Bülent Yavuz

Gol iptali ve penaltı doğru, Lemina'da hatalı

8 Aralık 2019
Halil Umut Meler, bir sarı kart hatası dışında mükemmel maç yönetti. Meler’in bu başarısında, VAR masasında oturan Cüneyt Çakır da büyük pay sahibi oldu

Meler, maçın tamamında kontrolü elinde tuttu. Oyuncularla iletişimi 10 numaraydı. Sempatik ve güleç yüzlüydü. Disiplin uygulamaları son derece doğru ve Avrupai di.

Galatasaray’ın VAR tarafından iptal edilen golünde Adem Büyük ofsayttaydı. Karar doğru.

Alanyaspor aleyhine verilen penaltı da yüzde 100 doğru karardı. N’Sakala topu eliyle kesti.

Meler’in tek hatası Siopis’in suratına eliyle vuran Lemina’ya sarı kart göstermemesiydi.

 

Yazının Devamını Oku

Hakemlere para cezası!

5 Aralık 2019
Bülent Yavuz yazdı.

Rizespor Başkanı Hasan Kartal çok başarılı bir iş insanı. Futbolda da bir o kadar başarılı. Hem Rizespor’un hem de Etimesgut Belediyespor’un başkanı. Geçenlerde “Hakemler başarısız olduklarında para cezası verilmeli” diye bir beyanat verdi. Sadece Hasan Kartal değil, birkaç futbol yazarı da aynı konuyu gündeme getirip duruyorlar. Hakemler başarısız olduklarında ‘Federasyon bunlara para cezası versin’ şeklinde. Ben bu konuyu futbolcular üzerinden değerlendirmek istiyorum. Sayın başkan Kartal’a soruyorum; kötü gol yiyen kalecine ya da boş kaleye golü atamayan oyuncuna para cezası veriyor musun? Sanmam. Olsa olsa oyuncu kadro dışı kalır, bir tek primlerden  mahrum olur. Peki; hakem in cezası nedir? Biraz da bundan bahsedeyim. 43 Süper Lig hakeminin sadece 17’sinin 10 aylık maaş sözleşmesi var. Ortalama maaşları 15 bin TL civarında. Bu ücreti maça çıksalar da çıkmasalar da alıyorlar. Ayrıca Süper Lig’de yönettikleri bir müsabaka için 10 bin TL alıyorlar. Bazı maçlarda (bölgelere göre) ilaveten bir veya iki günlük de harcırah parası ödeniyor. O da yaklaşık bin TL civarındadır. Hakem bir maçta başarısız olur ya da kötü bir maç yönetir ise evde kalır. Yani maça çıkamaz. Bu da şu demektir; maç parası ve harcırah alamaz. Sadece maaşa kalır. Şayet maaş almayan grupta iseniz işte o zaman yandınız. Kaldınız mı evdeki hanımın maaşına!

PENALTI KAOSUNUN SEBEPLERİ
2019 Dünya Kadınlar Şampiyonası sırasında kadın hakemler penaltı vuruşu esnasında yapılan ihlalleri cezalandırma işini iyice abarttılar. Öyle ki ileri doğru atılan tek ayaklı bir adımda bile atış tekrarı yaptırıp kaleciye de sarı kart verdiler. Maç esnasında bu işi anlarım ancak uzatmalar sonunda yapılan penaltılarda bu kuralı katı bir şekilde uygular, bir de ihtarı olan kaleciyi ikinci ihtardan ihraç edersen o zaman ne olacak? Oyuncu değişikliği hakkı da yoksa işte o zaman ‘ayıkla pirincin taşını!’ FIFA ile IFAB el ele bir saçmalığa imza atıp bu şampiyonaya mahsus olmak üzere kaleciye ihtar verilmesini geçici olarak kaldırdılar. Günü kurtardılar ancak; bombayı da federasyonların kucağına bıraktılar. Bütün federasyonlar penaltı ihlallerinde hakemlerine, “Çok kuralcı olmayın” dediler. Nedeni de basitti. İhlal yapılmayan tek penaltının bile neredeyse hiç olmamasıydı.

