‘Nisan’da gidilmesi gereken yerler! Hepsi Türkiye’de…

Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı, güneşin sıcak yüzünü gösterdiği, doğanın yeniden harekete geçtiği nisan ayı, seyahat dürtülerimizi de harekete geçirir. “Şehrin gürültüsünden kaçmak istiyorum” diyenler için tam da şu sıralar gidilmesi gereken yerleri sizler için derledik! Hepsi Türkiye’de…

Faralya - Muğla
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı olan Faralya, bir yeryüzü cenneti... Turkuaz renkli Ölüdeniz’i arkanıza alıp, Kelebekler Vadisi’nin patika yollarından yürüyerek Faralya’ya çıkabilirsiniz.

Kelebekler Vadisi’nin şelalesini ve sadece bu bölgede bulunan kanatları kaplan desenli kelebekleri görebilirsiniz.

Antik Likya ve Eski Roma kalıntılarının bulunduğu bu tarihi köy, inanılmaz bir manzaraya sahip. Ayaklarınızın altına serili denizi ve arkasını yasladığı dağıyla Faralya, Türkiye’nin en güzel manzaraya sahip köylerinden bir tanesi… Burası görsel şölen yaşamak isteyenler için harika bir seçenek. Çevresinde pek çok pansiyon ve otelde konaklama seçeneği de var.

b> Kaleköy- Antalya
Antalya’nın Kale ilçesine bağlı Kekova’da bulunan Kaleköy; tekneyle gidebileceğiniz, gittiğinizde de “İyi ki gelmişim” diyeceğiniz, Simena Antik Kenti’nin kalıntıları üzerine kurulmuş harika bir köy.

İsmini tepesinde bulunan kaleden alıyor. Teknelerle köye ulaşıp, dar ve patika şeklindeki yollarından kaleye çıkabiliyorsunuz.

Kaleden eşsiz deniz manzarasını seyrederken, tüm huzuru iliklerinizde hissediyorsunuz.

Yolunuz Kekova’ya düşerse; sırf Kaleköy’ü görmek için yapılan tekne turlarına katılıp, hem denizin hem manzaranın keyfini doyasıya çıkarabilirsiniz.

Assos - Çanakkale
Çanakkale'de bulunan Assos, tarihi Behramkale bölgesi ile göz dolduruyor.

Hüdavendigar köprüsü ve camiisi ise kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında. Assos'da ayrıca keşfedilecek çok güzel köyler ve muhteşem Ege lezzetleri sizi bekliyor.

Manavgat / Antalya
Baharı ve erken yazı doyasıya yaşamak istiyorsanız Akdeniz tam size göre. Bir yandan kafayı dinlerken doğada yapacak çok şey var.

İster yürüyüş, kamp yapın isterseniz de binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini keşfe çıkın. Özellikle Manavgat Şelalesi mutlaka görülmeli…

Kış aylarında yoğun debisinden dolayı şelale yerine delice akan bir ırmağa dönüşen Manavgat’a gitmek için en iyi mevsimdeyiz.

Beş metrelik yükseklikten düşen şelale asıl ününü genişliğine borçlu. Burada Instagram’da bolca beğeni alacağınız fotoğraflar çekeceğiniz garanti…

Yedigöller-Bolu
Yeşilin her tonunun hâkim olduğu bir yer Yedigöller… Batı Karadeniz Bölgesi’nde ve Bolu il merkezinin 43 km kadar kuzeyinde bulunuyor. Yol biraz uzun ama özellikle Bolu’dan sonra milli park yoluna girdiğinizde göreceğiniz manzara harika…

Aslında doğanın sunduğu renk cümbüşü için en uygun zaman sonbahar ama ilkbaharda da harika fotoğraflar yakalamanız mümkün.

Şırıl şırıl melodi gibi akan dereler, buz gibi şifalı pınarlarıyla tüm yorgunluğunuzu unutacaksınız… Dilerseniz Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl’ün yakınlarında kamp da kurabilirsiniz.Fotoğraf: İsmail SARI

Ayrıca Yedigöller Milli Parkı’nda sayısız sıra dışı güzelliklere rastlamak mümkün.

Bunlardan biri de Pisagor ağacı. Üçgen özelliğiyle dikkat çeken Pisagor ağacı, doğaya ve fotoğraf sanatına ilgi duyan herkesin uğrak noktası. Sakın es geçmeyin…

İğneada-Kırklareli
Doğanın bir mucizesi olarak görünen İğneada, 2007 yılından beri milli park statüsünde bulunuyor.

Kırklareli sınırları içerisinde yer alan bu muhteşem doğa, İstanbul'a sadece 5 saatlik bir mesafede.

