Murat Doğan

Çocuklarda mide bulantısı neden olur, nasıl geçer?

26 Kasım 2020
Stres, çocuklarda mide bulantısına neden olabilir. Koronavirüs karantinası sırasında çocuklarda psikolojik kaynaklı mide bulantıları görülebilir.

Mide bulantısı ağrısız, hoş olmayan kusma hissine yakın olarak tanımlanan belirsiz bir şikayettir. İzole mide bulantısı diyebilmek için eşlik eden bir başka patoloji veya kusma olmaması önemlidir. Genellikle mide üstü alan (epigastriumda) lokalizedir, ancak boğazda veya baş üzerinde de algılanabilir.

Mide bulantısı genelde kimyasal uyarı veya harekete bağlı gelişebilen tam olarak sebebi açıklanamayan bir durumdur. Harekete bağlı mide bulantısı hissine sebep olarak stres, duygu ve korkunun işlenmesinden sorumlu olan geniş bir beyin alanları saptanmıştır. Yani beyinde pek çok alan mide bulantısı ile ilişkilidir.

Mide bulantısının nedeni psikolojik olabilir

Organik bir neden tanımlanmadığında, kronik mide bulantısı tarihsel olarak "psikojenik mide bulantısı" olarak sınıflandırılmıştır. Bu terim "fonksiyonel mide bulantısı" veya "kronik idiyopatik mide bulantısı" olarak da söylenebilmektedir. Bu tür mide bulantısı kişide son derece rahatsız edici ve bazı aktivitelerde zorlanmaya neden olur. Bu durum önemli derecede okul ve iş devamsızlığına neden olabiliyor.


Genelde bu çocuklarda migren, otonomik bozukluklar, uyku sorunları, yorgunluk ve anksiyete bulunur. Genel olarak,  psikolojik stresin anksiyeteye bağlı bulantıya veya mevcut bulantının alevlenmesine neden olabileceği görülmektedir.

Bazı hastalarda

Yazının Devamını Oku

Bilinçsiz gıda takviyeleri kullanmanın zararları nelerdir, nelere dikkat etmeliyiz?

18 Kasım 2020
Koronavirüs salgını ile birlikte 7’den 77’ye birçok kişi bağışıklığını güçlendirmek için vitamin ve gıda takviyeleri kullanmaya başladı. Ancak vitaminleri kullanırken yan etkilerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.

COVID-19 ile birlikte gıda takviyelerine talep arttı. Hatta bazı büyük marketler eczanede satılan gıda takviyelerini raflarına koymaya başladı. Bu durumun ticari boyutunu tartışmak benim konum değil ancak sağlık boyutuna biraz değinmek isterim.

Vitamin ve mineral alımında bilinçsiz artış olması bazı önemli sorunlara sebep olabilir. Besin takviyeleri vitaminlere ek olarak;  mineraller, şifalı bitkiler olarak bilinen bazı ekstraktlar veya diğer botanikler, enzimler ve diğer birçok bileşen içerebilir. Besin takviyeleri, tabletler, kapsüller, sıvı formlar, sakızlar, efervesanlar veya tozların yanı sıra içecekler dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde piyasaya verilmektedir. Bazı popüler besin takviyeleri arasında D ve B12 vitaminleri, kalsiyum ve demir gibi mineraller, ekinezya, probiyotikler ve balık yağları gibi ürünler sayılabilir.

Güvenilir ürünleri tercih edin

Özellikle yardımcı maddeler çocuklara zarar verebilir. Örneğin efervesan tabletler suda çözünürken kabarcıklar oluşturur. Bu kabarcıkları aslında bize faydası olmayan asit ve baz olan yardımcı maddeler yapmaktadır. Bu asit ve baz çocuklara eğer güvenilir ürün değilse zarar verebilir. Bundan dolayı eczacı ve doktorun yazdığı ürünleri tercih etmeliyiz. Bu besin takviyelerinin etiketleri gözden geçirilmeli, eczacı ve hekime danışılarak doz ayarlaması yapılmalıdır. Etiket üzerindeki dozlar bazı özel durumlarda çocuk için az veya çok olabilir. Bu durum yağda eriyen vitaminler için önemlidir. A,D,E,K vitaminleri vücutta birikim yapabilir. Bu vitaminlerin aşırı alımı çocukta toksik etkilere sebep olabilir. Tabi bu vitaminlerin (A, D, E, K) eksikleri de olabilir bu durumda da hekiminiz uygun ayarlamayı yapacaktır.

Beslenmesi zayıf çocuklarda besin takviyeleri kullanılabilir

Bazı besin takviyeleri, çocuklar besleyici çeşitli yiyecekler yemiyorsa, yeterli miktarda temel besin almalarına yardımcı olabilir. Bununla birlikte, takviyeler, sağlıklı bir diyet için önemli olan çeşitli yiyeceklerin yerini alamaz. Sağlıklı bir diyeti neyin oluşturduğu hakkında daha fazla bilgi edinmek için iyi sağlam kaynaklar tercih edilmelidir. Örneğin  https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/beslenme adresinden güvenle faydalanabilirsiniz.

Vitaminlerin yan etkilerine dikkat!

Yazının Devamını Oku

Çocuklarda MIS-C sendromu tehlikesine dikkat!

14 Kasım 2020
Koronavirüs hastalığı çocukları da ciddi bir şekilde etkilemeye başladı. Çocuklarda görülen Multisistem İnflamatuar Sendromu (MIS-C),COVID-19 ile enfekte olan çocukların sağlığını tehdit ediyor.

Çocuklarda SARS-Cov-2 enfeksiyonu ile ilişkili olduğu düşünülen Multisistem İnflamatuar Sendromu (MIS-C ) ve almamız gereken önlemler:

Pandemi başladığı günden itibaren çocukların koronavirüs salgınından çok az etkilendiği gibi bir inanış hakimdi. Ancak bugünlerde COVID-19’dan kaynaklı çocuk vaka sayılarının en fazla olduğu dönemi yaşıyoruz. Konuya ilişkin yayınlanan raporlarda çocuklarda çoklu sistemli inflamatuar sendrom (MIS-C) tanısında bir artış olduğu vurgulanmaya başlandı. Bu aslında COVID-19 hastalığının ciddi bir komplikasyonu olarak düşünülmektedir. MIS-C; COVID-19 virüsünü taşıyan her çocuk hastada oluşmayan nadir bir durumdur. Bu konudaki son gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

MIS-C nedir? Hastalık Kontrol ve Önleme Merkez, (ABD,CDC) , MIS-C hastalığının kalp, akciğerler, böbrekler, beyin, deri, gözler veya gastrointestinal organlar dahil olmak üzere pek çok farklı organın iltihaplanabileceği bir tablo olarak tanımlamaktadır. Bulgular çok spesifik olmayıp, COVID-19 sonrası görüldüğü için COVID-19 bulgularının daha ağır formu gibi düşünülebilir. Çocuklarda genelde MIS-C ile ilgili şüphe için bazı şartlar gereklidir. Bu şartlardan kısaca bahsetmek gerekirse şu şekilde özetleyebiliriz: Öncelikle çocuk veya yakın çevresinde aktif COVID-19 ile uyumlu bulguların varlığı (temas öyküsü, ateş, kas ağrısı, koku alamama, tat alamama, halsizlik vs) olmalıdır. Diğer bir tanı ölçütü ise çocuk ve yakın çevresinde son 6 hafta içerisinde COVID-19 ile uyumlu olabilecek hastalık geçirme öyküsü aranmaktadır. MIS-C belirtileri nelerdir?

MIS- C Hastalığında görülebilecek belirtiler çok farklıdır. Bu belirtiler, solunum sistemi (Göğüs ağrısı, yan ağrısı, solunum sıkıntısı), sinir sistemi (Baş ağrısı, bilinç durumunda değişiklik, meningismus, konvülziyon, fokal nörolojik defisit), deri sistemini ilgilendiren bulgular  (kaşıntılı veya kaşıntısız döküntü, dudaklarda kızarıklık, çatlama, şişme, çilek dili, ekstremitelerde şişlik, ekstremite uçlarında cilt soyulması, konjonktivit vs) ve bunlara ilave olarak sistemik bulgulardan olan ateş, kas ağrısı, kemik ağrısı, taşikardi, hipotansiyon, dolaşım bozukluğu, lenf bezi büyüklüğü şeklinde ortaya çıkmaktadır.

