Uzaylılar insanlara şöyle der:‘Hepiniz işe yaramazsınız güle güle!”

Çinli bilimkurgu yazarı Cixin Liu’nun roman serisinden uyarlanan “3 Cisim Problemi” tüm dünyada yankı uyandırdı. “Game of Thrones”un yaratıcıları David Benioff ve D.B. Weiss ile “True Blood”ın yapımcısı Alexander Woo’nun hayata geçirdiği proje, Türkiye’de de geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Astrofizikçi Ye Wenjie’nin uzaya gönderdiği mesajlar sonucunda uzaylı bir medeniyetin Dünya’yı işgal etmek üzere yola çıkmasını konu alan dizide “Game of Thrones”tan tanıdığımız John Bradley ile Meksikalı oyuncu Eiza González bilim insanları rolünde karşımıza çıktı. İki oyuncuyla çevrimiçi olarak diziyi konuştuk.

Haberin Devamı

■ Dizinin uyarlandığı kitapları okumuş muydunuz?
- John Bradley: Ben hiç duymamıştım bu kitap serisini. İnsanlara “3 Cisim Problemi”nin adaptasyonunu yapacağımızı söylediğimde, ne kadar geniş çapta okunduğunu ve ne kadar saygı duyulduğunu öğrendim. Kitapların bu kadar sevilmesi, diziyi takip edecek bir izleyici kitlemizin olacağı konusunda bana güven ve aynı zamanda sorumluluk duygusu verdi. Keza görevimin büyüklüğünü anlamamı sağladı ve beni gerçekten etkiledi.
- Eiza González: Ben duymuştum ama okumamıştım. Bilimkurguyla ilgilenen, onları okumuş ve bana tavsiye eden arkadaşlarım vardı. Ayrıca kitapları anlayacak kadar akıllı olmadığımı söyleyen bir grup arkadaşım da vardı. İkinci grup yanılmadı, haklılardı! (Gülüyor) Okumaya çalıştım, “Ah Tanrım, bu çok fazla!” dedim. Her şeye rağmen okumaya devam ettim. Sonra durdum. Çünkü sonunda ne olacağını bilmek istemedim. Bilmemenin özgürleştirici bir yanı var.

PROJENİN SAYGINLIĞI AKLIMI BAŞIMDAN ALDI

■ John, “Game of Thrones”tan sonra David Benioff ve D.B. Weiss ile tekrar çalışmak nasıldı?
- John Bradley: Bu diziye ne olduğu hakkında hiçbir bilgim yokken imza attım. Sanırım Ocak 2021’de beni aradılar. Çekimlere ekim ayında başladık. Aradıklarında sadece yeni bir şey yapacaklarını ama ne olduğunu açıklamayacaklarını söylediler. “Senin için yazdığımız bir karakter var. Bu senenin sonunu ve gelecek senenin ilk aylarını boş tut” dediler, bu kadar. Onları çok iyi tanıyorum ve karakterleri ne kadar iyi yazdıklarını biliyorum. O nedenle projenin ne olduğunu bilmem gerek yoktu. Bana tatmin edici, eğleneceğim bir şey yazacaklarını biliyordum. Ve evet, onlara güveniyordum. Dizinin “3 Cisim Problemi” olduğunu öğrendiğimde, projenin saygınlığı ve yapma hevesi aklımı başımdan aldı.

Haberin Devamı

Uzaylılar insanlara şöyle der:‘Hepiniz işe  yaramazsınız güle güle”

BİLİM İNSANINI OYNAYACAĞIMI SÖYLEDİĞİMDE ŞAŞIRANLAR OLDU

■ Kadınların dahi fizikçiler olarak tasvir edildiğini görmek harika. Dizinin, genç kadın izleyicileri fizik ve kuantum bilimlerine teşvik etmesini umuyor musunuz?
- Eiza González: Sanırım bilim insanlarının neye benzemesi gerektiğine dair bir stereotip var. Ama yapımcılarımız bu tasviri değiştiriyor ve benim gibi tamamen farklı görünen birini seçiyor. Bana muhtemelen hiçbir zaman bir bilim insanı rolü teklif edilmezdi, değil mi? Bilim insanını oynadığımı söylediğimde şöyle komik cümleler duyuyordum: “Bir dakika, bir bilim adamını mı oynuyorsun?”, “Gözlük takıyor musun?” Kalıplara sokma sorunu var. Tanrı’ya şükürler olsun ki yapımcılarımızda bu kalıplar yok.

■ Gerçekte uzaylıların dünyaya yaklaşmakta olduğunu duysaydınız, nasıl tepki verirdiniz?
- Eiza González: Kaderimi kabul ederdim, çünkü başka yapabileceğimiz bir şey yok. Sanırım bir taraftan da organize olmaya çalışırdım. Ama sadece deneyim olsun diye. Çünkü ne olursa olsun, sonunda bizden kurtulacaklar değil mi? Eninde sonunda şöyle diyeceklerini düşünüyorum: “Hepiniz işe yaramazsınız. Güle güle!” Büyük ihtimalle bizi değil, hayvanları tutarlar. Çünkü hayvanları daha eğlenceli bulacaklar, ben öyle düşünüyorum.

Haberin Devamı

Uzaylılar insanlara şöyle der:‘Hepiniz işe  yaramazsınız güle güle”

AUGGIE KARAKTERİNİ SEVMEYİ ÖĞRENDİM

◊ Biraz karakteriniz Auggie’den bahseder misiniz?
- Eiza González: “Bu kız ne böyle” dediğim anlar oldu. Tüm sezon boyunca biraz karanlık bir karakter oldu. Herkes eğlenirken bile Auggie sanki neşesiz gibiydi. Ama sonra Auggie’yi sevmeyi öğrendim. Kitapları okudukça, bu karakterin yolculuğunun nereye gittiğini daha çok anladım. Konuyu derinlemesine araştırdım, onun karanlığının ve onun kaygısını yaşayan insanların yaşadıklarının içine girdim. Diğer karakterler gibi heyecan verici, eğlenceli bir karakter olarak yazılmamış Auggie. Fakat her karakterin hikâyesinin doğru nedeni vardır.

∆ Dizideki bilim insanlarının sahip oldukları dostluk da çok özel. Bize bu arkadaşlıktan da biraz bahseder misiniz? Sizce aralarındaki bağ, karakterler için ne anlama geliyor?
- Eiza González: İnanılmaz derecede farklı olan bu beş kişinin meşru bir şekilde buluşabileceği doğru ortamın Oxford Üniversitesi olması, dostluğu tamamen güvenilir kılıyor. Oxford, dünyanın her yerinden insanların eğitim almak için geldiği bir yer. Mantıklı ve organik bir ilişkileri var. Hiçbir şey zorlama hissi vermiyor ve yapmacık değil.

Haberin Devamı

3. BÖLÜM, EN CESUR VE EN KARMAŞIK OLAN

∆ İlk sezon 8 bölümdü. Sizin ilk sezonda hangi bölüm favoriniz oldu ve neden?
- John Bradley: Benim için üçüncü bölüm bazı açılardan gerçekten en cesur ve en karmaşık bölüm. Dizi içinde yarattığımız sanal gerçeklik dünyasından yararlandığımız bölüm.

Uzaylılar insanlara şöyle der:‘Hepiniz işe  yaramazsınız güle güle”

Yazarın Tüm Yazıları