Yıldız Dağları'nın orman dokusunu yansıtan, kökleri suların altında kalmış ağaçlarıyla bilinen longoz ormanlarıyla ünlü olan İğneada, 20 km'lik sahil şeridiyle de muhteşem bir doğa oluşumu olduğunu kanıtlıyor. Genelde yaz aylarında tercih edilse de özellikle mart sonuna doğru kamp için çok ideal…

Kazdağları / Balıkesir
Dağ silsilesi Marmara ile Ege’yi birbirinden ayıran 40 km’lik bir uzunluğa sahip. Dede, Kaz, Eybek, Gürgen, Kocakatran, Küçükkatran ve Susuz gibi farklı dağlardan oluşan bölgenin Edremit sınırları içerisindeki 22 bin hektarlık bölümü ‘Kazdağları Milli Parkı’nda yer alıyor.

Kışı geride bıraktığımız ve bahara merhaba dediğimiz şu günlerde içinizi ısıtacak bir rota… Görülecek yerlerin başında Sutüven Şelalesi geliyor. Şelale, Sarıkız Yaylası’ndan doğan, Kızılkeçeli çayı üzerinde yer alıyor.

Sutüven, ‘Sıçrayan Su’ demek. Büyüleyici bir görüntüsü var. Bölgede açık ateş yakmak, balık tutmak yasak. İlla “Yeşilliklerin içinde piknik yapmalıyım” derseniz masalar ve mangal istasyonları bulunuyor.

Diğer güzellikse Hasanboğuldu Gölü… Suyun berraklığı, turkuvaz rengi, kayaların üstünden akıp giden dere ve yeşilin maviyle karışımı harika. Fotoğraf: İsmail SARI

Mutlaka Adatepe Köyü’ne de uğramalısınız. Cumhuriyet öncesinde zeytin ve hayvancılıkla uğraşan Rum ve Türk ailelerinin yaşadığı bir köy... O kadar sessiz ki, yere iğne atsanız sesini duyarsınız.Fotoğraf: İsmail SARI

Birgi / İzmir
İzmir’e çok da uzak olmayan saklı cennetlerden biri Ödemiş’e bağlı Birgi kasabası… Ödemiş merkeze 10 km uzaklıkta yer alıyor. Aydınoğulları Beyliği’nden Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Camii’siyle meşhur.

Caminin karşısındaki köy meydanından köy halkının yapmış olduğu el işleri, meyvesi, sebzesi ve meşhur Ödemiş patatesi alınabilir.

1971 yılından kalma ahşap Türk evlerinin en güzel örneklerinden Çakırağa Konağı ve İmam-i Birgivi Medresesi gezilmesi gereken yerlerden. Şu sıralar sıcaklık 20-25 derece arasında değişiyor. Sessiz arıyorsanız ve doğa fotoğrafçılığıyla ilgiliyseniz sizi için eşsiz bir yer.

Kapıkırı / Muğla
Huzurun, doğal yaşamın, temiz havanın ve yöresel lezzetleri tadacağınız adı pek de duyulmamış Ege köylerinden birine gitmeye ne dersiniz?

Bodrum’a 40 dakika uzaklıkta bulunan Bafa Gölü’nün kenarına yerleşmiş küçük bir köy Kapıkırı... Eğer tarih ve arkeoloji ilginizi çekiyorsa Kapıkırı’nda Helenistik ve Bizans dönemine ait tarihi kalıntılar ilginizi çekebilir. Bu köyün diğer bir güzelliğiyse Bafa Gölü…

Göl üzerinde tarihi kalıntıların bulunduğu adalar ve 20 bin kadar kuş çeşidinin yer aldığı sular bulunuyor. Gölde küçük sandallarla gezinti yapabilirsiniz. Hatta kuş fotoğrafçılığıyla ilgileniyorsanız geri dönmek istemeyeceksiniz…

Sapanca / Sakarya
İstanbul ve Ankara'dan günübirlik gidip dönebileceğiniz kadar yakın ama kendinizi şehirden kilometrelerce uzakta hissedeceğiniz bir cennet Sapanca. Gölüyle bildiğimiz, Adapazarı'nın ilçesi Sapanca'nın, dağ köylerinde keşfedilecek çok şey var.

Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden birinde, hem spor yapmak, hem kafa dinlemek, hem doğayla baş başa olmak için, bu hafta sonu Sapanca en doğru adres…

Bu kadar gelmişken Maşukiye’de de keşfe çıkmalısınız… Sapanca'ya 25 dakika uzaklıkta olan Maşukiye zengin orman ve bitki çeşidiyle tanınan yemyeşil bir yer.

Kahvaltı yapmak ve balık yemek için pek çok seçeneğin bulunduğu Maşukiye, huzur vadeden yapısıyla hafta sonu tatillerinin en gözde bölgelerinden biri.