Haklıdır haksızdır, girmeyeceğim o mevzulara.
Tabii ki etraftaki birçok örneğe göre biraz fazla abartılmış olabilir Altun’un paylaşımı. Fakat...
Bazıları var ki olur olmadık işlere burunlarını sokuyor. Olur olmadık paylaşımlar yapıyor.
Mağdur olmak istiyor sanki.
Sanki mağdur olsa ülkenin vazgeçilmezlerinden olacak sanıyor kendini.
Bazıları da akşamları kafaları çekip yapıyorlar paylaşımlarını, sabah olunca da “Ne oldu ki ya” diyorlar.
Zaten gündem yoğun, zaten bir sürü mevzu var konuşulan bir de kendilerini atıyorlar ortaya.
Hafta sonu İstanbul’daki otellerin vale ücretlerinin 500 ila 750 lira arsında değiştiği haberini okudum. Ve ne yaptım biliyor musunuz? İlk etapta şaşırmadım. ‘N’olacak ki’ deyip geçtim. Sonra dün bu yazıyı yazarken tekrar baktım habere.
Dedim Orkun kendine gel.
750 lira yahu!
Aracınızı valeye bırakıyorsunuz ve 1 saat sonra çıkıp aracınızı istiyorsunuz.
Ne kadar ödüyorsunuz? 750 lira!
Pes. Vale ücreti 750 lira olursa diğer hizmetlerin ücreti ne kadar olacak? Bu hiç normal değil, bu hiç adil değil...
Hep söylüyorum ama bir kez daha söyleyeceğim ‘vale hizmetlerine acil bir standart’ getirilmeli.
İyi hâl indirimi alan İbo!
Savunmasını “O gün moralim bozuktu” diye yapan İbo!
Ey vicdansız İbo!
Ben seninle aynı şehirde yaşadığıma nefret ettim İbo!
Maalesef zihnimde şiddete meylettim senin yüzünden İbo!
Sen bu insanlık için bir virüssün.
Senin gün yüzü göremeyecek şekilde gözetim altında tutulman gerekiyor.
Duruşu olan insanlar hele ki günümüzde duruşu olan kadınlar çok kıymetlidir.
Nilgün Belgün’ün Posta’dan Alev Gürsoy’a verdiği röportajı gördüm hafta sonu... Demiş ki Belgün, “erkek bana karışamaz. Ne giyeceğime ne konuşacağıma ben karar veririm.”
Ne güzel bir cümle değil mi?..
Hatta bazı erkeklerin artistliğini kıracak bir söz daha söylemiş:
“Kadınlar ne yapıyorsa hemcinsleri tarafından beğenilmek için yapıyor. Erkekleri kimsenin salladığı yok.”
Hayat tecrübesi olan bir kadından bu sözleri duymak çok daha değerlidir benim için.
Ben tüm açıklamalarına imzamı atarım Nilgün Hanım’ın...
Arada ince göndermeler yapıyor.
Direkt hedefe de odaklanmadığı için millet “Acaba kime bu gönderme” diye düşünüyor tabii.
Bakın en son sudaki ördeklerin fotoğrafını paylaşıp “Ekmek elden su gölden” yazmış.
Diyorlar ki sürekli tatil yapan, alışverişe giden, gülen oynayan oğlu Hakan Sabancı ile sevgilisi Hande Erçel’e gönderme mi yaptı?
Aslında Hakan’a değil, Hande’ye mi gönderme yaptı diye konuşuluyor tabii. Valla bilemeyiz hedef kimdi ama var bir ‘hinlik’ olduğu belli.
Lüks tatillerden, yapılan harcamalardan rahatsız da olabilir Arzu Sabancı.
Yazının başında neden “akıllı kadın” dedim...
Öyle çünkü...
Neyse ki sağduyu kazandı...
Saçma sapan konuşanlar karşılık bulamadı!
O sözde hassas olanlar aslında bu muhabbetleri yaparak, bunları tartışmaya açarak en çok orada çalışanları yaralıyor ama hiç farkında değiller.
Güya oralarda çalışanlara üzüldüklerini söylüyorlar ama gündemde kalma hevesiyle her gün darbe vuruyorlar onlara.
TikTok denen platformda saçma sapan paylaşım yapanlar, emin olun pavyonda çalışanlarla kıyaslanmaz bile...
O yüzden bir kişi daha çıkıp artık pavyona, Dilber dansı yapanlara, Ankara türküleri dinleyenlere laf ederse “İmdaaat!” diye bağıracağım.
Yeter!
Kendinde ne eksikse en çok ondan söz edersin.
Çok inanıyorum bu söze ben.
Bakın işte “ahlak ahlak” diye ekranda bağıranlar mesela...
“Aldatılmaz, ihanet bizde yoktur” diye ahkâm kesenler örneğin...
“Dans etme! Dans etmek ayıp” diyenler hatta...
Bazı tartışmalarla gündeme gelmek falan...
Ama siz emin olun, söyledikleri, savundukları hayatları yaşayamaz hiçbiri.
Yaşamıyorlar daha doğrusu.
Bir süredir kayak merkezlerindeki menü fiyatları dolaşıyor internette. Kahve, çay ve yemek fiyatlarına şaşıranları görüyorum. En son Uludağ’dan bir paylaşım geldi: Bir fincan kahve 200, tatlı 550, et yemeği ise 3 bin 700 liraymış.
Şöyle yapıyor bu işletmeler...
Kış sezonu da tıpkı yaz sezonu gibi kısa olduğu için “Ne tutturursak kâr” diyorlar ve fiyatları üçe, beşe katlıyorlar.
Sonunda böyle hesaplar çıkıyor ortaya.
İstanbul gibi pahalı bir şehirde bile 100 liraya içeceğiniz kahveyi orada 200 liraya, 600-700 liraya yiyeceğiniz et yemeğini orada 3 bin 700 liraya bu yüzden yiyorsunuz.
Eskiden işletmelere hak veriyordum, “Onca kiraları, personel giderleri var, mecburen zam yapacaklar” diyordum ama şimdi görüyorum ki abarttıkça abartıyor bazıları.
O yüzden bu işe bir standart getirilmeli.