ÇOK ABARTI NEDİR NE DEĞİLDİR?
12. haftadaki Yeni Malatya-F.Bahçe maçında Emre’nin penaltısını kurtaran Farnolle’un penaltı vuruşu sırasındaki ihlali VAR tarafından abartılı bulunmadı! Çok değil bir hafta sonra Göztepe-F.Bahçe maçında Altay’ın penaltıyı kurtarması sırasında ileriye çıkma hareketi çok abartılı bulunarak VAR tarafından müdahale edilip vuruş tekrar edildi. Asıl felaket kurtarıştan sonra başladı. F.Bahçe o arada atak geliştirerek gol atmıştı. Gol iptal edilip, penaltı tekrarlanınca F.Bahçe 2-1 galipken, bir anda 2-1 mağlup duruma düştü. Tabii böyle olunca hemen herkes ‘Bu çifte standart niye?’ diye sordu.  Uzun lafın kısası FIFA’nın, “Penaltı vuruşlarında endişe etmeyin. VAR’ın varlığını bilen kaleciler korkar ileri fırlamaz” demesi ve buna karşılık UEFA ve federasyonların, “İhlal olmayan penaltı mı var? İhlal abartılı değilse müdahale etmeyin” demesi var. Arada sıkışan ne yazık ki hakemler oldu. 12 ve 13. haftalarda farklı 2 karar verdiler. Gündemi hayli meşgul eden abartı konusunun takdirini size bırakıyorum. Korkarım bundan sonra her kulüp, her penaltıdan sonra aynı itirazı yapacaktır. Bir penaltı çılgınlığımız eksikti, o da oldu çok şükür.

 

 

Yazının Devamını Oku

Büyük kararları büyük hakemler verir

30 Kasım 2019
TACI, autu, korneri vermek kolaydır. Hele hele orta sahada faul kararları hakemler için adeta çerez gibidir, tereddütsüz verilir.

İlk sarı kartlar hakemleri hiç rahatsız etmez, leblebi çekirdek gibi gösterilir. Skor bir takım lehine aleyhine 1-0 veya 2-0 ilken penaltı da çok rahat verilir. Kırmızı kartlar çok açık ve net olmadıktan sonra kolay kolay gösterilmez (yumruk, tekme ve tükürmek vb. dışında).

Büyüklerimiz, hocalarımız biz daha emekleme dönemindeyken hep şunu söylerdi:

“Büyük hakem olmak istiyorsanız cesur olun, korkmayın. Hak edene kırmızıyı da gösterin, penaltıyı da verin. Acırsanız, acınacak hale gelirsiniz.”

Uzun yıllar üst seviyede hakemlik yaptım. Uluslararası arenada ükemi temsil ettim. Kocaman hakemlerle yurt içinde ve yurt dışında maçlara çıktım. Uzun süre yöneticilik yaptım. MHK Başkanlığı yaptım (En uzun süreli).

Çaylak dönemlerimi hatırlıyorum; korkak, tedirgin ve duygusal. Ne uzuyor ne kısalıyordum. Dönemin MHK Başkanı Hilmi Ok aradı; “Yarın bana gel “ dedi. Odaya girdiğimde yanında Talat Tokat da vardı. Kısa bir girişten sonra, “Evladım, kumaşın iyi. Yalnız böyle bir ileri bir geri olmuyor. Büyük hakem olmak istiyorsan büyük kararlar vereceksin. Sahaya çıktığında ‘Bu son maçım’ diyeceksin. Bin kere öleceğine bir kere öleceksin” dedi. Tüylerim diken diken olmuştu. Dışarı çıktığımda aynaya baktım, yüzüm kireç gibi olmuştu.

Her maçıma ’Bu son maçım’ diye çıktım. Çok geçmedi, kısa sürede zirveye çıktım. Beni ben yapan hep o söz oldu; “Büyük hakem olmak istiyorsan, büyük karar ver.”
Daha sonra aynı Hilmi Ok beni FIFA hakemi yaptı. Hakemlik bitince de yanına aldı. Büyük hakemlerimiz elbette ki var. Bunlardan biri de sevgili Cüneyt Çakır’dır. Aslında Süper Lig kadrosuna gelmiş her hakem büyük hakemdir. Ancak bazı maçlarda maalesef bu büyüklüğü göremiyoruz.

