Ayşegül Domaniç Yelçe

Rahmi M. Koç Müzesi Bayram’ ın II. Günü’ nden itibaren ziyaretçilerini bekliyor

10 Nisan 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

 

Bugün Ramazan ya da çocukluğumuzdaki adıyla Şeker Bayramımız’ ın ilk günü. Öncelikle, bu bayramı her ne ad altında kutluyor olurlarsa olsunlar; tüm okurlarımın bayramını en içten ve en iyi dileklerimle kutluyor, sevdikleriyle birlikte nice güzel bayramlar diliyorum… Ve Sizler’ i , Bayram’ a yakışır bir yazı olarak kaleme aldığım ve Siz Okurlarım’ ın da böyle düşüneceğini umduğum, köşe yazımla baş başa bırakıyorum. 

*****

Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bünyesinde yer alan Rahmi M. Koç Müzesi; tüm ülkelere ve geçmişten günümüze tüm dönemlere ait, endüstri ve mühendislikle ilgili objelerin ve belgelerinin toplanması, ev sahipliği yapılması, araştırılması, korunması ve sergilenmesine adanmış kâr amacı gütmeyen özel bir kurum. Müze; koleksiyonlarını ve kaynaklarını, halkı bilgilendirmek, onları etkilemek; Türkiye genelinde müze ziyaretlerini yaygınlaştırmak ve endüstri tarihinin araştırılmasını desteklemek için kullanıyor.

Bu kuruluş; Türkiye'nin ulaşım, endüstri ve iletişim tarihindeki gelişmeleri yansıtan ilk ve tek sanayi müzesi. 16 binin üzerinde objeden oluşan koleksiyonu, çocuklara yönelik eğitimleri ve atölyeleri ile kültür ve eğlenceyi bir arada sunabilen tek adres olan Rahmi M. Koç Müzesi; Mustafa V. Koç/ Lengerhane Binası ve Hasköy Tersanesi olmak üzere iki tarihi bina ile halihazırda 11 bin 250 m2'lik kapalı alana ve yaklaşık 17 bin metrekarelik açık alana sahip. Müze, salı-cuma 09.30 – 17.00, cumartesi-pazar 10.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

*****

Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenen Gonca Buharlı Gemisi, İngiltere’de düzenlenen Classic Boot Awards’ da halkın oylarıyla kendi kategorisinde birinci seçildi. Müze koleksiyonundaki İttir Kaktır da 2021 yılında ‘En İyi Yeni Motor Yat’ dalında, yine İngiltere tarafından birinci seçilmişti. İngiltere’deki törene katılarak ödülü alan Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu, “Gonca’nın böyleprestijli bir yarışmaya katılması ve ödül alması bizler için büyük gurur. Oylamaya katılan tüm deniz tutkunlarına teşekkür ediyoruz” dedi.

*****

Yazının Devamını Oku

Plastiksiz Kaş ve Gökçeada Projesi

6 Nisan 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

Plastiksiz Kaş ve Gökçeada Projesi fikri; Etki Çemberleri Vakfı Kurucusu Aylin Gezgüç’ ün, bir tatil köyünde kendisine plastik şişede sunulan meyve suyunu içtikten sonra denize girip de plastik atıklarla karşılaşması ile ortaya çıkmış. 

Proje konusu her iki konum da Akdeniz’in bir ucundan diğerine ortak mesajı iletebilecek kendi özgün eşsizliklerine evsahipliği yapıyor. Biyolojik ve sosyal çeşitlilik, kapsayıcılık bu projede birinci öncelik. Biyolojik çeşitliliğin bütünsellik ilkesi ile korunması için geniş sahiplenme ve farkındalık gerekiyor. Bu proje farklı katmanları ile sosyal çeşitlilik ve kapsayıcılık ile çevresel destek için tasarlanmış ve hayata geçirilmiş.

Her iki destinasyon da sezonu kısa, coğrafyası zorlu müstesna noktalar. Buralarda; proje ağında yer almayan işletmelerle bu zorluklara rağmen temas yaratılmış, güvenlerini kazanıp, proje uygulayıcısı ve faydalanıcısı haline gelmelerini sağlayacak bir süreç ve takım çalışması yürütülmüş. Kaş’ ta yerel bir organizasyonun gönüllü hareketi projelendirilip yaygınlaştırılmış.

