Hafta sonuna özel Ağva rehberi / İstanbul

Ağva, Kadıköy ve Üsküdar gibi merkezlerden yaklaşık 1 buçuk saat içerisinde ulaşabileceğiniz bir mesafede Karadeniz kıyısında bir cennet. Şile'ye kadar gelen herkesin "Buraya kadar geldik yeter." diyerek genelde çok şeyler kaçırdığı Ağva, 4 mevsim gidebileceğiniz bir doğaya sahip. Peki nasıl gitmeli?

Kesinlikle binek aracınızla gitmenizi tavsiye ediyoruz çünkü toplu taşıma ile Ağva'ya gitmek hem zor hem de anlatacağımız çoğu şeyi kaçırmanız muhtemel. Öncelikle gidiş yolunda Şile'den çıktığınızda güzergahın ikiye ayrıldığını göreceksiniz. Bir taraf Ağva sahil yoluna, diğeri dağ yolundan Ağva'ya ulaşmanızı sağlıyor. Hangi yolu tecih etmeli? Öncelikle iki yolun da bir hayli virajlı olduğunu belirtmek lazım.

Deniz manzarasını seviyorsanız sahil yolunu tercih etmek isteyebilirsiniz ancak bu yol zaman zaman deniz manzarasından çıkıp dağdan ulaşım sağlıyor. Dağ yolundan gidecek olursanız küçük köylerin içinden geçerek Ağva'ya ulaşmanız mümkün.

Dağ yolu doğal olarak meşhur Ağva deresinin başlangıç noktasına bağlanırken, sahil yolu derenin denize döküldüğü yere bağlanıyor. Sahil yolundan gidecekseniz bu manzaralarla karşılaşmanız mümkün.

Dağ yolundan gideceklere tavsiye, karnınız biraz aç giderseniz yolunuzun üstünde bir Boşnak köyü göreceksiniz. Bu köyün hemen çıkışında ufak bir derenin kenarına kurulu bir gözlemeci var. Otlu gözlemeyi tavsiye ederim, bir uzun yolda verebileceğiniz en dinlendirici mola olacaktır.

Kış aylarında köy içindeki gözlemeciler açık ancak dere kenarındaki ufak gözlemeci genelde bahar ve yaz aylarında açık. Dağ yolundan gidecekseniz aşağıdaki manzaralarla karşılaşabilirsiniz... Ağva'ya vardığınızda kesinlikle bulunmanız gereken nokta, derenin denize döküldüğü Ağva plajı. Bu plajda durup derenin denizle kavuştuğu noktada muhteşem manzaralara şahit olabilirsiniz.

Sahilde yapacağınız yürüyüş size kesinlikle iyi gelecektir. Ağva'nın balıkçlılarının bulunduğu sahil kısmında açıkçası görecek pek bir şey yok. İhtiyaçlarınızı temin edebileceğiniz dükkanlar mevcut.

Dere boyunca pek çok işletme bulunuyor. Çoğu hem restoran hem de konaklama hizmeti veriyor.

Açıkçası biraz kafa dinlemek istiyorsanız derenin başlangıç kısmındaki işletmeler çok daha mantıklı tercihler olacaktır. Dere üstünde sürekli tekne turları ve deniz bisikleti kullananlarla yoğun bir trafik olabiliyor. Burada iki mekanı özellikle tavsiye edebilirim: Greenline ve Wineport.

Wineport derenin hemen başında olduğu için son derece sakin. Hizmet konusunda kusursuzluğa yaklaşan bir işletme olan Wineport'ta çok güzel bir de yüzme havuzu var. Havuzdan sadece konaklama yapan müşteriler faydalanabiliyor. Üstelik havuzun başında bir de deniz feneri var! Yemekler çok özel değil ancak ortam ve işletme bu eksikliği çok güzel kapatıyor. Minderler üstüne serinlebileceğiniz bir teras-çardak bulunuyor hemen altı bar.

Bir adet ağaç evi var ki yükseklik korkunuz yoksa yemek yemek için muhteşem bir deneyim! Dere kıyısında konforlu masalar ve salıncaklar, hamaklar mevcut. Wineport'un restoranı içerisinde bir adet şömine ve akşamları nehir kıyısında yaktıkları bir adet de kamp ateşleri var.

Keyifle vakit geçirmeniz için her şeyi düşünen bir işletmenin güvenini hissedebiliyorsunuz.

Greenline atmosfer olarak Wineport'tan biraz daha farklı ve tatil köyü atmosferi yaşatıyor. Hem dere hem de dağ manzarası var ve dere kenarını güneşlenmek isteyenler için özel bir köşeye çevirmişler. Greenline'da da özellikle tercih etmenizi söyleyebileceğim bir yemek yok. İç mekan restoranı Wineport kadar şık değil ancak şömine köşesi, Wineport'taki şömineden daha konforlu.

Açıkçası İstanbul çevresinde pek çok kaçamak cennetinin görselleri fotoğraf hileleriyle çok farklı gösterilebiliyor, gittiğiniz zaman hayl kırıklığı yaşayabiliyorsunuz. Bu sebeple yazıdaki bütün fotoğrafların herhangi bir ışık ya da fotoğraf hilesi olmadan tarafımdan çekildiğini belirtmek isterim.

Yani görsel açıdan hayal kırıklığı yaşamanız mümkün değil. Uzun yolun keyfini çıkartmaya ve çevrenizdeki doğayı izlemeye bırakın kendinizi. Belirttiğim gibi Ağva'ya gidip yemek olarak bulabileceğiniz en özel şey, dağ yolu üzerindeki köylerden gözlemeler ve organik gıdalar.

Ağva çevresinde gidebileceğiniz bir adet şelale ve ufak kamp alanları da mevcut ancak ilk kez Ağva'ya gidiyorsanız kafanızın rahat edeceği bir tesiste dere manzarasının keyfini çıkartmaya bakın. Yüzde yüz tavsiye edeceğim şey ise kesinlikle Ağva plajına inip dereniz denize döküldüğü noktaya gidin, Instagram'da fotoğraf ve video paylaşmayı seviyorsanız telefonunuzun şarjını zorlayacak manzaralar sizi bekliyor!