Milas hasatı

Geçen hafta Milas’ta 8. Zeytin Hasat Şenliği’ndeydik.

Haberin Devamı

MIİTSO ve Belediye işbirliğiyle düzenlenen şenliğin kutlama havası tam yerindeydi.
Şarkılar, türküler, dans etmeler, arada zeytinyağına dair konuşmalar, paneller...
Milas bu güzelim ağacın meyvesinin toplanıp önemli bir değere dönüştürüldüğü dönemi her yıl çok güzel taçlandırıyor.
Hasat şenlikleri zeytin üreten her bölgenin olmazsa olmazı, tüketicinin de varlığıyla daha çok şenlendirmesini bekliyoruz bu etkinlikleri...
Milas ve memecik denildiğinde akla ilk gelen isimlerden Ali Osman Menteşe’yi şenlik alanında göremeyince, şenlik ziyaretime ara verip Osman Bey’i ziyarete gittim.
Menteşe-Som zeytinliğinde elinde bir megafonla buldum üstadı.
Bölgeye ve zeytine büyük hizmeti olan Osman Bey’den şenlik içinde şenlik organize etmesinden başka bir şey beklenemezdi.
Bakımlı, güzeller güzeli, yemyeşilden, kızıla, mora, siyaha zeytinin olabileceği her rengi barındıran zeytinleri arasında elinde megafonuyla bir grup ziyaretçiye zeytini, tarımı, zeytinyağını anlatıyordu.
Grupta isteyenlere zeytini ağaçtan düşürmeye yarayan makineleri kullandırttı, zeytin toplattı, anlattı, cevapladı.
Bana da tadım dersi verdirmek istedi, çok da güzel olurdu ama gitmem gerekiyordu.
Programın devamında sıkım tesisinde kendi yağlarıyla yaptıkları makarna, damat Şakir Altuğ Kozikoğlu’nun spesiyalitesi zeytinyağlı çikolatalı ekmekten oluşan bir öğlen yemeği olacaktı.
Misafirlerin, sıkım hanenin kenarında hazırlanan masada, yeni sıkılmış zeytin kokusu ve o gürültü eşliğinde ne kadar mutlu olduklarını, özellikle de gruptaki çocukların hafızalarına çok önemli anılar kazındığını hayal edebiliyorum.
Menteşe’nin içgüdüsüyle hazırladığı bu yan program İtalya’da gerek şarapçıların gerek zeytinyağı üreticilerin her sene bölgesel olarak düzenlediği bir etkinlik konsepti.
Yerel yönetimle organize edilen bu etkinliklerde gün boyunca kapılar halka açık oluyor, tadımlar yapılıyor, nasıl çalışıldığı anlatılıyor, ziyaretçi bir üreticiden diğerine geçebildiği için aynı anda farklı üretim metotlarını da görüyor.
Eğlence de cabası.
Zeytinyağı yolları, zeytinyağı turizmi gelişmek zorunda.
Osman Menteşe yine zamanın ötesinde davranıp bir yol açmış Milas’ta.
Şenlik alanında satılan ev yemeklerinde, böreklerde gerçekten zeytinyağı kullanılmasına çok sevindim.
Ev kadınları arası yemek yarışması da harika fikir.
Ev kadını demek çok hoşuma gitmiyor.
Evinde çalışan kadın yemekleri daha doğru.
Evinde çalışan kadının emeği, bir bölgenin zeytinyağının tanınması, gelişmesi için çok kıymetli.
Bunu şenlik ortamında zeytinyağı severle buluşturmak da bir o kadar kıymetli.
Şenlik alanında tadım yapmakta zorlandım.
Üreticilerin bir kısmı, stant kurdukları halde zeytinyağlarını tattırmıyordu ziyaretçilere.
Maliyetler çok yüksek, yağımız çok kıymetli, “bir dolu insan iş olsun diye tatmak istiyor, nasıl olsa almayacak” duygusunu anlayabiliyorum.
Almazlarsa almasınlar. Orası zaten şenlik alanı.
Amaç konuşmak, anlatmak, tatmak.
Üreticimizin bu konuda kendini biraz geliştirmesi, çok güçlükle yaptığı yağının hikayesini anlatabilmesi, işiyle duyduğu gururu tüketiciye aktarabilmesi çok önemli.
Şenlikte bulunup tadım yaptırmamak kabul edilecek bir şey değil.
Tadımcı kartımı oynayarak ısrarcı olmadığım için katılımcılardan ancak yarısının yağını tadabildim.
Şenliğin sürprizlerinden biri yeni ve bölgeye katkı yapacağını hissettiğim Eminems markasıyla tanışmak oldu.
Emine Collins, 19 yaşında doğduğu şehir İstanbul’dan Amerika’ya gitmiş ve gidiş o gidiş...
Amerika’da önemli bir kariyer yapmış, diş kliniği açmış şimdi de yıllardır oralarda biriktirdiğini kendi ülkesinde zeytinyağına yatırım yaparak değerlendiriyor.
Şenlik alanında kompost yapılabilen, çevreye zararı olmayan tadım bardakları da dikkatimden kaçmadı. Yolları açık, bölgeye faydaları çok olsun.
Ticaret odası ve belediyeye emekleri için tebrikler. Çok önemli organizasyonlar bunlar.
Önümüzdeki yıl belki bu tadım işini ticaret odası üstlenebilir.
Tek bir stantta tüm yağlar tadılabilir.

Yazarın Tüm Yazıları