Proje, bu açıdan bakıldığında, geniş katılım için farklı paydaşları -hem proje üstlenicileri ve kurumsal destekçileri hem yerelden süreci sahiplenen işletmeler hem de uluslararası destek sağlayarak sinyal etkisi oluşturan fonların kazanımı ile- harekete geçirilmiş. Bunun da devamında; yerel işletmeler üzerinden, yerel idareler ve yerel iletişim ile farkındalık yaratılmış ve sahaya inilmiş.

Plastiksiz Kaş ve Gökçeada Projesi’ nin, sosyal-çevresel ve ekonomik açıdan sürdürülebilirlik etkisini aynı anda göstermesi büyük önem taşıyor. Etki Çemberleri Vakfı, bu üç alanı aynı anda destekleyen projelerin çoğalmasını önemsiyor. Zira bu Vakfın kuruluş amacı, bu modelleri kurgulamak ve iş birlikleri ile sahaya inmelerine destek vermek.

Vakıf, kuruluşundan bu yana geçen kısa süre içinde:

Etki Çemberleri, iş birliklerini odağına almış bir Vakıf. Birbirinin gücünden beslenen ve tamamlayıcı olarak çalışabilen modellerle gönüllülük modeline yeni bir örnek oluşturmuş. Sivil toplumun farklı birimleri, akademisyenler, yerel yetkililer, yerel halk, yerel işletmelerle, ulusal güce ve erişime sahip özel sektör liderlerini -Koton (Kaş), TPS (The Purest Solution)  ve tedarikçileri (Gökçeada)- bir arada ortak AMAÇ için çalıştıkları bir alanda buluşturmuş. Gökçeada’ da Plastiksiz Festival ve Kaş’ ta Şahika Ercümen’ le dalış etkinliği ile farkındalık ve etkileşimi artırmış.

Etki Çemberleri Vakfı, yerel mentorlar ve know how üzerinden yükselen bir bilgelikten fayda sağlamış ve bu faydaya değer katarak yaygınlaşmasına ön ayak olmuş.

Yazının Devamını Oku

Etki Çemberi Harekete Geçiriyor

2 Nisan 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

Etki Çemberleri Vakfı; sosyal, çevresel ve ekonomik meselelerin bir bütün olarak ele alınması bilinci ile, her bir mesele etrafında bir araya gelen iş birliği odağında çemberlerden oluşuyor.

Etki Çemberleri Vakfı şu üç amacı hayata geçirmek üzere kurulmuş bulunuyor:

1. Akademi, sivil toplum, kamu ve özel sektörün, bireysel bağışçılık ve gönüllüklerini katarak etki odaklı modeller ile iş birlikleri yapmasını sağlayacak modeller geliştirmek

2. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ nın (SKA-Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri) hayata geçirilmesinde etki odaklı metodolojiler ile çalışmak

3. Sosyal girişimcilik modelinin; iklim, biyolojik çeşitlilik, atık krizi vb. alanlarda süreçler ve modeller tasarlayarak destek verecek paydaşlara dönüşümünü sağlamak için çalışmak

Vakfın kurulmasına vesile olan sorular ise şöyle:

Etki Çemberleri Vakfı, yukarıdaki amaçlar doğrultusunda;

Etki Çemberleri Vakfı Temmuz 2022’ de kurulmuş olmasına karşın, iki uluslararası fon desteği alarak, üç önemli projeye imza atmış bulunuyor. Bu projeleri önümüzdeki yazılarıma konu alacağım.

Yazının Devamını Oku

En önemli ekolojik sorun

17 Mart 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

İklim değişikliği geleceğimizi tehdit eden ve küresel ekonomiyi temelden etkileyen en önemli ekolojik sorun. 

2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında; iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşma. BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’ nda kabul edilen Paris Anlaşması' nın uzun dönemli hedefi; endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen, küresel sıcaklık artışının 2°C'nin olabildiğince altında tutulması. Paris Anlaşması kabulü üzerinden bir yıl geçmeden yürürlüğe giren ilk küresel anlaşma. Bu anlaşma 2020 sonrası süreçte iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedefliyor... 

Türkiye, “Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” nin 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM Genel Kurulu’ nda kabul edilmesi ile anlaşmayı kabul eden ülkeler arasına girmiş oldu. Aslında Türkiye Paris İklim Anlaşması’ nı 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen imza töreninde imzaladı; ancak Anlaşma, 7 Ekim 2021’de yürürlüğe girdi. 