Yazının Devamını Oku

Gol iptali ve penaltı doğru

25 Kasım 2019
Bülent Yavuz yazdı...

İki akımın oyuncuları futbol oynama yerine, sahaya sanki meydan muharebesi yapmaya çıkmış gibiydiler.

İlk yarıda sakatlık olmaması mucizeydi. Futbolcuların tamamına yakını oyunu bozmak ve hakemin işini zorlaştırmak adına yarıştılar. Mete
Kalkavan olumsuzluklara rağmen maçın kontrolünü elinden kaçırmamak için çabaladı. İlk 45, hakem için kabus gibiydi. İki dirsek temasını kaçırdı. Bir sarı kartlık ayağa basmayı göremedi. Buna karşın doğru faul kararları verdi. Bu devrede çıkardığı 4 sarı kart da doğruydu.

Altay tutmaya çalışıyordu

39’da Malatya bir gol attı ama hakem, kaleciye faul yapıldığı gerekçesiyle golü iptal etti. Kaleci Altay topu tutmaya çalışırken Jahovic top yerine
Altay’ın eline vurarak, topu kaleye yönlendiriyor. Altay’ın topa eliyle müdahale ettiğini, daha sonra Jahovic’in net şekilde Altay’ın eline vurarak topu uzaklaştırdığını görüyoruz. Hakem golü iptal etti. Karar yüzde 100 doğru.

Didişmeyi bırakıp top oynadılar

52’de F.Bahçe lehine verilen penaltı bal gibi penaltıydı. Kaleci Farnolle top yerine kontrolsüz bir şekilde Moses’ın beline ve sırtına net şekilde müdahalede bulunuyor. Yani faulün ağa babası. Hakem önce ‘Devam’ dedi. Daha sonra VAR devreye girerek inceleme önerdi. Mete Kalkavan monitörde inceleme yaptıktan sonra penaltı noktasını gösterdi. Net Penaltıydı. Maçın ikinci devresi birinci yarının tam tersiydi. Oyuncular didişmeyi bırakıp, top oynadılar.

Yazının Devamını Oku

Hakem yükü kulüplere ağır geldi

22 Kasım 2019
Bülent Yavuz yazdı.

Geçen hafta ne demiştik, kısaca hatırlayalım... “Her sezon kulüpler, medya ve taraftarlarda aynı çılgınlık halleri: ‘Bize kumpas var." Bunları yazdıktan sonra teklifimizi yapmıştık: “Süper Lig hakemleri ve yardımcıları Kulüpler Birliği’ne devredilsin.” Ardından da konuyu ‘ironi’ olarak ele almış ve şunları söylemiştik: “Görsünler hakem yönetmek o kadar kolay mı? Anlasınlar bağırmak, çağırmak, düdük astırmak nasıl bir şeymiş görsünler.” Nitekim bir hafta geçmeden kulüp başkanlarının bazıları, “Biz neden yönetelim, niye biz yapacakmışız?” demiş, bazıları da yazının içeriği ile alakalı olmayan cevap vermiş, “Kulüpler Birliği Başkanı bir de hakem mi atayacak?” ya da “Elimize yüzümüze bulaştırırız” diyerek. Oysaki ben yazımda, “Kulüp başkanları hakem atasın” demedim. Zaten böyle bir olasılık  mümkün değil. Şunu söylüyorum: “Sezon açılıyor, bir hafta bilemediniz iki hafta geçiyor başta kulüplerimiz olmak üzere ‘Kumpas var, kurgu var, ligi dizayn ediyorlar’ diyerek ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz. O zaman buyrun siz yönetin” diyorum. Tekrar ediyorum, hakemleri siz atayın demiyorum. Siz yönetin diyorum. Formülünü de Avrupa’daki örnekleriyle anlatmıştım. Kolay değildi. Aslında bunun uygulama olasılığının olamayacağını yazıyı kaleme aldığımda çok net biliyordum. Nitekim yanılmadığımı kısa sürede, kulüp başkanlarımızın açıklamalarından açık bir şekilde gördüm. Ne demişlerdi hatırlayalım: “Bu konu bizden uzak dursun... Büyük bir sorumluluk istiyor... TFF Yönetmeye devam etsin... Bu bizim üstesinden geleceğimiz bir durum değildir.” İşte tam da anlatmak istediğim buydu...

