Uğur Dündar: Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde hırsızlık ve cinsel taciz iddiası

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne bir girdik, çıkabilene aşkolsun!

İddiaların, Köşk çalışanları arasında karşılıklı suçlamaların ve Osmanlı'ya taş çıkartan saray entrikası öykülerinin ardı arkası kesilmiyor.

‘‘KÖŞKÜ SOYDULAR’’

Şimdiden böyle olursa, sanırım ‘‘Baba’’nın 16 Mayıs'ta Köşk'e veda edişiyle birlikte 864 rakımlı tepeden medyaya yağmur gibi belge yağacak demektir.

Dediğim gibi, Köşk'te ne ararsanız var!

Alın size bir ‘‘malı götürme’’ iddiası! Hem de mahkeme dosyasından.

Eski Satınalma Şefi Can Çamlıbel, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı'na el yazısıyla verdiği ifadede bir hırsızlıktan söz ediyor. Çamlıbel, Turgut Özal'ın vefatının ardından Semra Özal'ın Köşk'ü terk ettiği sırada, demirbaşlar arasında yer alan gümüş takımların çalındığını öne sürüyor.

İfadenin bu bölümünü mahkeme dosyasından birlikte okuyoruz:

‘‘Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal'ın vefatından sonra, Pembe Köşk'te bulunan devletin demirbaşlarının (gümüş takımlar vs.) götürülmesine göz yumulmuş ve bunlar demirbaş kayıtlarından düşülmüştür.’’

‘‘HESAPLAR ŞİŞİRİLDİ’’

Can Çamlıbel'in iddialarına bakılırsa, Köşk'teki yolsuzluklar diz boyu. Örneğin, resmi davetlerde verilen yemeklerin maliyeti hesaplanırken bile yolsuzluk yapılıyormuş:

‘‘Resmi yemekler için alınan malzemenin maliyeti çıkarılır ve bu rakam, katılan davetli sayısına bölünerek, kişi başına düşen miktar belirlenir. Ancak son dönemde bu hesaplar pek sağlıklı tutulmadı. Hele son yıllarda asla! Çünkü sayın büyüğümüzün yediği özel yemekleri kamufle edebilmek için farklı bir yol izlendi. Yemek mönüleri ile kişi sayıları karşılaştırıldığında bu gerçek kolayca ortaya çıkacaktır.’’

Cam Çamlıbel, Köşk'ün ihtiyaçları için hep aynı firmalardan alım yapıldığını ve Mali İşler eski Daire Başkanı Gülizar Baysal'la yardımcısı Fevzi Yıldırım'ın bu işlerden çıkar sağladıklarını iddia ediyor. Çamlıbel'in ifadesini okumayı sürdürüyoruz:

‘‘Alımların birçoğuyla ilgili evraklardaki tarihler ve tekliflerin yüzde 90'ı, müdürlüğün emrinde çalışan personelce düzenlenmektedir.’’

‘‘POSTASINI MÜDÜR YAPTI’’

Eski Satınalma Şefi Çamlıbel, sözü Sosyal Hizmetler Müdürü Erkan Dağdelen'e getirerek, onun hakkında şu iddiada bulunuyor:

‘‘Yanılmıyorsam 1983 yılında zamanın İç Yönetim Başkanı Sayın İlhan Berker'in askerde postası iken, Demirbaş Memuru sıfatıyla göreve başlamıştır. Ancak, her ne hikmetse, teşkilatımıza geldiğinde üzerine giyebilecek bir şeyi zor bulabilen, mal varlığı olmayan bir insan, bir sene içinde şef, sonra müdür yardımcısı, daha sonra da müdür olabiliyor. Evler, arsa ve araba alıp, repo yaptırabilecek bir duruma gelebiliyor.’’

‘‘CİNSEL TACİZ BİLE VAR’’

Dedik ya, Köşk'te yok yok! Cinsel tacizler bile var! Evet yanlış okumadınız! Can Çamlıbel, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nce adalete tevdi edilen dosyadaki ifadesinde, cinsel tacizlerden söz ediyor. Tacizci yöneticinin kimliğini saklayarak, ifadenin bu bölümünü sunuyorum:

‘‘Çalıştığı personelle ilişkiye giren 'o'dur. Birlikte olduğu kişiye unvan almayı başaran da 'o'dur. Bu arada çeşitli vesilelerle (....) müdürlüğünde çalışan ve şu anda teşkilatımızın değişik kademelerinde görev yapan bayan personele tacizlerde bulunduğu da bilinmektedir.’’

Bu kadarına da pes doğrusu!

İddialara bakılırsa, devletin en yüce makamı, bazı kişiler için, halkın parasıyla vurgun yapılan, ahlaksızlığın kol gezdiği bir çiftliğe dönüşmüş.

İddiaların derinliğine araştırılması ve sorumluların ağır şekilde cezalandırılması gerekiyor.

‘‘Baba’’nın görev süresi bitiyor. Umudumuz yeni cumhurbaşkanında...

Bu şaibelerin üzerine, ancak şaibesiz bir cumhurbaşkanı kararlılıkla gidebilir.

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün Köşk'ü, halkına güven veren, dürüst, güvenilir ve şaibesiz bir cumhurbaşkanını bekliyor.

Yazarın Tüm Yazıları