İklim Haber ve Konda geçtiğimiz günlerde “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı” ile ilgili bir araştırma gerçekleştirdi. Söz konusu araştırma 14 Mart 2024 tarihinde yayınlandı. 2018’den beri her yıl iklim değişikliği farkındalığı konusunda toplumun nabzını ölçen verilere göre Türkiye’de her iki kişiden biri iklim krizi ile mücadelede asıl sorumluluğun Hükümet’ te / Cumhurbaşkanı’ nda olduğunu düşünüyor. Böyle düşünenlerin oranı % 55. Yerel yönetimler ise, %22 ile ikinci sırada geliyor. Belediyelerden iklim krizi ile mücadele konusundaki en büyük beklentiler, yenilenebilir enerji ve altyapı alanlarına yatırım yapılması. Ayrıca araştırma çalışmasına katılanların %75’ i yerel yönetimlerin iklim değişikliği için yeterli çabayı göstermediğini aktarmış söylüyor. 

İklim Haber ve Konda Araştırma tarafından Türkiye çapında 2833 kişiyle hanelerinde görüşme yapılarak gerçekleştirilen anket çalışmasında; giderek derinleşen iklim krizinin Türkiye’deki etkilerine, rekor sıcaklıklara, Ülkemiz’ de iklim değişikliğine karşı gösterilen çabaların nasıl algılandığına ve bu kapsamda neler yapılması gerektiğine odaklanıldı. Araştırmanın dikkat çeken sonuçları şöyle:

- Toplumun %36’sı yenilenebilir enerji yatırımları, diğer % 36’ sı ise seller ve yağmurlara karşı altyapı çalışması yapılmasını; iklim krizi ile mücadelede belediyelerin yapması gereken en önemli iki çalışma alanı olarak görüyor.

- Görüşülen kişilerin %88’i geçtiğimiz yılki rekor yaz ayı sıcaklıklarını iklim değişikliği ile bağlantılı buluyor.

Yazının Devamını Oku

“Gençliğin yetişmesine ve ülkenin kalkınmasına hizmet, bir insanlık ve vatan borcudur”

14 Mart 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

Eğitim hayatları boyunca zorlu yollardan geçen, ülkemizin aydınlık geleceği için eğitimin önemini kavramış, bu yolda üzerine düşen sorumlulukların bilincinde olan kadın hekimlerin bir araya gelmesiyle temelleri atılan Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV), 31 Aralık 2018 tarihinde kurulmuş bulunuyor.

KAHEV’ in hedefleri;

- Her yaş grubundan, toplumun her kesiminden çocukların ve gençlerin eğitimine yönelik burs sağlamak

- Ülkenin dört bir yanındaki okulların güncel eğitim olanaklarına kavuşturulmasını desteklemek

- Toplumun kültürel, bilimsel ve sosyal gelişmesine hizmet etmek

- Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı, verimli, etkin ve eşit eğitim hizmetlerinin sağlanmasına katkıda bulunmak

- Eğitim çerçevesi içinde katılımcı bir sivil toplum hareketi yaratmak

olarak belirlenmiş durumda.

Yazının Devamını Oku

“Göz Alabildiğine Fotoğraf Yarışmaları”

11 Mart 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

1989 yılında temelleri Kocaeli’ de atılan Çağın Göz Hastanesi göz hastalıkları alanında ülkemizin donanımlı ihtisas hastaneleri arasına girmiş bulunuyor. Yurt içinden olduğu kadar yurt dışından gelen hastalarına da kaliteli sağlık hizmeti vermeyi hedefleyen kuruluş, alanında uzmanlaşmış hekim kadrosu ile tüm göz hastalıklarının tedavilerini ve tüm cerrahi müdahaleleri tam donanımlı ameliyathanelerde en gelişmiş teknolojilerle sunuyor.

