Turizm sezonu Çeşme’de açılacak...

EKONOMİK kriz sağı solu vurmaya devam ediyor.

Bir süre daha bu gelişmeleri izleyeceğiz.

Dünyada da aynı sancı var.

Uluslararası haber ajansları sık sık işçi çıkarmalarla, küçülmelerle ya da üretime ara vermelerle ilgili haberler yayınlıyor.

Türkiye’de de birçok yerden aynı tür yansımalar var:

Şuradan şu kadar işçi çıkarıldı. Şurada üretime ara verildi.

Bu ve benzeri şeyler.

Küresel ekonominin ve küreselleşmenin doğal sancıları bunlar!

Hep olumlu yanları çizilen bir tablonun "daha koyu renkli bölümleri".

2009 yılı böyle geçecek. Çoğunluğun görüşü bu yönde.

Ortak dilek; sancının, sıkıntının ve zararın en az olması.

Yani... Dönemi, krizi; en az hasarla kapatmak!

Onun için de çalışmalar yapılıyor.

Bu çabalara herkesin katkı koyması şart.

Tasarrufsa tasarruf... Paylaşımsa paylaşım... Dayanışmaysa dayanışma...

Amaç; evlerde ocakların tütmesi, çorbanın kaynaması!

Daha önce de vurguladım; bu süreçte Türkiye’nin bir şansı da turizm.

Tabii, eğer akıllı politikalar izlenirse...

Tutarlı ve akılcı tanıtım kampanyaları düzenlenirse...

Elbette tatilden vazgeçecekler olacak.

Ama... Tersini de düşünün: Bunalan, sıkılan insanlar için bir çıkış, bir arayış. Bir kafa dinleme şansı, uzaklara açılma...

Yeni keşifler! Yani... Tatil. Her şeyi, ama her şeyi unutma.

Bunun için de gözde ülkelerden biri elbette Türkiye.

Güzellikleri, tarihi değerleri ve sıcak insanları ile.

Ama... Ciddi rakiplerimiz de var: İspanya, Portekiz, Yunanistan, İtalya... Tabii Mısır, Tunus, Fas...

Bu ülkelerle de ciddi bir yarış içine girmeliyiz.

Daha akılcı fiyat politikaları. Daha iyi tanıtım.

Daha kaliteli hizmet...

Bunlar yapılırsa turizmin artı değerlerinden yararlanmış oluruz. Bu; katma değer, bu; döviz girdisi, bu; istihdam artışı demek. Yani... Turizm = yağla bal.

Hem de bu sıkıntılı süreçte.

İşte bu günlerde İzmir ve Ege adına güzel bir haber var.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’la konuştum.

Bir yandan ciddi bir "kültür elçisi", diğer yandan turizmi geliştirmek için çabalayan bir "nefer".

Bodrum’un, Marmaris’in, Fethiye’nin, Köyceğiz’in, Çeşme’nin, Foça’nın, Kuşadası’nın, Çandarlı’nın, Didim’in, Ayvalık’ın, Ören’in, Edremit’in, Akçay’ın, Urla’nın, Karaburun’un, Milas’ın ve birçok turistik merkezin tüm hazırlıkları yeni sezon için. Sezon açılacak, turist gelecek, sıkıntı bitecek.

Bitmese de bir adım. Bir umut. Çarkın dönmesi.

Her şey böyle başlamaz mı?

Bakan Günay, umutlu:

"Turizm sezonu için hazırlıklar sürüyor. Ciddi bir rekabet ortamı var. Bu ortamda biz de Türkiye’nin artı değerlerini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Tarihi, denizi, güneşi, kültürü... Sektörün sorunlarının çözümü için de hükümet olarak devredeyiz. Yeni planlamalar yapıyoruz. Sektörün yükünü azaltacağız. Sezona huzurlu girmelerini sağlayacağız".

Bakan’ın kafasında hoş projeler var.

Tanıtım, rekabet şansı için bazı indirimler... Fuarlar...

Güzel şeyler.

Ve bir de müjde veriyor:

"Bu yıl turizm sezonunu Çeşme’de açacağız".

Bunalan, sıkılan, son dönemlerde çeşitli sanıcılar yaşayan İzmir’e, Ege’ye, Çeşme’ye bundan güzel bir haber olur mu?

Turizmcilerin özverili katkıları, sürekli girişimleri ile bu yıl 12 ay turizm için de ciddi bir adım atılan, jeotermal kaynakların daha akılcı kullanıldığı Çeşme’de "turizme merhaba" denilecek.

Tüm Türkiye adına. Dünyaya da bir çağrı:

"Sizi Türkiye’ye bekliyoruz".

Yılın ilk güzel haberlerinden biri.

Benden duymuş olun!
Yazarın Tüm Yazıları