Ne yapıp ne edip ekonomiyi düzlüğe çıkarmaları gerekiyor. Emekliler sorunu, pahalılık sorunu... Hepsinin halledilmesi gerekiyor. AK Parti’nin seçimde aldığı sonucun birincil nedeni bu. Bu sorunun halledilmesi gerekiyor. Başka türlü olmayacak. Bu kesin.
*
SAMİMİYET
Erdoğan’ın bir samimiyeti var. Bu samimiyet, halka yansıyor. Bu nedenle Erdoğan’la hiçbir sorunu olmayan kesimlerin, Erdoğan’ın oylanmadığı bir seçimde tutumu farklı olabiliyor. AK Parti’de samimiyet, sadece Erdoğan’a özgü bir özellik olarak kalmış durumda. Buna da neşter atılması şart.
*
DEĞİŞİM
Partide bir büyük değişim gerekiyor. Yukarıdan bakan, halktan uzaklaşmış, antipati yayan, üslup sorunu yaşayan isimler var. AK Parti’nin hızla bu tür kişilerden kurtulması şart. Sadece partideki üslupsuzlarla değil, parti hinterlandındaki bu tür kişilerle de araya mesafe konması şart.
*
En önemlisini yazayım:
*
Bundan 10 ay önce Türkiye büyük bir seçim yaptı.
O seçimde şartlar, bugünkünden pek de farklı değildi:
- Erdoğan’ın karşısında büyük bir ittifak vardı.
- Ekonomide yine sorunlar vardı.
- Pahalılık yine gündemdeydi.
*
Bugün sandık günü.
*
Hep birlikte sandığa gidelim.
Oylarımızı verelim.
*
Ama odak noktasını asla kaçırmayalım.
*
-
- Asla büyük konuşmayacaksın.
- Her türlü sürprize ve sonuca açık olacaksın.
- “Kazandık, bitti o iş” falan demeyeceksin.
- Temennini kesin sonuç gibi görmeyeceksin.
- Sadece kendi çevrene bakıp seçim sonucu çıkarımı yapmayacaksın.
- Fazla angaje olmayacaksın.
- Soğukkanlılığı elden bırakmayacaksın.
- Amigoluğa soyunmayacaksın.
Onun yaptığı analize göre...
DEM seçmeni, üç ayrı tutum alacak:
*
- BİRİNCİ TUTUM: PKK’nın silahlı mücadeleye devam etmesini isteyenler İmamoğlu’na oy verecek.
*
- İKİNCİ TUTUM: Değişim isteyenler, farklı bir çizgiye geçilmesi gerektiğini düşünenler DEM Parti’ye oy verecek.
*
-
Söyledikleri şunlar:
*
“Elbette her şeyi konuşmaya varız. Ancak kapımız teröristlere de terör örgütünün güdümünde siyasetçilik oynayanlara da kapalıdır. Milletvekili listelerini, belediye başkan adayı listelerini terör örgütünün belirlediği bir parti, parti olmaz. Bu listeleri belirleyecek olan emekleri ve oylarıyla partiyi var eden ve yaşatan parti tabanıdır.”
*
Bu açıklamalardan Erdoğan’ın Kürtlerle ilgili yaklaşımının iki nirengi noktası ortaya çıkmış oldu:
*
- BİR: Kürtlerle konuşmaya sonuna kadar açık.
*
CHP yandaşı bir gazetecinin, Leyla Zana’nın bu sözleriyle ilgili yorumu şu:
*
“İstanbul’da AK Parti’ye destek çıkmayan bir tek Leyla Zana kalmıştı.”
*
Peki ne yapmış Leyla Zana?
- Murat Kurum’a mı destek çıkmış?
- AK Parti’ye mi oy istemiş?
*
Miting yapmamış, esnaf gezmemiş, ilçe ilçe dolaşmamış. Sadece bir etkinliğe katılmış.
*
İmamoğlu’ndan bile daha fazla İmamoğlu taraftarlığı yapan ne kadar gazeteci varsa hepsi aynı şeyi söylüyor:
“Hakan Fidan’a yakışmadı.”
*
Gazeteci olarak sana Ekrem İmamoğlu’nun silahşörlüğünü yapmak yakışacak ama AK Parti hükümetinin bir bakanına AK Parti’nin İstanbul adayına minicik bir destek vermek bile yakışmayacak. Öyle mi?
*
Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’na oy toplamak için gitmedik il ve ilçe bırakmamıştı.