MIS-C hastalığının gripten ayrılan özel bir belirtisi olmadığı gibi spesifik bir bulgusu da bulunmamaktadır. Genellikle, COVID-19 testleri yapılarak ve (sürüntü, kan testi) sistemler gözden geçirilerek ilave laboratuvar testleriyle vakalar ayırt edilmeye çalışılır. Çocuklarda aşırı ve açıklanamayan baş ağrısı olduğunda MR veya BT gibi görüntülemelerde istenebilir.  MIS-C şüphesi olan hastalar COVID-19 virüsü taşıyan hastalardan farklı bir yerde ve yakından takip edilmektedir.

Başlangıçta Kawasaki hastalığında artış  olduğu düşünülen bazı çocukların aslında MIS-C hastası olduğu anlaşılmıştır. Kawasaki hastalığı gibi pek çok sistemik hastalık belirtileri MIS-C hastalığı ile benzerlik gösterdiğinden tanı konulması zor olmuştur. COVID-19 tanısı almamasına rağmen COVID-19’lu hastayla teması olan çocuklarda da MIS-C hastalığı olabilmektedir. Bu sebeple COVID -19 tanılı hastaya temasta bulunan çocuğun MIS-C hastalığına yakalanma riski vardır.

Çocukta ateş, enflamasyon, çoklu sistem tutulumu, COVID-19 ilişkisi olmasıyla birlikte alternatif tanı olmaması durumunda, MIS-C tanısı konarak tedavi yapılmaktadır. Genelde vakalar hafif, orta ve ağır şekilde 3 gruba ayrılmaktadır. Ağır vakalar; zor tedavi olmakta, hatta bazen ölümle sonuçlanabilmektedir. MIS-C hastalığı tanısı konulan çocukların yaşları 2 ile 14 arasındadır.

MIS-C hastalığı konusunda ebeveynlerin bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, çocuklarını korumak isteyen ebeveynlere birkaç öneride bulunmak isterim.

Yazının Devamını Oku

Çocuklarda vitamin eksikliği ve belirtileri nelerdir?

12 Kasım 2020
Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmesi için yüksek besin değerine sahip gıdaları tüketmeleri gerekir. Çocuklar yeterli ve dengeli beslenemediklerinde vücudun ihtiyacı olan vitaminleri alamaz ve hastalıklara açık hale gelirler.

Çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi yeterli vitamin ve mineral alımı ile yakından ilişkilidir. Besin olarak çeşitlilik sağlayacak yiyecekleri tüketmeyen çocuklarda vitamin eksikliği oluşması beklenebilir. Bu vitamin eksiklikleri erken dönemde belirti vermediğinden ne yazık ki bazı müdahaleler için geç kalınabilmektedir.  Bu durum çocuk sağlığı konusunda bazı tatsız sonuçlara sebep olmaktadır. Eğer siz de çocuklarınızın besin çeşitliliği konusunda eksik beslendiğini düşünüyorsanız, çocuğunuzun beslenmesine ekleyeceğiniz bazı gıdalara dikkat etmenizde fayda olacaktır. Peki, çocuklar büyüme ve gelişme evresinde hangi besinlere ve vitaminlere ihtiyaç duyarlar?

