Yaptırımlar Esad’ı kurtarır mı?

AMERİKALI general ve CIA yetkililerinin Türkiye’ye gidiş geliş haberlerini peş peşe duymaya başladığımız son günlerde Büyükelçi Francis Ricciardone’nin Başbakan ile havaalanındaki görüşmesi dikkat çekiciydi.

Bu görüşmeden sonra yapılan açıklamada, ani randevu gerektirecek herhangi bir konu kamuoyuna iletilmedi. Her zaman ele alınan başlıklar sıralandı. Kısaca biz gazeteciler açısından açıklamada görüşmeye ilişkin ipucu yoktu.
Ama bazı ipuçlarını, bir gün sonra Washington’da alınan bir kararda bulmak mümkündü.
 
ABD Başkanı Barack Obama, çarşamba günü Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve altı üst düzey yönetim yetkilisi ile ilgili yaptırım kararı aldığını açıkladı.
Yaptırımlar Esad ve diğerlerinin ABD’deki mal varlıklarının dondurulmasını ve Amerikan vatandaşlarına o şahıslarla her hangi bir ticari ilişkiye girme yasağını öngörüyor.
Obama, Kongre liderlerine gönderdiği mektubunda, “Suriye halkına yönelik şiddetin sürekli olarak artması” nedeniyle bu kararı aldığını söylüyordu.
Bu yaptırım kararının en büyük özelliği, Amerikan Yönetimi’nin ilk kez Suriye Devlet Başkanı’nı hedef almasıydı. 
Obama, söylemedi ama yönetim çevrelerinden gelen haberlerde, ilk kez “Esad ya bu şiddete son verir ya da gider” açıklamalarını duymaya başladık.
Yaptırım kararının bir başka önemli özelliği de ABD Başkanı Obama’nın dün yaptığı konuşma öncesi alınmış olmasıydı.
Yani Washington, Suriye’ye etkili bir mesaj göndermek istedi.
     
BU mesaj gerçekten etkili olabilir mi?
Suriye’ye karşı ABD uzun yıllardan beri yaptırımlar uyguladığı için özellikle Esad ailesinin Amerika’da mal varlığı bulunmadığı kuvvetle tahmin ediliyor.
Bu nedenle yaptırım kararının can yakması mümkün görünmüyor.
Suriye Devlet Başkanı’nın mal varlığının nerelerde bulunabileceği konusunda çeşitli spekülasyonlar var. 
İran ile olduğu gibi Suriye konusunda da Washington’un yaptırımların etkili olması için Türkiye’den destek istediği aşikar.
Türkiye bunu yapacak mı?
Kaddafi’ye can siperane kol kanat gerenlerin aynı sıcaklığı Esad’a gösterdiklerine tanık olmuyoruz ama Avrupa Birliği ve ABD’ni aldığı yaptırım kararlarına destek verilir mi orası soru işareti.
    
ABD Başkanı Obama dünkü konuşmasında Ortadoğu’ya seslendi. Konuşmanın temelinde  bölgedeki demokratikleşme rüzgârlarına ABD’nin verdiği destek vardı.
Mısır’ın borçlarının silinmesi bu desteğin somut kanıtı olacak, ama konuşmanın satır aralarında Libya ve Suriye de vardı. Bu iki ülkenin paralel ele alınması önümüzdeki günlerde Esad’a yönelik baskıların artabileceği mesajı taşıyor.
Beşar Esad’ı Kaddafi kadar hızlı bir biçimde gözden çıkartmayan Washington ve Avrupa’nın, vites değiştirdiklerini görüyoruz.
Esad, yaptırımlardan etkilenmemiş olsa bile, durumu kavrayabilir ve kendisini yavaş yavaş iktidarı paylaşmaya hatta devre hazırlarsa Suriye’de yumuşak geçiş sağlanabilir.
Ama önceki gün El Watan Gazetesi’nde yayınlanan açıklamasında olduğu gibi, 850 kişinin ölümünü, binlerce kişinin hapislere tıkılmasını, “polisimizin eğitimi yetersiz”e bağlamaya devam ederse tırmanış bizim de kapımızı çalabilir. Umarım yaptırımlar etkili olur, belki Esad dahil herkes bu tırmanıştan kurtulur.
Yazarın Tüm Yazıları