Emektar boyacının okuma aşkı

Ankara Garı’nın, maddi imkânsızlıklar nedeniyle küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kalan ve hiç okula gidemeyen emektar ayakkabı boyacısı Salih Yılmaz, 72 yaşında kavuştu ‘okuma-yazma’ aşkına.

Haberin Devamı

Tezgâhı başında, ilkokula yeni başlayan bir çocuk gibi kelimeleri hece hece yazarak ve okuyarak okuma-yazma öğrenen Yılmaz, “Yeniden doğmuş gibiyim” diyor. Ankara Garı’nın emektar ayakkabı boyacısı 73 yaşındaki Salih Yılmaz, okuma-yazma öğrenebilmek için ilkokul öğrencileri gibi ders çalışıyor. Maddi imkânsızlıklar yüzünden bu yaşına kadar eğitim alamayan ve çobanlıktan köy bekçiliğine, çaycılıktan seyyar satıcılığa kadar farklı işler yapan emektar boyacı, 13 senedir ayakkabı boyacılığı yaptığı Gar’daki yerini sınıf gibi kullanıyor. Salı ve perşembe günleri öğleden sonra Mamak Halk Eğitim Merkezi’ndeki okuma-yazma kursuna giden Yılmaz, kalan zamanlarında da ayakkabı boyacılığı yapmaya devam ediyor.

Emektar boyacının okuma aşkı


HECE HECE YAZIP, OKUYOR

İlerleyen yaşına rağmen ekmek parası için işini sürdüren Yılmaz, müşteri olmadığında ise yanında taşıdığı Milli Eğitim Bakanlığı’nca ilköğretim öğrencileri için hazırlanmış ‘okuma-yazma’ kitabından ders çalışıyor. Yaşlılıktan titreyen parmaklarının arasında tuttuğu kurşun kalemle, tıpkı bir çocuk gibi heceleyerek kelimeler yazıp, sesli okuyarak tekrar yapıyor. Ayakkabıları parlatıp, boyadığı tezgâhının başında açtığı çizgili hece defterine, kitaptaki kelimeleri ve basit cümleleri yazıyor. Kursta sorulduğunda daha önce birkaç defa harf unuttuğu için, artık cebinde alfabedeki 29 harfin yazılı olduğu bir not taşıyor.

Emektar boyacının okuma aşkı

OKUMA YOKSA SIFIRSIN, YAŞAMA

Kendisini ders çalışırken görenlerin çok şaşırdığını belirten Yılmaz, “Okuma-yazma bilmeyen çok var ama yaşları ilerlediği için öğrenmeye çekiniyorlar. Aslında utanmayı bırakıp, çalışmaya başlamaları lazım” diyor. “Bu yaştan sonra okuma-yazma öğrenip, ne yapacaksın” diye soranlara, “Okumak her şeyden değerli. Okuman yoksa sıfırsın. Bu memlekette hiç gezme, hiç yaşama daha iyi” yanıtını verdiğini söyleyen Yılmaz, şöyle anlatıyor hikâyesini:

Emektar boyacının okuma aşkı

OKUMA BİLMEYENE PARA YOK

“Çay ocağındayken babam, ‘Boş ver okulu oğlum, hem çay satarsan hem de okuma öğrenirsin. Biz de çalışırken öğrendik’ derdi. Ama öyle olmadı. Çünkü işler çok yoğundu. Yıllarca insanlara sorarak adres buldum. Bir iş yapacağım zaman hep yardım aldım. Bankada paramı çekerken bile zorluk çektim. Yani okuma bilmeyene para bile yok. İki yıldır memleketimdeydim. Kemah’ta İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidip, ‘Okuma-yazma öğrenmek istiyorum’ dedim. Onlar da bizim köydeki okula yönlendirdiler. Benim gibi 14 kişi daha vardı ve özel bir sınıf oluşturdular. Üç ay sonra okullar kapanınca buraya geri döndüm. Şimdi boş vakitlerimde burada ders çalışarak; haftanın iki günü de Mamak’ta kursa devam ederek öğrenmeye çalışıyorum. Artık kimseden yardım dilenmeden tüm işlerimi halledebiliyorum. Yeniden doğmuş gibiyim.”

Emektar boyacının okuma aşkı




Yazarın Tüm Yazıları