B vitamini eksiklikleri;Şiddetli B vitamini eksiklikleri çocuklarda bazı yan etkilerle bulgu verebilir. B vitaminleri bağışıklık sistemi için önemli fonksiyonlara yardımcı olduğundan eksikliklerinde yara iyileşmesinde gecikme, ağız içi aftlar, ülserler veya ağız içerisinde pamukçuk görebiliriz. Saçları dökülen bir çocukta veya tırnak kırılmalarında biotin eksikliği akla gelmektedir. Bu çocuklarda genellikle kas ağrıları, yorgunluk ve kas krampları da görülebilmektedir. Biotin bir diğer ad olarak B7 veya H vitamini olarak da bilinmektedir. Balık, et, süt ve süt ürünleri, fındık, yumurtanın sarısı, ıspanak, brokoli ve muz B7 vitamini yönünden zengindir. Tam tahıl içeren ürünlerde B7 vitamini sağlar. B3 vitamini eksikliğinde saç dökülmesi görülebilmektedir. Bazen deride geçmeyen lezyonlarda B vitamini eksikliğini akla getirmektedir.

Çiğ yumurta yedirmek bizim geleneksel alışkanlıklarımızdan birisidir. Ancak çiğ yumurtanın beyazındaki avidin, biotin emilimini azaltır. Bu nedenle, çiğ yumurta yemek biotin eksikliğine sebep olabilir.  

B12 vitamini eksikliği de çocuklarda unutkanlığa, halsizliğe ve kansızlığa neden olabilmektedir. B12 vitamini genelde et ürünlerinden alınır ve vegan beslenmeyi tercih eden çocuklarda görülebilmektedir. Bu durumda yüksek doz B12 vitamini içeren ilaç tedavisi uygulanabilmektedir.

B vitamini grubundan olan B2, B3 ve B6 vitamin eksiklikleri çocuklarda deride egzama tarzı döküntü, pullanma veya kepeklenme ile karşımıza çıkabilir. Niasin (B3 vitamini), riboflavin (B2 vitamini) ve piridoksin (B6 vitamini) bakımından zengin yiyecekler çocuklar tarafından tüketildiğinde vitamin eksikliğini önleyebiliriz. Bu vitaminleri barındıran besinler arasında tam tahıllar, kümes hayvanları, et, balık, yumurta, süt ürünleri, sakatatlar, baklagiller, yeşil sebzeler, nişastalı sebzeler, fındık ve tohumlar bulunur.

C vitamini eksikliği;Vücudumuz kendi başına C vitamini üretemez bu nedenle yeterli düzeyde C vitaminini ancak diyetle sağlayabiliriz. Ülke nüfusunun% 5-17 arasındaki kişilerde C vitamininin düşük olduğu tahmin edilmektedir. C vitamini deri ve damar dokusunda katılan kollajen gibi bazı protein ve enzimlerin oluşmasına ve çalışmasına katkı sağlar.  C vitamini eksikliğinde diş eti kanamaları görebiliriz. Bunun yanı sıra çocuğunuzun diş eti iltihapları da bu kanamaya sebep olabilir. Bu nedenle, Çocuklarda diş eti kanamasında genelde altta iltihabi bir olay saptanmazsa C vitamini eksikliğinden dolayı diş eti kanaması akla gelmektedir. C vitamini eksikliğine bağlı olan iskorbüt hastalığı C vitamini eksikliğinin ileri evresidir. Bu şekilde ileri derecede C vitamini eksikliği olan çocuklarda kas zayıflığı, ufak travmada hemen morarmalar, kolay burun kanaması ve zayıf bir bağışıklık sistemi görülmektedir.

Koronavirüs nedeniyle yaygın kullanılmaya başlanan C vitamini gıda takviyeleri yanında meyve ve sebze ile de alınabilir. C vitamininden zengin gıdalar olarak brokoli, kivi, dolmalık biber ve diğer taze meyveler sayılabilir. Bu ürünleri günde 3-4 porsiyon tüketmek C vitamini eksikliğini önleyecektir.

A vitamini eksikliği:

Yazının Devamını Oku

Çocuklar ne zaman vitamin ve mineral kullanabilir?

7 Kasım 2020
COVID-19 pandemisi ile birlikte vitamin ve minerallerin kullanımında oldukça yoğun bir artış gözlemleniyor. Uzmanlar, küresel pandemi salgını sürecinde çocuklarda sağlıklı beslenme ve vitamin takviyeleri konularında aileleri uyarıyor.