“Yaşadığımız “an” lar, izlenimlerimiz, hayallerimiz ve her geçen gün değişen çevremiz… Monotonlaşan yaşamımız ve ilişkilerimiz sonucu baktığımız ama göremediğimiz nice ayrıntılar, güzellikler, yaşam bilimleri, coğrafyalar, tarihler, anılar var…” 

Kocaeli’nin köklü sağlık kuruluşları arasındaki Çağın Göz Hastanesi; 2012 yılından bu yana düzenlediği “Göz Alabildiğine Ulusal Fotoğraf Yarışmaları” ile bakıp göremediklerimize dikkat çekerken, bir yandan da fotoğraf sanatına ve fotoğrafçılara destek vermeyi amaçlıyor. Yarışma konularını 2012 yılından başlayarak sıralamak istersek;

gibi bir listeyle karşılaşıyoruz.

Bu yıl 35.yılını kutlayan Çağın Göz Hastanesi, on üç yıl önce başlattığı Ulusal Fotoğraf Yarışması’ nın yeni temasının “Göz Alabildiğine YANSIMALAR” olarak belirlendiğini açıkladı. Aynalardan su birikintilerine kadar görsel şölen oluşturan “Yansımalar” temalı yarışmaya, her yıl olduğu gibi bu yıl da çok sayıda fotoğraf sanatçısının başvurması bekleniyor. 

Çağın Göz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kürşat Çağın, fotoğraf sanatçılarının bakış açılarıyla göz sağlığının önemini vurgulamak amacıyla, 13 yıldan beri düzenledikleri bu yarışma serisinin kendilerinin “gurur projesi” olduğunu söylüyor. Ve şöyle devam ediyor sözlerine:

“Hayatın kaçınılmaz akışında birkaç ânı ya da rengi hatıralara kazımak için vardır sanat. Fotoğraf ise sanatın en etkili formlarından biri… Biz de gurur projemiz olarak gördüğümüz bu yarışmada bu yıl, ilhamını yansımalardan alan fotoğrafları bekliyoruz. Yurdun dört bir köşesinden fotoğrafçılar deklanşörleri aracılığıyla bizlere mitolojilere konu olan, fotoğraf ve görme ile yakından ilişkili “Yansıma” larını aktaracaklar.”

Yansımaların sadece geçmişi yansıtan ayna değil, hayal gücümüzü tetikleyen bir kapı veya ânın güzelliklerini yakalayan pencere olarak da karşımıza çıkabileceğine değinen Çağın, gözlerimizin her yansımanın ardındaki derin hikâyeleri keşfetmemizi sağladığını söylüyor.

Yazının Devamını Oku

Bugün, “Dünya Kadınlar Günü”

8 Mart 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesini; ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasını amaçlayan özel bir gün. Bu özel gün, kadın hakları hareketinde bir odak noktası oluşturuyor. 

Dünya Kadınlar Günü 1910 yılından itibaren bazı ülkeler tarafından kutlanıyor olsa da esas itibariyle, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 16 Aralık 1970 tarihinde aldığı karar doğrultusunda üye ülkeleri kendi geleneklerinde ve tarihlerinde uygun bir günü Uluslararası Kadın Hakları ve Uluslararası Barış Günü ilan etmeye davet etmesi sonucunda resmileşti. 

Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında iki komünist kız kardeş Rahime ve Selimova ve Cemile Nuşirvanova’ nın girişimi ile gerçekleştirildi. Bu tarihten sonra, uzun yıllar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamalarına izin verilmedi. 1975 yılında ‘Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı’ ilan edildi. Birleşmiş Milletler üyesi olan Türkiye’de de ‘Kadın Yılı Kongresi’ yapıldı. 

‘Kadın’ konusunda çalışan pek çok sivil toplum kuruluşu var ülkemizde. Ben bugünkü yazıma bunlardan ikisini konu almak istiyorum: 

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) 1986 yılından beri yoksulluk ve eşitsizliklerin var olmadığı, güçlü bir toplum oluşturmaya katkıda bulunmak amacıyla kadınların yaşamlarını iyileştirme çabalarına destek olmak ve yerel kalkınmadaki liderliklerini güçlendirmek için çalışıyor. Bu doğrultuda, bireysel ve kolektif kapasite geliştirme, kooperatifleşme, ekonomik güçlenme ve afet/göç alanlarında programlar yürütüyor. 

Kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olan KEDV, dar gelirli kadınların yoksullukla mücadeledeki uzmanlıklarına; ailelerini ve toplumu geliştirme, dönüştürme güçlerine inanıyor ve onlarla ilkeli bir ortaklık anlayışı içinde çalışıyor. Tüm projelerini onların ve çevrelerinin sinerjisiyle geliştiriyor. Yerel yönetimler ve toplumdaki diğer aktörlerle iş birliği yapıyor. 

