İzmir mi, valiler mi şanssız

İZMİR Valisi Cahit Kıraç, deneyimli bir devlet adamı.

İzmir için bir şans olduğu kesin.

Ve bu şans akılcı, etkin ve verimli kullanılmalı.

Vali Bey, geçenlerde İzmir’le ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Yoğun siyaset ve kent gündemi içinde biraz gözden kaçtı gibi.

Ne dedi Cahit Kıraç:

"İzmir, Türkiye’nin yıldızı olabilecek bir kent. Buna karşın elindeki gücü iyi kullanamıyor. Turizm potansiyelini iyi değerlendiremiyoruz. Suyumuz var, su sıkıntısı çekiyoruz. Turizm altyapısı yeterli, bunu gelire çeviremiyoruz. 20’ye yakın organize sanayi var, kapasite kullanımı düşük. Potansiyeli çok yüksek bir şehir ama gücünü kullanmıyor. Bunlar sihirli değnekle değişmez. Yerel aktörlerin ortak hedefi, ortak aklı olmalı. Ortak kaynaklı projeler geliştirilmeli. İzmir hedeflerini ideallerini, bütün kesimleriyle birlikte yönlendirmeli. Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ortak hareket etmesi ve merkezi hükümetle birlikte bu işleri koordine etmek lazım. EXPO, İzmir’in dışa açılması, kabuğunu kırması için güzel bir fırsattı, olmadı. İzmir’in kendini ifade edebileceği, hem içe hem dışarıya anlatacak bir kulvar açması lazım. Bundan sonraki süreçte İzmir kendini hem uluslararası hem de iç piyasaya anlatacak çıkışı bulmak zorunda... İzmir turizmden sanayiye birçok kimliği başarı ile bünyesinde barındırabilir. Turizm, kongreler, tarım, sanayi kenti olması birbirinden ayrılır bir şey değil. Artık konuyu tek boyutlu ele almamak gerekiyor. ’İzmir sadece turizm, sadece sanayi, tarım sanayi şehri olsun’ yaklaşımı yerine ’İzmir kaliteli her sektörde başarılı bir kent olmalı’ yaklaşımı daha iyi."

Gerçekten önemli saptamalar.

Bu yolda yürünürse İzmir’in önünün açık olduğu kesin.

Ama... Hep bir "ama"lar var işte.

Bazen uyumsuzluklar, bazen hedefsizlikler, bazen iletişimsizlikler.

Bir karabasan gibi çökünce İzmir’in üstüne...

Maalesef istenen olmuyor!

Bir türlü istenen patlamaya ulaşılamıyor!

İşte bu noktada bir gerçeğin altını çizmek gerek. İzmir valilerden yana şanslı da...

Niye 5 yılı, 7 yılı bir türlü dolduramıyor valilerimiz? Neden hep geçiş noktası?

Yani... Neden İzmir’den sonra ille de İstanbul ya da Ankara kulisleri?

Neden ille "politika macerası".

İzmir Valiliği bir anlamda Ege’nin Başbakanlığı değil mi?

Önemli bir güç.

Önemli bir fırsat.

Devlet adamları için "büyük hedefler" koyma, "büyük şeyler" gerçekleştirme anlamında da bir ciddi kapı...

Ama... Olmuyor...

Gelin; 10 yıllık sürece birlikte bakalım.

İzmir Valilerinin görev sürelerine...

Erol Çakır (1997-1998), Kemal Nehrozoğlu (1998-2000), Alaaddin Yüksel (2000-2003), Yusuf Ziya Göksu (2003-2005), Oğuz Kağan Köksal (2005-2007)

Oysa başka kentlerde farklı bir tablo.

Hemen aklımıza Ankara, İstanbul, Antalya takılıveriyor. Uzun yıllar görev yapan valiler. Hiç değilse bir beş yıl.

İzmir’in bazı şanssızlıklarını konuşurken, bunu da görmek gerekmez mi?

Bunu da irdelemek...

Ve gerekirse bu konuda merkezi hükümete baskı uygulamak...

İzmir kadar Türkiye’nin diğer kentlerinin de bir sorunu değil mi bu?

Şöyle bir düşününce...

Yine Vali Kıraç’ın tayini konuşuluyor.

Ben de bunları söyleyeyim istedim...
Yazarın Tüm Yazıları