Peki, çocuklar ne zaman vitamin ve mineral takviyeleri kullanabilir?

Sağlıklı büyümede beslenmenin yeri ve önemi

Çocuklar 1 yaşından ergenliğe kadar her yıl, tipik olarak 5 ila 7 cm daha uzar. Ağırlık olarak ise 5 kilo daha ortalama yıllık ağırlaşır. Bu süre zarfında çocuklar besin alımlarını büyüme hızlarına göre kendiliğinden değiştirirler; hızlı büyüme dönemlerinde fazla yiyecek isterken yavaş büyüme dönemlerde daha az yiyecek talep ederler. Bazen çok iştahlıyken, bazen de yemeğe hiç ilgi göstermedikleri dönemler olur. Genelde bu dönemde yapılacak yanlış uygulamalar büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkiler. Bu nedenle çocuğumuz gelişim süresince devamlı veya aralıklı olarak kontrollerden geçirilmeli ve ihtiyacı olan vitamin ve mineraller desteklenmelidir.

Çocukluk döneminde istikrarlı bir şekilde devam eden büyüme, tüm vitamin ve mineral ihtiyacının giderek artması anlamına gelir. Ne yazık ki, çocukların diyetlerinin besinsel nitelikleri ve zenginliği her zaman tutarlı ve dengeli değildir. Bu genel olarak tüm çocuklar için risk oluşturmaktadır. Özellikle birkaç temel besin maddesi söz konusu olduğunda özellikle kritiktir ve dikkatli olunmalıdır.

Çocuklarda büyüme ve gelişme için hangi vitaminler gerekli?

Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp, gelişebilmesi için bazı vitamin ve mineraller hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse şöyle sıralayabiliriz;

Demir

Yazının Devamını Oku

Korona günlerinde öğrenci olmak

5 Kasım 2020
Bütün dünyada etkili olan koronavirüs salgını nedeniyle eğitim sisteminde köklü değişiklikler uygulanmak zorunda kaldı. Bu süreçte çocukların eğitimine kesintisiz olarak devam edilebilmesi için ailelere önemli sorumluluklar düşüyor.

İşte pandemi döneminde okula başlayan çocukların okul başarısını arttırmak için ebeveynlere tavsiyeler…

Bu yıl ilk defa okullu olan çocuklara nasıl destek olabiliriz?

Okul çocuğumuzun başarısı için önemli olmakla birlikte, okul dışı zaman da öğrenme için çok önemlidir. Yapılan araştırmalarda okulda geçen süre Amerika’da 180 gün, diğer ülkelerde ise 240 gün civarındadır. Salgın nedeniyle uzaktan eğitimle okul dışı geçirilen zaman çok daha fazla olmaktadır.

Okumayı öğrenmek ve okumak, tüm okul konularında çocuklara yardımcı olur. Daha da önemlisi, hayat boyu öğrenmenin anahtarıdır. İşte çocuğunuzun okuyucu olmasına nasıl yardımcı olabileceğinize dair bazı ipuçları:

1- Erkenden okumaya başlamalı ve okumasını sağlayacak yardımları sağlamalıyız

Daha bebekken çocuğumuza yüksek sesle kitap okumak günlük rutinimiz olmalı ve bunu mutlaka her gün yapmalıyız. Başlangıçta 1-2 dakikayı geçmeyecek şekilde kısa olmalı ve gün içerisinde birkaç kez yaparak işe başlayabiliriz. Çocuğunuz büyüdükçe, daha uzun süre okumak isteyip istemediğini gözlemleyerek süreyi ayarlayabilirsiniz. Kitabı veya resimli görseli okurken çocuğunuzla konuşun. Onu sorular sormaya ve hikaye hakkında konuşmaya teşvik edin. Okumayı aralıklı bırakarak hikaye için bundan sonra ne olacağını tahmin etmesini isteyin. Çocuğunuz okumaya başladığında ona sevdiği kitap veya dergilerden kendinize okumasını isteyin.

2- Evinizde çocuğunuza uygun birçok okuma materyali bulunduğundan emin olun

Yazının Devamını Oku