KUMPAS DA YOK, KURGU DA

Hakemleri yönetmek kolay değildir. Kimsenin memnun olmadığı, sürekli komplo teorileri üretilen bir ortam varken gel de yap bakalım... Emin olun üç, hadi bilemediniz dört hafta sonra Kulüpler Birliği Başkanı istifa eder, altı aya kalmaz birlik dağılır. Kumpas da yok, kurgu da. Artık anlayalım lütfen. Ligi dizayn etmeye kimsenin gücü yetmez. TFF, MHK ve hakemler üzerinden bu algıyı bırakalım. Kimseye faydası olmadığı gibi, artık kimse de inanmıyor. Ne hakemlerin ne de onları yönetenlerin bu işle asla ilgisi olamaz. Hakem hata yapar tamam. Ama bunu hata ötesine taşıyarak, ortalığı germek, kaos yaratmak doğru değil. Hataları hakem yöneticileri görür ve gereğini yapar. Kimsenin endişesi olmasın.

HAKEMLERİMİZ BOŞ DURMUYOR

Milli maçlar nedeniyle verilen arada Merkez Hakem Kurulu (MHK), Süper Lig hakemleri, yardımcıları ve 1. Lig hakemlerine 3 günlük bir seminer düzenledi. Bu seminerde Hollandalı eğitimci Jaap Uilenberg, UEFA’dan derlediği pozisyon görüntüleri ile Türkiye’de 11 hafta boyunca oynanan müsabakalarda tartışılan sarı kartlar, kırmızı kartlar, elle oynamalar, bariz gol şansı vb. hakem kararlarını izletip bu pozisyonlarla ilgili görüşlerini sordu. Daha sonra gözlemcilere de bir günlük seminer düzenleyerek hakemlere verilen derslerin kısa bir özeti paylaşıldı. Seminerin ardından bir konuşma yapan MHK Başkanı Zekeriya Alp, son derece faydalı bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek hakem ve gözlemcilere moral verdi.

 

Yazının Devamını Oku

Süper Lig hakemlerini Kulüpler Birliği yönetsin

16 Kasım 2019
Bülent Yavuz yazdı.

Her sezon kulüpler, medya ve seyircilerde aynı çılgınlık halleri; ‘bize karşı kumpas var...’ Aklımız devre dışı, komplo teorileri devrede. Ve bunlara inanacak kadar safız. Nasıl kurtulacağız bu çılgınlık halinden? Çaresi ne? Bu güvensizliği, bu çılgınlığı aşmanın bence tek ve en pratik çözümü Süper Lig hakemlerini ve yardımcılarını toptan Kulüpler Birliği’ne devretmek. Görsünler hakem yönetmek o kadar kolay mı? Anlasınlar bağırmak, çağırmak, hesap sormak, düdük astırmak nasıl bir şeymiş görsünler. Gerçekten buyurun siz yönetin. Sözleşmelerini, atamalarını ve idari işlerinin hepsini Kulüpler Birliği yapsın. Hakem patronunu ister yurt içindeki tecrübesi ve yöneticiliği ile ön plana çıkan isimlerden seçin veya yurt dışından karizmatik biriyle anlaşın (Bu arada IFAB teknik danışmanı David Elleray Belçika Futbol Federasyonu ile yıllık 300 bin Euro’ya anlaştı). Seçeceğiniz CEO, ekibini belirlesin. Şayet CEO yurt dışından gelecekse o da birlikte çalışacağı bir veya iki yardımcısını yurt dışından getirsin. Bu çekirdek kadro hem hakem atamalarını yapsın, hem de eğitimlerini versin. Elbette arkasında güçlü bir destek ekibi olacaktır (fitness, beslenme, vb.). Artık kulüpler de hesabı TFF’ye soracağına kendi birliklerine sorar! Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon ve diğer takımlarımızın taraftarları TFF binası önünde değil, Kulüpler Birliği binasının önünde yürüyüş yapar. Yazılı ve görsel medyamız da TFF başkanından, MHK başkanından hesap sormaz, Kulüpler Birliğinden hesap sorar.

