Şöhretin yolu

KİM ne derse desin, Türkiye’de kulüpler futbol üzerine kuruludur. Her ne kadar diğer branşlar bulunsa da bunların başına kamuoyunun pek tanımadığı veya yedek yöneticiler atanır.

Bunlar "Zamanım yok, çok meşgulüm" gibi bahaneler ileri sürerek, önce istemedikleri sonra kerhen kabul ettikleri bu görevlerinde yeterince mutlu da olamazlar.

Kısa yoldan şöhrete kavuşma isteği, yönetici olmanın başta gelen nedenidir. Yoksa bu sıkıntı başka türlü çekilmez.

Onlar için böyle de, benim için farklı mıydı? Hayır; gözüm hep futbol şubesindeydi. Voleybol, yüzme ve atletizm yaptığım halde, zamanında bunları yönetimde hiç dile getirmediğim gibi özgeçmişime yazmamış, teklif edilen futbol şubesi yardımcılığına da ilk günden balıklama dalmıştım. Yüzlerce yönetici geldi geçti, isimlerini hatırlayan yok. Ama bugün bir Ergun Gürsoy varsa, bunun Galatasaray’da futbola bakmam sayesinde olduğunun bilincindeyim.

Beşiktaş’taki son gelişmeler, futbol şubeleri ile ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Celal Kolot’un yıldızının parlamasından rahatsız olan Demirören ve bir kısım üyeler, çareyi futbol şubesini kapatmakta buldular.

Polat kapatmış

Benzer gelişmeler Galatasaray’da da yaşandı. Canaydın’ın kafasında hep futbol şubesini lağvetmek fikri olduğunu bildiğimden, merak edip Adnan Polat’a "Futbol komitesini başkan mı kapatmak istedi?" diye sordum. "Hayır başkan değil ben kapattım" şeklinde cevaplayarak, kararın kendisine ait olduğunu söyledi. Anladım ki, Adnan Polat da başkanların "futbol komitesinin yetiştirdiği yeni şöhretlerden rahatsızlık duyma hastalığı"na yakalanmış.

İkide-bir "futbol şubesini lağvettim, kapattım, basına konuşmayı yasakladım" şeklinde verilen demeçler, masaldan öteye geçmiyor. Üstelik, koydukları yasakları ilk delenlerin kendileri olduğu bilindiğinden, kimse onlara inanmıyor.

Öne çıkmanın yolu

Akacak kan damarda durmuyor... Futbol işinde görev verdiğiniz yeni yöneticiler, işlerini iyi de kötü de yapsalar, yeni şöhretler olarak ortaya çıkmaya devam edeceklerdir. Zira haberciler, kimden demeç alıp, neyi haber yapacaklarını iyi bilirler. Muktedirseniz, futbol şubesi yöneticilerinin, aynı gün yaptığınız basın toplantınızın haberini gölgede bırakan, demeçlerinin büyük puntolarla verilmesini engelleyin.

Futbol şubelerinin zaman zaman kapatılmak istenmesinin sebebi, yeni "futbolun kralı yöneticiler" yaratılmak istenmemesindendir. Ancak bunu önleyemezsiniz. Futbola bakan yöneticileri basit yöntemlerle harcamak yerine doğru işler yapmayı tercih ederseniz, kulübünüze yararlı olmakla kalmaz, siz de öne çıkarsınız...

BİR TAŞLA İKİ KUŞ

HEP Özhan Canaydın’ı eleştiriyoruz... Epey düşündüm, zorlandım... Sonunda sevgili başkanımızı eleştiremeyeceğim konuyu buldum.

Geçen hafta, benim de sevdiğim, 25 yıllık dostum, başkanımızın ortağı Hayim Fresko ve Ali Dürüst birlikte yemek yiyip, sohbet ediyorduk. Hayim Fresko’ya, neler yaptığını, sorduğumda "Ege adalarına yatla seyahate çıkacağım" dedi. Ben de "Hayimciğim, Allah versin, sen her sene Monaco’larda, Paris’lerde gezerken, başkanın seyirci, transfer, amigolar, borçlarla başı belada. Özhan ağabeyimiz 6 yıldır bayağı yoruldu(!). 2-3 sene sen Türkiye’de kal bir müddet de o, Fransa’da yaşasın, Ege’de yatlarla gezsin, biraz da onu özleyelim!" diye konuşmayı sürdürünce, "Benim için hava hoş, hemen yerimizi değiştiririz" dedi.

Benden duyurması... İnşallah başkanımız bu teklifimi kabul etmez. Yoksa, Galatasaraylılar başkanlarını çok özleyecekler...

Ama ne yapalım, bağrımıza taş basarız!..
Yazarın Tüm Yazıları