DEAŞ’lı teröristler 24 yaşındaki Tacikistan uyruklu A.K. ve 37 yaşındaki Rusya uyruklu D.T., İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından 10 saatte yakalandı.

6 Kasım 2022’de de İstiklal Caddesi’nde bombalı saldırı gerçekleştiren PKK/YPG’li teröristleri de benzer sürede yakalayan İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve ekibini kutlamak gerek.

Olayın ilk anından itibaren hem alanda hem de teknik imkânlarla organize biçimde harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat, Terör, Asayiş, Narkotik Şube dahil tüm polis ekipleri, eşkal ve kimlik bilgileri bulunmayan iki teröristi saklandıkları yerde kıskıvrak yakalamayı başardı. Operasyonun detayları, Emniyet’in adeta iğneyle kuyu kazdığını gösteriyor. Önce şunu söylemek gerekiyor; Türkiye’ye yasal yollardan giriş yapan iki kişinin saldırısının DEAŞ’ın kullandığı teknik olan “Yalnız Kurt” eylemi olduğu saptandı.



OTOMOBİL ÜZERİNDEN ÇÖZÜLDÜ

Olayın gerçekleşmesiyle birlikte İstanbul Emniyet Müdürü

Yazının Devamını Oku

DEAŞ’ın kiliseye saldırısının şifreleri

31 Ocak 2024
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, dış destekli terör örgütlerinin Türkiye’deki faaliyetleri konusundaki şu tespiti dikkate alınmadan pazar günü Sarıyer’de DEAŞ’ın düzenlediği saldırının şifrelerini çözmek zor:

“Ülkemizin yıllardır karşı karşıya kaldığı terör tehdidi, diğer pek çok ülkenin karşılaştığı tehdidin çok ötesindedir. Zira ülkemizi hedef alan PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP/C; farklı ideolojilere sahip olmakla birlikte, birbirleriyle etkileşim halindedir. Bu örgütler, yeri geldiğinde hedefleri doğrultusunda işbirliği de yapabilmektedirler. Terör örgütleri, üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik, eğitim ve silah destekleriyle varlıklarını devam ettirmektedirler.”

ABD-İSRAİL-İRAN-AVRUPA

Bakan Fidan 16 Ocak 2024 günü TBMM’de yaptığı bu konuşmasında PKK terör örgütünü kullanan ABD, Rusya ve İran’ın adını verdi. Terör örgütlerini destekleyen “üçüncü ülkeler” diye ifade ettiği listeye Almanya, Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerini ve özellikle de İsrail’i eklemek gerekiyor.

Nitekim, İsrail istihbaratının Türkiye’de operasyon yapacağı bizzat gizli servis Şin Bet Başkanı Ronen Bar tarafından aralık ayı başında şöyle duyuruldu: “Kabine bize bir hedef belirledi. Sokak ağzıyla, Hamas’ı ortadan kaldırmayı. Bu bizim Münih’imiz. Bunu her yerde yapacağız. Gazze’de, Batı Şeria’da, Lübnan’da, Türkiye’de, Katar’da. Birkaç yıl alacak. Ama bunu yapmak için orada olacağız.”

MOSSAD OPERASYONU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in bunun bedelini ağır ödeyeceğini söylemesinden sonra Türkiye’de Mossad ajan hücresi çökertildi. Erdoğan, MİT’in 97’inci kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada İsrail ve Mossad’a şu cevabı verdi: “Daha dur bakalım bu, bu işin ilk adımı. Türkiye’yi tanıyacaksınız.”

Pazar günü Sarıyer’de gerçekleşen kilise saldırısın şifrelerini çözmek için Milli İstihbarat Teşkilatı’nın İstanbul Emniyeti ile yılbaşının hemen öncesinde 29 Aralık 2023’te DEAŞ’a karşı yaptığı operasyonu hatırlamamız gerekiyor. MİT ve Emniyet’in ortak operasyonuyla Türkiye’deki sinagog ve kiliseler ile Irak Büyükelçiliği’ne saldırı hazırlığındaki 3’ü terör örgütü DEAŞ’ın sözde sorumlusu 32 şüpheli yakalandı.

DEAŞ-MOSSAD BAĞLANTISI

Yazının Devamını Oku

‘Tavşan Başkan’

29 Ocak 2024
Herkes Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’i kastederek “CHP’de üçlü yapı mı var?” diye soruyor.

Hayır, CHP’de Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu hesaplaşması var. İmamoğlu’nun desteğiyle Genel Başkan koltuğuna oturtulan Özgür Özel ise zaten “tavşan aday” olarak araya girmişti. Şimdi seçildiği günde beri sosyal medyada yazıldığı şekliyle o sadece bir “tavşan başkan...”

Nasıl mı? Anlatayım...

KİM NEYE GÖRE ADAY

Siz de fark ediyorsunuz; sadece iki ay kalmasına rağmen partilerin 31 Mart’ta yapılacak yerel seçim konusundaki rekabeti henüz sahaya yansımadı. Adayların birbiri ile yarışması, seçmenlerin adayları kıyaslaması, projelerini karşılaştırılması gerekirken bunun yerine Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayları tartışma konusu oluyor. En sert tartışmayı da CHP’liler yapıyor.

Kim hangi kriterlere göre aday yapılıyor, mevcut başkanlardan bir kısmı yerini korurken diğerleri neye göre değiştiriliyor belli değil. Çok başarılı bir belediye başkanı aday yapılmazken, onun yerine hiç tanınmayan birisi aday ilan edilebiliyor. Seçmeni adeta cepte görülen yani kazanılması kesin görülen yerlerde başarısız olduğu bilinen isimler neye göre tekrar aday gösteriliyor belli değil.

Her parti gibi CHP’de de her seçim öncesi benzer durumlar yaşanabilir, hatta siyasette “küskünler” diye bir kavramın çıkmasının sebebi budur. Ama bu kez durum CHP açısından çok daha kötü. Çünkü bu tartışmanın seçim sonuçlarına yansıması büyük olasılık.

ALEVİ TASFİYESİ Mİ VAR

CHP Genel Başkan Yardımcılığı da yapan

Yazının Devamını Oku