ÜRÜNÜN DEĞERİ ARTAR

Bir de şu açıdan bakalım... Madem ligimiz sonuçta bir ‘ürün’, bu ürünün her hafta hakemler tarafından ‘katledilmesi’ içinizi acıtıyor, dolayısıyla siz de buna izin vermemiş olursunuz. Ürünün değeri artar, dünyaya pazarlarsınız. Örnek mi? İngiltere’de Premier Lig hakemleri federasyondan bağımsız yönetiliyor. Bu ülkedeki yapıya bakarsınız, sistemini alırsınız, detayları daha da geliştirerek uygularsınız. Gerçi bu uygulama konvansiyona aykırı olsa da, UEFA’dan İngiltere örneğini göstererek pekialâ izin alınabilir. Bunda bir sıkıntı olmaz. Peki TFF ne yapacak? Enerjisini diğer konulara yöneltecek. Süper Lig hakemlerinin yükünden kurtularak alt liglere yönelecek. Böylelikle oradaki sistemin daha doğru çalışmanı sağlar, yerinde denetler, eksikleri ve aksaklıkları tespit ederek çok daha dinamik hale getirir. Bu sistem genç ve yetenekli hakemlerin çıkarılmasına da katkı sağlar.

‘EY ZEKERİYA ALP!..’

Başka çare var mı? Son 10 sezon, hakem camiasından veya dışarıdan MHK Başkanlığı koltuğuna oturanları, bir bir yemedik mi? Hemen hemen her hafta suçlu ilan etmedik mi? Her türlü yakıştırmayı yapmadık mı? Hatta daha ileriye gidip ‘Ligi dizayn ediyorlar, ettiriyorlar’ demedik mi? Sonra ne oldu? Hepsi birer birer gönderildi. Şimdi de Zekeriya Alp ile uğraşıyorsunuz. Orasını burasını çekiştirip duruyorsunuz. Hakemler her hata yaptığında

‘Ey Zekeriya Alp...’ diye bağırıyorsunuz. Bir kere küstürdük, bir daha küstürmeye çalışıyoruz. Halbuki binbir rica ile geldi. Kıymetini bilmiyoruz. Tahıl öğütür gibi MHK Başkanı öğütüyoruz. Kulüpler Birliği, Süper Lig hakemlerini devralarak inşallah bundan sonra MHK başkanlarına sahip çıkar. Türkiye de bu sayede bu kısır döngünden kurtulur inşallah!
Beşiktaş-Yukatel Denizli maçında Isaac Sackey’nin Abdoulay Diaby’ye yaptığı bu hareket sonrası hakem Özgür Yankaya faul düdüğü çaldı ve sarı kart gösterdi. Oysa kurallar ‘kırmızı kart’ diyor.

TOPA DOKUNMAK BAZEN FUTBOLCUYU KURTARMAYABİLİR

Yazının Devamını Oku

Kurgu varsa birlik olup yok etsinler!

9 Kasım 2019
Bülent YAVUZ yazdı...

KİMDİR bu ‘kurgucu’ Allah aşkına! Sahi var mıdır böyle bir babayiğit? Bir parmak işaretiyle bütün ligleri dizayn etsin! Bir talimatıyla istediği takımı şampiyon yapsın, istediğini küme düşürsün. Kimdir bunlar veya kimlerdir? Kendilerini akıllı, bütün futbol alemini aptal mı zannederler? Kanun bilmezler mi? Korkmazlar mı? Devletten çekinmezler mi? Yoksa mafya mı bunlar?

Milyonca dolarlar, Euro’lar ve liralar harcayan kocaman takımlarımızın saygıdeğer başkanları yeri geldiği zaman coşuyorlar, kükrüyorlar. Konuştukları zaman da ‘mangalda kül bırakmıyorlar. Bıraksınlar biribiriyle dalaşmayı. Eğer kurgu varsa birlik olsunlar. El ele verip bu kurgucuların üzerine çullanıp yok etsinler. Temizlesinler, deşifre edip dört bir aleme rezil etsinler, yerin dibine gömsünler. Bunu yapamıyorlarsa bunca masraf, bunca kavga niye? Oynamasınlar o zaman...