KEDV’ e, 29.01.2001 tarih ve 2001-2009 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kamu yararına kuruluş statüsü verilmiş bulunuyor.

KEDV, kadınların yaşamlarını, toplumlarını ve dünyayı dönüştürmeleri için güçlendirilmelerini misyon edinmiş bulunuyor.

Yazının Devamını Oku

Müzik engel tanımaz

6 Mart 2024
Merhabalar sevgili okurlar.

Bugün sizlere farklı bir konuda yazmak, müzikten söz etmek, istiyorum. Benim için, müzik ruhun sıradan bir gıdası değil, vazgeçemeyeceğim temel gıdası…  En zor zamanlarımı müzik kolaylaştırmış, en büyük acılarımı müzik hafifletmiştir hep. Ben, müzik eşliğinde çalışır, müzik eşliğinde okur ve müzik eşliğinde yazarım. Dinlenirken ise, görüntülü müziği yeğlerim. Klasik batı müziği dinlemek istersem “Mezzo”, klasik Türk müziği dinlemek istersem “TRT Müzik” kanalını izlerim.

Geçtiğimiz günlerden birinde işlerimi bitirip de dinlenmek için oturduğumda, “Mezzo” kanalını açtım yine. Billur gibi bir ses, piyano eşliğinde, aryalar söylüyordu, Thomas Quasthoff…

Thomas Quasthoff Alman asıllı bir bas-bariton; ama ilk ününü söylediği romantik lietler ile kazanmış. Bach’ın kantatlarından, solo caz emprovizasyonlarına varan geniş bir repertuvara sahip. Quasthoff, 1959 yılında, Almanya’da, özürlü bir bebek olarak gelmiş dünyaya. Özürlü doğmasının nedeni ise, annesinin hamilelik dönemindeki mide bulantılarına karşı kullandığı “thalidomide” adlı ilaç.

Ünlü tenorun boyu, bacak kemiklerinin kısalığına bağlı olarak, 120 cm. dolaylarında; kolları ise yok denebilecek kadar kısa. Almanya’daki Hanover Konservatuvarı’na, konservatuvara girmek için gerekli olan üstün yeteneği yok sayılarak, piyano çalamadığı için kabul edilmemiş. O da, herhangi bir kuruma bağlı olmaksızın sürdürmüş müzik eğitimini. Müzik kariyeri başlamadan önce, altı yıl süre ile, NDR’de radyo sunuculuğu ve çeşitli  televizyonlar için seslendirme çalışmaları yapmış.

Münih’teki ARD Enternasyonal Müzik Yarışması’nı kazanması, müzik kariyerinin kapılarını açmış Quasthoff’a. 1955 yılında katıldığı Oregon Bach Festivali ise Amerika ile tanıştırmış onu. Sonra da festivaller festivalleri, başarılar başarıları kovalamış…

Quastfoff’un dünyanın en ünlü müzik şirketleri için doldurduğu sayısız müzik kaydını ve kazandığı ödülleri tek tek saymak istemiyorum burada. Söylemek istediğim dehasını herşeye rağmen engelinin önüne geçirebilmiş olması.

Dehası engelinin önüne geçmiş bir başka ünlü müzisyen ise, Itzhak Perlman. Perlman, İsrail asıllı Amerikalı bir keman virtüözü ve orkestra şefi; adı genelde 20. Ve 21. yüzyılın önde gelen keman virtüözleri arasında anılıyor.

Perlman radyoda dinlediği bir klasik müzik konserinden sonra kemana ilgi duyuyor. ABD’ye gitmeden önce, Tel Aviv Müzik Akademisi’nde ilk müzik eğitimini alıyor. Eğitimine Juilliard School’da ünlü keman virtüözü Ivan Galamian ile devam ediyor. Tüm Amerikan halkı onu 1958’de katıldığı Ed Sullivan Show ile tanıyor. 1963 yılında Carnegie Hall’de ilk kez sahne alıyor. 1964 yılında kazandığı bir yarışmanın ardından da dünya turnelerine başlıyor ve böylece ünü tüm dünyaya yayılıyor.

Yazının Devamını Oku