×
Yaratıcılık ve kültür sanat eksenli bir gelecek için
Paylaş
Bir çocuğun hayatına atılan kültür sanat ve yaratıcılık tohumunun bir ülkenin geleceğini nasıl şekillendirebileceğini hayal etmek zor değil.
Bugün ürettikleri eserlerle gurur duyduğumuz çoğu değerimiz, bir zamanların minik kâşifleriydi. Sadece sanatçılardan bahsetmiyorum; dünyaca ünlü doktorlarımız, fizikçilerimiz ve daha birçok alandaki başarılı isimler yaratıcı bakış açılarıyla bir yerlere geldiler. O yüzden bugünkü yazımda çocukların yaratıcılığına odaklanan, onlara ilham verecek iki konudan bahsettim.
Çocukluğum sanat ve spor icra edilen, yaratıcılığı ön planda tutan, keşfetmeye özendiren bir ortamda geçti. Ailem ve öğretmenlerimin başlattığı ve bana ülkemi temsil etme onurunu yaşatan benzer bir süreci her çocuğun yaşamasını arzu ederim.
O nedenle odağına çocukları, yaratıcılığı ve kültür sanatı alan “Yaratıcı Çocuk Festivali” hemen dikkatimi çekti.
2-3 Haziran’da Uniq İstanbul’da gerçekleştirilecek etkinlik, Türkiye’nin yaratıcılık odaklı ilk çocuk kültür sanat festivali.
Programda yok yok… Birbirinden değerli atölyeler, söyleşiler, gösteri ve konserler…
Hepsinin ortak noktası bilim, sanat ve tasarımın ilham verici deneyimlerini çocuklara yaşatmak üzere kurgulanması.
Bu arada çocuk odaklı dedim ama ebeveynler de bu festivalden müthiş zevk alacaklardır, eminim. Çünkü onları da Sunay Akın, Prof.Dr. Doğan Cüceloğlu, Dr. Özgür Bolat, Ceyda Düvenci, Şermin Yaşar, Ahmet Güneştekin gibi önemli isimlerle buluşacakları söyleşiler bekliyor.
Bu zengin içerik kim bilir gelecekte hangi önemli değerimiz için atılan bir tohuma vesile olacak…
***
YANI BAŞIMIZDA “KELEBEKLER” UÇUŞUYOR
Baharın gelişini içimizi ısıtacak canlı mı canlı, renkli mi renkli bir konuyla karşılamak istedim. Eveeet KELEBEKLER… İşte bahar aylarının kafamdaki tam karşılığı bu canlılar. Bana çocukluğumdan beri ilham veren kelebeklerin, yanı başımızda bir de çiftliği varmış meğer …
Kelebeklerin ilham verici bir özelliği var. Hele ki balede onların bıraktığı izlere sıkça rastlıyorum.
Bale sanatçıları da bir tırtılın geçirdiği zorlu varoluş mücadelesini veriyor ve sahnede serpilip kelebeğe dönüşüyor. Rengârenk ve zarif tütüler kelebeklerin yarattığı bu çağrışımı pekiştiriyor.
İnsanda güzel duygular uyandırma ve ilham verme gibi üstün yetenekleri olan bu canlılarla vakit geçirmek ne güzel olurdu değil mi?
Böyle bir imkânımız var aslında; hem de İstanbul’un göbeğinde…
Kimya öğretmeni Çiğdem Ünlü ve akademisyen Nafiz Ünlü’nün Beykoz’da kurduğu İstanbul Kelebek Çiftliği 7’den 70’e herkese kapısını açıyor.
Burada kelebekler hakkında birçok şeyi öğrenme ve doğal ortamlarında onlarla vakit geçirme imkânı kazanıyorsunuz. Özellikle çocukların mutlaka ziyaret etmesi gereken, ilham verici bir atmosfer…
TÜRKİYE’NİN İLK KELEBEK ÇİFTLİĞİ…
Çiğdem ve Nafiz Ünlü çifti İngiltere’nin Stratford kasabasında gördükleri kelebek çiftliğinden o kadar etkilenmişler ki bu güzel ortamı ülkemize de taşımak istemişler. Orada çalışıp bütün süreçlere hâkim olduktan sonra kolları sıvamışlar. Birkaç yıllık serüvenin sonunda ülkemizde ilk olan bu güzel kelebek çiftliği ortaya çıkmış…
Gelelim ev sahipliği yaptığı kelebeklere…
Buradaki kelebekler doğal hayattan koparılmıyor. Dünyadaki bütün çiftliklerde bulundurulmak üzere özel olarak üretilen yerlerden ithal ediliyor. İstanbul Kelebek Çiftliği’ne 15 günde bir kargoyla pupalar geliyor ve uygun şartlar sağlanarak doğumları gerçekleştiriliyor.
Çiftlik ciddi bir emek ve özveri barındırıyor. Sıcaklığından nem dengesine kadar her konunun üzerinde itinayla duruluyor.
Sonuç mu?
Kelebeklerin doğal yaşam alanına çevrilmiş muazzam bir çiftlik!
EEE HAYDİ GEZMEYE BAŞLAYALIM ARTIK!
Bu güzel kelebek çiftliğini keşfetmeye 20 dakikalık sinevizyon gösterisini izleyerek başlıyorsunuz. Burada edindiğiniz bilgiler farkındalık kazandıracak cinsten. Dünyadaki kelebek çeşitlerinden ömür uzunluklarına kadar her şeyi öğreniyorsunuz.
Kelebekler hakkında yeterince bilgi edindikten sonra çiftliği gezmeye koyulabilirsiniz. Burada onların; yumurta, tırtıl, pupa ve erişkinlik dönemlerinin tümünü görebilirsiniz. Etrafı hayranlıkla seyrederken bu müthiş canlılardan biri omzunuza konup size eşlik de edebilir… Kim bilir…
Ayrıca dinlenmek ve bir şeyler yemek için çiftliğin içinde bir de kafe mevcut. Burası da ortamın havasına ayak uydurmuş… Sevimli mi sevimli bir adı var: “Obur Tırtıl Kafe”…
Çiftlik geniş bir alana sahip olduğundan orman safarisi ve piknik alanları da var.
Her yaşa hitap eden bir atmosfer olmasına rağmen ben özellikle çocukların burayı görmesini tavsiye ediyorum. Bu çiftlik eminim çocukların çevreye ve canlılara bakış açılarını geliştirecek. Eğlenerek geçirdikleri bu ziyaretin onlar için unutulmaz olacağı kesin…
İstanbul Kelebek Çiftliği, güzel havaları değerlendirip hayatın tadını çıkarmak için hoş bir fırsat… Belli mi olur belki burası girişimcilere ilham verir ve böyle güzel alanların yenileri kurulur ülkemizde…
Paylaş
