Statüko çürütür

CHP, herkesin farkında olduğu üzere giderek kan kaybediyor. Oysa bu parti devrimci kararlılıkla kurulmuş bir devletin siyasi kanadıydı. Tam 100 yıllık bir siyasi partiden söz ediyoruz. Asırlık cumhuriyetimizin yerleşik hale geleceği süreç boyunca; devletin işlerliğini sürdürecek, ideolojiyi kurumsal hale getirecek ve rejime, bürokrasi ile birlikte vesayet edecek bir güç olarak planlanmıştı.

Haberin Devamı


Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları zamanın ruhuna uyumlu genç bir devlet inşa ediyorlardı. Devrimin kurumsal yapısının temel kazıkları jakoben bir anlayışla çakılıyordu. Hiç şüphesiz Atatürk, cumhuriyetin sürgit otokratik bir parti devleti olmasını hayal etmiyordu. Ülkenin geleceğini “muasır medeniyet” seviyesi olarak belirlemişti.
Ne yazık ki cumhuriyetin oluşturulmuş kurumsal yapısı Atatürk’ten sonra demokrasiye mesafeli kalmayı kendi varlık sebebi saydı. Çok partili hayata geçiş sadece bir demokrasi dekoruydu. Ankara, 60’lı yıllarda, her durumda siyaseti teslim alan bir güce dönüşmüştü, Merkezi düzen; temel konularda karar verici konumuyla, seçilmiş iktidarı pasifleştirerek, onları dar bir alana sıkıştırıyor, özlenen “özgür toplumu” başka baharlara erteletmeyi, temin ediyordu.
CHP, aklı tek parti döneminde kalmış haliyle, bürokrasinin “perde arkası” destekçisi olarak algılanıyordu. Ancak bu konforlu pozisyon bitti. Bürokrasi ise mecburen saf değiştirerek varlığını yeni iktidar üzerinden sürdürme yolunu seçmişti. Kendini kurucu iradenin temsilcisi gören CHP artık devre dışıydı.
İşte bu noktada; “tembel” CHP’den nihayet seçmeni kazanmaya yönelik bir iştahlanma beklenmeliydi. Nitekim bu hevesi Mayıs 2023 seçimlerinde ilk defa ciddi manada gösterdiler.
Ancak ne zihni hazırlıkları, ne de dinamik ve disiplinli parti örgütleri vardı. Tek parti döneminin olumsuz bagajı hala tazeliğini koruyordu. Haliyle “akla ziyan” ilkesizliklerle savruldukça savruldular ve kendilerine kredi açmaya hazır kitleleri bermutat ikna edemediler. Beklenirdi ki; böylesi bir ağır seçim yenilgisi sonrasında bir “özeleştiri” yaparlar, silkinirler ve yepyeni bir kadro ve çağdaş bir değişim programıyla küllerinden doğmaya çalışırlar.
Tabii ki bunların hiçbiri olamadı. Daha kötüsü; hantal ve köhnemiş yapı şimdilerde “koltuk savaşı” yapıyor. Her şeye rağmen CHP “ümitsiz vaka” haline gelmemeli. Bir cumhuriyet değeri olan bu parti çoktan çağdaş bir sosyal demokrat oluşum haline dönüştürülmeliydi. Umarız bu gecikmiş projeyi hayata geçirirler.
Bürokrasiye gelince; Ankara her gün daha da büyüyor, demokrasiyi ve onun getireceği rasyonaliteyi, ikna gücünü kullanarak ülkeden uzak tutmayı maalesef becermeye devam ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları