Türkiye ve İran'ı Kıyaslamak

Virüs dün itibariyle dünya üzerinde 4 milyon 157 bin kişiye bulaştı.  Ölü sayısı 282 bini geçti. Ama henüz dünyayı teslim alamadı. 1 milyon 467 bin kişi iyileşti. Eldeki bilgilere göre iyileşenler bağışıklık da kazandılar. Ölen ve iyileşenlerin ardından aktif vaka sayısı 2 milyon 407 bin. Bunların da sadece 47 bini (yüzde 2) yoğun bakımda. Kalan 2 milyon 360 bini normal tedavi görüyor.

Haberin Devamı

Vaka sayısında Amerika 1 milyon 357 bin vaka ile başı çekiyor. Onu sırayla İspanya (264 bin), İngiltere (219 bin), İtalya (219 bin), Rusya (209 bin), Fransa (176 bin), Almanya (171 bin) ve Brezilya (156 bin) takip ediyor. Bu ülkelerden sonra da 138 bin vaka ile Türkiye geliyor. Türkiye’nin peşinde ise 107 bin vaka ile İran var.  

 

İspanya ve Brezilya’yı saymazsak, diğer ülkeler Türkiye’nin ticari ve turistik açıdan en yakın olduğu ülkeler. İran ise yanı başındaki komşusu. Virüs öyle bir bela ki tek başınıza onu alt etmiş olmanız yeterli olmuyor. En azından komşularınızda da kontrol altına alınmış olması gerekir. Böylece dışardan tekrar bulaşma riski asgariye iner. Ayrıca ticari ve turistik ilişkiler içinde olduğunuz ülkelerin de normale dönmesi gerek. Tek başına kurtuluş yok yani. Ama görünen o ki bu da kolay değil. En azından yakın vadede. Dünya 1950’lerden itibaren ‘küresel’ bir sistem üzerinde dönüyordu. Ülke ekonomileri birbirinden bağımsız değil. ‘Küresel köy’ şimdi bağımlığın sancılarını iliklerine kadar hissediyor.

 

Haberin Devamı

Diğer komşulara nazaran galiba en riskli olan İran. Rakamların Türkiye’den az görünmesi sizi yanıltmasın. İran’ın vaka sayısı 107 bin. Bu haliyle 30 bin daha az vakası var. Ama vaka sayısı tek başına ölçü değil tabi. Bir de test sayısı var. İran bugüne kadar 586 bin test yapmış. Buna karşın Türkiye’nin 1 milyon 370 bin. Yani iki katı. Ayrıca İran’da toplam ölüm sayısı dün itibariyle 6 bin 640. Türkiye’de bu rakam 3 bin 786. Yine İran’da yoğun bakımda olanların sayısı da Türkiye’nin iki katı. Dolasıyla İran ve Türkiye’yi sadece vaka sayısı üzerinden mukayese etmek sağlıklı sonuç vermez. Üstelik İran’ın bu konularda kendi iç kamuoyunda da eleştirilen bir sicili var.

 

Şöyle ki ilk vakanın çok geç açıklandığı temel eleştiri. Eski Sağlık Bakanı, resmî açıklamadan (19 Şubat) 2 ay önce yetkililere durumu bildirdiğini iddia ediyor. Ramazan Bursa İran’ı yakından takip eden bir isim. Ona göre de vakalar 19 Şubat'tan önce ortaya çıktı. Ancak 11 Şubat’ta İran devriminin yıl dönümü olduğu için özellikle gizlendi. İlk vakalar Kum şehrinde ortaya çıkmıştı. Kaynağı ise 700 Çinli öğrenciydi. Bu bölgeye yönelik tedbirlerdeki aksamalar da ciddi eleştiri konusuydu. Hülasa, Cumhurbaşkanı Ruhani ve dini lider Hamaney’e kadar herkes bu eleştirilerden payına düşeni aldı. Devrim Muhafızları ‘Virüsü 100 metreden tespit ettiğini’ iddia ettikleri bir cihaz ortaya attılar. Daha sonra anlaşıldı ki bu cihaz daha önce ‘bakır bulma’ sonra da ‘kaçak petrol tespit etme’ marifetleriyle tanıtılmış. Alay konusu oldu. Bir vakitler bizdeki ‘Erke Dönergeci’ gibi yani…

 

Haberin Devamı

Özetle, İran Türkiye ile kıyaslanabilecek bir ligde değil. Rakamlarına da güven olmaz. Türkiye; Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerle karşılaştırılmalı. Sağlık sistemi açından da rakipleri onlar.  Test sayısında (Fransa hariç) bu ülkeler Türkiye’den ilerde. Ama hem vaka sayısı hem de milyon nüfus içindeki ölüm sayısında Türkiye geride.  Diğer bazı hayati parametrelerde de hem rakamsal hem oransal olarak Türkiye daha iyi durumda. Şu veya bu iddialardan etkilenmeyecek kadar açık bir gerçek bu. Doktorların, hemşirelerin ve de topyekûn sağlık ordusunun mahsulü... Vaziyetin çok daha iyiye gideceğine şüphe yok.

 

Tabi eğer rehavet ve gevşemeye mağlup olmazsak...

 

Yazarın Tüm Yazıları