Kamplar... İşkence korkunç

Çin gibi büyük ve istediğini yapan, hele şimdi yeni bulunan gaz ve maden kaynaklarının dolu olduğu, adeta Mendeleyev cetvelinin bütün elemanlarının bulunduğu Sincan (Doğu Türkistan) gibi eyaletlerde Uygurlara büyük baskı var. Bilgiler ve belgeseller korkunç. Geniş kitleler kamplara toplanıyor, işkence ve beyin yıkama metotları uygulanıyor.

Haberin Devamı

Birleşmiş Milletler (BM) dünya nüfus hareketliliği haritasını elinde tutuyor. Bu sayede mevcut ülkelerin içindeki köyden şehre göçler gibi hareketlere müdahale etmenin dışında etnik göçleri veya göç zorlamalarını önlemeyi amaçlıyor. Tabii çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da BM mikrofonunun sesleri hakiki gücün çok üstünde. Teşkilat Afrika gibi karşılıklı katliamların (mukatelenin) görüldüğü, kiralık askerler vasıtasıyla Batı devletlerinin cirit attığı, kültürel ve etnik haritası değişiklikler gösteren Mali, Gine, daha önceleri Ruanda’da müdahaleyi doğrusu çok yapamadı, işler olacağına vardı. 

GAZ-MADEN KAYNAĞI

Söz galiba daha çok birkaç ülkeye geçiyor ve ora hedefleniyor. Çin gibi büyük ve istediğini yapan, hele şimdi yeni bulunan gaz ve maden kaynaklarının dolu olduğu, adeta Mendeleyev cetvelinin bütün elemanlarının bulunduğu Sincan (Doğu Türkistan) gibi eyaletlerde bu baskıyı görmek mümkün. Bölgeye herkes giremiyor. Ancak BBC gibi çok kuvvetli yayın organlarının getirdiği bilgiler ve belgeseller korkunç. Geniş kitleler kamplara toplanıyor, işkence ve beyin yıkama metotları uygulanıyor.

Kamplar... İşkence korkunç
AP’nin fotoğrafı: ÇİN’in binlerce Uygur Türkü’nü tuttuğu kamplardan birinde kalan Kazak Müslüman Omir Bekali, 7 Nisan 2018’de AP ajansına verdiği röportajda yaşadığı psikolojik şiddetin çok ağır olduğunu ağlayarak anlatmıştı. Bekali, kamptaki 20. günün sonunda kendini öldürmek istediğini söylemişti. AP, dünyaya söz konusu kamp ve orada kalanlarla ilgili bu fotoğrafları servis etmişti.

ALAY EDER GİBİ

Haberin Devamı

Çin’in açıklamaları çok sathi ve soranla alay edercesine üstü örtülü geçiliyor. Bu bölgelerdeki nüfus bilgileri doğru değil. Çok yakın gelecekte imha hareketleri vukua gelirse haritanın nasıl değişeceği belirsiz. Belirli olsa da BM gibi örgütlerin sözünü geçireceği şüpheli.

Bazı nüfus gruplarının akıbeti meçhul. Bunların izlenmesinin ne faşist politikalara ne de emperyalist eğilimlere delil olmayacağı açık. Bu takip 21. yüzyılda insanlığın ve uluslararası demokratik normların işleyebilmesi için gereklidir.

Haberin Devamı

Çin’le barış ve kültür yılına giriyoruz. Bu gibi politikaların uygulandığı ve etnik bir grubun açıkça tahrip edilmesinin hedeflendiği bir ülkeyle hangi kültürel ilişki ve barış yılını birlikte kutlayacağız doğrusu çok merak edilir. Dünyada barış yılının kutlanması savaş yapanlar arasında görülür. Kültürel bağların yoğunlaştırıldığı yıllar ise ancak bunun layık olduğu ülkelerle yapılır.

Kamplar... İşkence korkunç

KARDEŞ TOPLULUK

Çin tarihi ve dili bizim için önemli ama daha önemlisi varlık ve onurlarının korunması gereken kardeş akraba toplulukların bulunması keyfiyetidir. Doğrusu müzelerimizin gezdirileceği, değerli kültürel varlıkların sergileneceği yerlerin iyi tespit edilmesi gerekiyor. 


Kamplar... İşkence korkunç

Haberin Devamı

TRAKYA VE ANADOLU’DA YAHUDİ YERLEŞİMLERİ

ANADOLU ve bizim Rumeli dediğimiz Selanik, Edirne, Gelibolu hattı sadece Osmanlı döneminde değil, fetihten önce de Helenistik devre kadar Yahudi yerleşimlerin görüldüğü yerdir. Miletos gibi zengin merkezlerde, Ephesus’ta tiyatro salonlarında abone olan Yahudilerin isimleri kazılıdır. Sardes şehrinde (Libya’nın başkenti) sinagog bulunmuştur. Kilisenin kurucusu St. Paul, yani haham Şaul Kilikya (Tarsus) Yahudisidir. Roma vatandaşlığını (civis) alan bir ailedendir. Şüphesiz Hadrianopolis (Edirne) ve Selanik, Yahudilerin yerleştiği bölgelerdi. Bizans dönemi Yahudiliği üzerine muhtelif eserler vardır. Benjamin Tudela gibi bir ortaçağ gezgininin raporu fevkalade önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinde Yahudi nüfusun yerleşim, sinagog ve hayır kurumlarının okullarının tasvirini yapan eserler azdır. Müdekkik Avrupalı Yahudi tarihçiler ülkemizdeki Yahudi geçmişinin tarihine bu anlamda çok eğilmemişlerdir.

Haberin Devamı

1.CİLT: İSTANBUL

Avram Galanti gibi büyük üstadın kitapları ve makaleleri değerlendiriliyor, kullanılıyor ve yeni bulgular ışığında irdeleniyor. Naim Güleryüz çağdaş Türkiye’nin Yahudi tarihini araştıran isimlerin başında geliyor. Daha önce onun bugünkü Türkiye’deki sinagogları anlatan rehberinden bu sütunda bahsedilmişti. Güleryüz, “Trakya ve Anadolu’daki Yahudi Yerleşim Yerleri”ni Gözlem Yayınları’ndan iki cilt halinde çıkardı. Sinagoglar üzerinde detaylı bilgi veriliyor. Kitap, İstanbul’un yerleşim yerleri ve sinagogları ile başlıyor. Birinci ciltte Haliç, Silivri bölgesi, Marmara adaları, Boğaziçi ve Anadolu yakasındaki sinagoglar, mezarlıklara varıncaya kadar Beyoğlu-Galata bölgeleri ele alınıyor.

Haberin Devamı

2. CİLTTE OLANLAR

İkinci ciltte de Trakya ve Anadolu ele alınmaktadır. Türkiye Museviliği hakkında bilgileri derleyen, yeni şeyler öğreten bir çalışma olduğu açık. Yıllar geçen araştırmalardan sonra bu anlamdaki literatüre elinden geldiğince inmiştir. Bu araştırmadan sonra yapılacak şey geniş Osmanlı arşivleri ve şeriyye sicilleri gibi şehrin topografyasına aydınlık getirecek, yeni malzemeye (arşivlere) inecek araştırmalardır. Ülkemiz Yahudi kültürünü ve mirasını anlamak için başvurulacak bir el kitabı.

 

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları