Yalnız değilsiniz

Merhaba değerli okuyucularımız, cinsel sağlığımız ile ilgili bilgiler ne yazık ki hem çok yetersiz, hem de kulaktan duyma veya bazı kişilerin kendi tecrübelerinden aktardıkları yanlışlar nedeniyle sağlıksız.

Aslında, dünyanın hemen her tarafında benzer davranışlar, çekingenlikler, tedirginlikler yaşanıyor. Bu nedenle de konuyla ilgili benim de aktif üyesi olduğum uluslararası platformlarda oluşturulan dernekler ve kurumlar aracılığıyla, dünyada gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere cinsel sağlık konusu ile ilgili bilgilendirme çalışmaları sürekli olarak irdelenmektedir.

Biz de Kelebek ekinin bu köşesinden sizlerin cinsel sağlık konusunda bilmek istediklerinize, sorularınıza, sorunlarınıza, kimseyle paylaşamadığınız cinsel problemlerinize, her pazartesi ve cuma günleri sağlıklı ve bilimsel cevaplar vermeye gayret edeceğiz.

Cinsel sağlığınızı ilgilendiren peniste sertleşme (ereksiyon) sorunları, erken boşalma yakınmaları, penis eğrilikleri, penis ve testise ait gelişme problemleri, travmaları ve yaralanmaları, kadın cinselliği ile ilgili uyarılma, isteksizlik, orgazm sorunları; erkek veya kadında damarsal, nörojenik, hormonal kökenli cinsel sorunlar, cinsel ilişkiye girememe veya sağlıklı bir cinsel hayat sürdürememe gibi konular ve soruna neden olan hastalıklar ile durumlar bu köşenin kapsamı içinde olacaktır.

Erkek ve kadınlarda yaşlanma sürecinin, bu dönemde karşılaşılan çeşitli hastalıkların, ameliyatların ve bunların cinsel hayata yansımaları konusundaki sorularınıza açık olacağız.

Ayrıca özellikle erkeklerde üreme fonksiyonu ve infertilite (çocuk sahibi olamama) ile ilgili yakınmalar, hastalıklar da köşemizin kapsamı içinde yer alacaktır. Zaman zaman üroloji ve cinsel sorunlar konusunda da sorunlarınıza ışık tutmaya, bilgilendirmeye çalışacağız.

Mail aracılığıyla sorularınızı bekliyoruz.

Sağlıkla...

40 yaş üstü her üç erkekten biri sertleşme sorunu yaşıyor

- Erkeklerde sertleşme sorunu nedir ve görülme sıklığı nasıldır?

Erkeklerde sertleşme sorunu (Erektil Disfonksiyon) (ED) penisin cinsel ilişki için yeterli olacak derecede sertleşememesi veya cinsel ilişkiyi sürdürecek düzeyde sertliğin devamlılığının olmaması olarak tanımlanır. Bu durumun en az 3-6 aydır devam etmesi de bir başka önemli kriterdir. ABD’de yapılan bir araştırmada 40 yaş üzeri erkeklerin %52’sinin bir şekilde bu sorunla karşı karşıya geldiğini ortaya koymuştur. Türkiye’de yapılan benzer bir araştırmada ise bu durum hafif, orta ve şiddetli olarak üçe ayrıldığında %69.2’lik bir oran tesbit edildi.

Orta ve şiddetli derecede sertleşme sorunu ise %36 oranındadır. Görüldüğü gibi ülkemizde 40 yaşın üstündeki üç erkekten birinde bu sorunla karşılaşıldığını biliyoruz. Önemli, çarpıcı ve düşündürücü olan ise bunların ancak % 10’unun doktora başvurduğudur. Yani bu sorunu olan hastaların büyük bir kısmı bu sorun nedeniyle doktora başvurmuyor ve tedavi olamıyor.

Şeker hastalığı en sık görülen sebep

- Hastalar sertleşme sorunları olduğu halde neden doktora başvurmuyorlar?

Sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde cinsel konular tabudur ve kolay dile getirilmez. Hele bizim gibi kültürel ve sosyal yapıları kendine özgü ülkelerde insanlar bu konuda daha da duyarlıdırlar. Erkek egemen toplumlarda erkeğin cinsel gücünün az görünmesi ve bilinmesi erkeklerde özellikle özgüven bunalımı yaratabilir.

Bir başka neden ise hastaların büyük çoğunluğu bu durumun özellikle de yaşlılığın doğal sonucu olduğunu düşünmesi ve tedaviye gereksinim duymaması. Yaşlanma ile birlikte eğer kadın partner de cinsellikten uzak durma eğiliminde ise o zaman erkek de bu durumu bazen kabullenir ve cinselliği önemsemezmiş gibi davranmaya, varsa cinsel sorunlarını da içine atıp unutmaya çalışır.

Hastalar aslında doğru kişiye başvurma konusunda da duyarlıdır. Bazı hastalar da başka bir hastalığı nedeniyle doktora gider ve ister ve bekler ki doktor ona bu konuyla ilgili soru sorsun, yani konuyu doktor açsın!

Maalesef hele de ülkemiz koşullarında doktorlar kendi branşları dışındaki bu konuyu biraz zamansızlıktan, biraz da belki gereksiz bulduklarından sormazlar. Sormak isteyenler de hastanın böyle bir soruyla karşı karşıya geldiğinde rahatsız veya tedirgin olabileceği kaygısıyla konuyu geçiştirirler.

Oysa konuyu doktorlarıyla paylaşan hastaların rahatsızlıklarının teşhisi yapılabilecek, tedavi olabilecek ve bu sorundan kurtulabileceklerdir. Bu da onların hem karşı cinsle olan beraberliklerini, evliliklerini kurtaracak hem günlük hayatlarında cinsel açıdan doyumlu rahat insanlar olarak iş ve sosyal başarılarını artıracaktır.

- Ereksiyon sorunlarının nedenleri nelerdir?

Konuyu organik, psikolojik nedenler olarak ikiye ayırmak mümkün. Üçüncü bir durum da hem organik, hem psikolojik faktörlerin birlikte bulunmasıdır. Özellikle damar hastalıkları en sık görülen organik nedendir. Diabet (Şeker) hastalığı en sık görülen ereksiyon sorunları sebebidir. Hipertansiyon, Kalp hastalıkları, Kolesterol ve lipid yükseklikleri, şişmanlık, bazı radikal ameliyatlar sonrası oluşan damar yaralanmaları damarsal nedenlerdir.

Nörolojik bazı hastalıklar örneğin Multipl Skleroz, Behçet hastalığı, Omurilik yaralanmaları ve gene şeker hastalığı ile bazı radikal ameliyatlar, kronik alkolikler ve kronik uyuşturucu bağımlıları da sinir ileti sistemlerinde tahribatlara yol açarak ereksiyon problemine neden olabilir.

Hormonal yetersizlikler özellikle erkeklik hormonu olan testosteronun yetersizliği hem ereksiyon sorununa hem de cinsel isteksizliğe yol açabilir.

Uzun süre kullanılan bazı ilaçlar; antidepresanlar, hipertansiyon, kalp ve mide ilaçları ereksiyon sorununu oluşturabilirler. Psikolojik sorunlar, stres, ailevi sorunlar, ciddi iş problemleri ve kaygılar da psikolojik olarak sertleşme sorunlarına sebep olabilir.

- ED tedavisi mümkün olan bir sorun mudur?

Kesinlikle EVET. Tedavi seçenekleri sırasıyla ağız yoluyla alınan ilaçlarla başlar, yeterli sonuç alınamazsa penise yapılan enjeksiyon tedavileri denenir. Eğer sorun çok ciddi ve geriye dönüşümü olmayacak şekilde ise ve diğer tedavilerden sonuç alınamıyorsa ameliyatla Penis Protezi (Mutluluk Çubuğu) takılarak hastalar tamamen eski cinsel sağlıklı ve mutlu günlerine dönebilirler. Biz, doğru teşhisi koyup tedavi seçeneklerini hastaya ve partnerine sunduktan sonra onların da beklentilerine yönelik olarak tedaviye birlikte karar veriyor ve ondan sonra uyguluyoruz.

Prof. Dr. Emre Akkuş kimdir?

1976 Tarsus Amerikan Koleji, 1982 İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu. 1992’de aynı fakültenin Üroloji Anabilim Dalı’nda uzman oldu.1993-1994 ABD Kalifornia Üniversitesi San Fransisko Tıp Fakültesi Üroloji Kliniğinde çalıştı, özellikle Androloji alanında araştımalarda bulundu. 2003’te Profesör oldu. Halen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi’dir.

Avrupa Cinsel Sağlık Derneği(ESSM) kurucu üyelerinden ve halen Yönetim Kurulu üyesi, 2003 Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Cinsel Sağlık Konferansı Komite Üyesi, ESSM 2000 Barselona Kongresi Genel Sekreteri, 2003 ESSM Istanbul Kongresi Başkanı, Uluslararası Dünya Cinsel Sağlık Derneği (ISSM) üyesi, Amerikan Üroloji Derneği, Avrupa Üroloji Derneği, Uluslararası Kadın Cinsel Sağlık Derneği, Türk Üroloji, Türk Androloji dernekleri üyesi.

Journal of Sexual Medicine(JSM) ve Türk Üroloji Dergileri Yayın kurulu üyesi, Avrupa Üroloji (European Urology), Urology(Gold), JSM dergileri yayın hakemliğini yapmıştır.
Yazarın Tüm Yazıları