Kendimizi kandırmayalım. Hakem hataları üzerinden hayali senaryoların, polemiklerinin tuzağına düşmeyelim. Tam 42 yıldır futbol ailesinin içindeyim. Faal hakemliğimde, MHK yöneticiliği ve başkanlığımda UEFA ve FIFA gözlemciliğimde çok şeyler yaşadım, çok şeyler gördüm. 15 yıldır da yazılı ve görsel medyada çalışıyorum. Bu hayali senaryoları, polemikleri ve kurgu söylemlerini yıllarca dinledik durduk. Kime ne faydası oldu? Fırsatçılar hariç kimseye...

iFTiRALAR ATILDI

Peki kimler zarar gördü? Kimler görmedi ki. En başta futbolumuz. İmajımız zedelendi, marka değeri düştü. Kurumlar töhmet altında bırakıldı. Kulüplerimizin psikolojisi bozuldu. Oyuncularımızın motivasyonu ve konsantrasyonu dağıldı. İftiralar atıldı. Şahıslar zarar gördü. Hakemlerimiz çok yıpratıldı. Hata yaptıklarında kurgu yakıştırması yapıldı. Şampiyon yapmayacaklar, küme düşürecekler vb. gibi. Ama takımlar hata yapınca, oyuncular gol kaçırınca ses yok.

Nihat Özdemir mi, Mehmet Baykan mı, Zekiray Alp mi, Cüneyt Çakır mı ya da diğer hakemler mi kurgucu? Hepsi de saygın ve değerli insanlar. Federasyon ve MHK üzerinden ‘kurgu var’ algısı külliyen yanlış ve senaristlerin oyunudur.

HAKEMLiĞiN KIYMETiNi BiLiN

tRk Silahlı Kuvvetleri’nde 42 yıl çalıştıktan sonra kıdemli albay rütbesiyle emekliye ayrıldım. Benim gibi binlerce emekli albay var. Şayet hakem olmasaydım, beni sadece çalışma arkadaşlarım, devrelerim ve yakınlarım tanırdı. Ama hakemlikte öyle mi?.. 40 yıl da hakem camiası içinde bulundum. En tepeye kadar geldim, şöhret oldum. Futbolla ilgilenen on milyonlarca kişi, sizi hakem olarak tanır. H diye saygı gösterir. Bu iltifatlar bir insan için onur vesilesidir, gurur kaynağıdır.

Yazının Devamını Oku

Uğurcan kırmızı kart görmeli miydi?

1 Kasım 2019
Bülent Yavuz yazdı.

Başakşehir-Trabzon müsabakası dokuzuncu haftanın en güzel, en heyecanlı ve de seyir zevkinin tavan yaptığı, tadına doyum olmayan bir maçtı. Bu maçın hakemi Ali Palabıyık’tı. Güzel maç yönetti. Adına, şanına ve de kariyerine yakıştı. Karşılıklı iki penaltı verdi. İkisi de kurala uygun ve doğruydu. Ancak futbol kamuoyu Başakşehir lehine verilen penaltıya takıldı. Konu şuydu: Penaltı tamam da, Uğurcan neden kırmızı kart görmedi? Hemen söyleyeyim; iki sene önce olsaydı Trabzonlu genç kaleci yüzde 100 kırmızı kart görürdü. Değişen kural gereği ceza alanı içerisinde savunma oyuncuları  topla oynama niyetinde olmalarına rağmen topa müdahale edemeyip, rakibine müdahalede bulunursa, topla oynamasına engel olursa hakem beyaz noktayı gösterecektir. Pozisyonda bariz gol şansı varsa hakem penaltının yanında yalnızca sarı kart gösterecektir. Ceza alanı dışındaki müdahalelerde ise kural eskisi gibi uygulanacaktır. Peki, bu fark ne için? Şunun için... Penaltı ağır karardır. Neticeye tesir eder, skor da değişebilir. Bu mantıktan hareketle oyuncunun topla oynama isteği de göz önüne alınarak kural revize edilmiştir. Bu sebepten dolayı Trabzonspor kalecisi kurala uygun olarak penaltı ceza vuruşunun yanında sarı kart ile cezalandırılmıştır.

KURAL HATASI İTİRAZI NEDEN REDDEDİLİR?

Kulüplerin zaman zaman ‘kural hatası’ itirazları yaptığını ve maçlarının yeniden oynanması için federasyona başvurduğunu biliyoruz. Bu itirazların ezici çoğunluğu reddedilir. Peki, kulüplere göre hakem göz göre göre hata yapmış olmasına rağmen bu başvuruların çoğunluğunun reddedilmesinin sebebi nedir, hiç düşündünüz mü? Açıklayalım.. Merkez hakem kurulları ve TFF hukukçuları, yönetim kuruluna sundukları raporları genellikle Futbol Oyun Kuralları’na dayanarak hazırlar. En büyük dayanakları Kural 5, Hakem Paragraf 2’dir. Kural 5’teki ‘Hakemin Kararları’ maddesinde geçen ‘Kararlar, oyun kurallarına ve oyunun ruhuna uygun olarak verilir. Oyun kuralları çerçevesinde hareket etme hakkına sahip olan hakemin kanaatine dayanır’ saptaması nedeniyle itirazların çoğu reddedilir. Çünkü hakemin o anda verdiği karar yanlış olsa dahi kanaati gereği o kararı vermiştir ve hakeme göre en doğru karar odur. Hakemler de genelde savunmalarını bu görüşe göre oluşturur. Ancak hakem ‘ben bilerek ve isteyerek hata yaptım’ derse maç tekrar edilir. Açıklayıcı bir örnek vermek gerekirse; Fenerbahçe-Ankaragücü maçında açıkça auta çıkan topu hakem köşe vuruşu olarak değerlendirmiştir. Burada top hakemin kanaatine göre kornere çıkmıştır.

VİDEO OPERASYON ODASI (VOR)

Sayın Yıldırım Demirören’in Federasyon Başkanı iken “Öyle bir ‘VAR’ merkezi yapalım ki Avrupa’da örnek olsun” talimatı üzerine çok kısa bir süre içerisinde Avrupa’da parmakla gösterilen merkezi sistemli bir Video Operasyon Odası’na sahip olduk. Şu anda Video Operasyon Odası yani ‘VOR’ Avrupa ülkelerinin gözdesi oldu. UEFA Hakem Kurulu Başkanı Roberto Rossetti’nin, ‘VAR’ uygulaması yapamayan Avrupa ülkelerinin FIFA hakemleri için İstanbul’da eğitim yapma isteği federasyonumuzca kabul edildi ve bu hakemlere geçtiğimiz günlerde Riva’da eğitim verildi. Riva’nın tercih edilme sebebi
gerçekten muhteşem bir tesise sahip olmamızdan kaynaklanıyor. Futbol Federasyonu Başkanımız Sayın Nihat Özdemir’in de ‘VOR’ için titizlik ve hassasiyet göstermesi tabii ki bu tesislerimizin daha da çağdaş yapıya kavuşturulmasında en önemli faktördür. Ayrıca başkanımızın, tesislerimizin Avrupalı hakemlere açılması konusunda onay vermesi, UEFA nezdinde de çok olumlu karşılanmıştır. Riva’daki ‘VOR’ tesisimiz merkezi sistemli olup, eğitim için ‘olmazsa olmaz’ futbol sahalarına sahiptir. Ayrıca konaklama ve iaşe için de her türlü kolaylık var. Daha ne olsun. Bir futbolsever olarak gurur duyuyorum. Yapanların ve işletenlerin emeğine sağlık.

Trabzonspor'un yıldız kalecisi Uğurcan Çakır'ı izliyoruz...

<script src="https://embed.dugout.com/v3.1/sporarena.js" data-dugout-video="eyJrZXkiOiJReW9LVFhOeCIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9"></script>

Yazının Devamını Oku