Siyasi samimiyet

ANKARA'nın siyasetine dün öfke, panik ve samimiyetsizlik hákimdi.

Bir de küskünlük.

Buna neden de açıklanan listelerde seçilemeyecek sırada kalan veya hiç aday gösterilemeyen milletvekilleriydi.

Meclis'in neredeyse yarısı, ya liste dışı kaldı veya seçilemeyeceği yerlerden aday gösterildi.

Sonuçta, DSP'li Orman Bakanı Nami Çağan'ın dün söylediği gibi ‘‘Meclis'te yeni bir parti; TKP oluştu’’...

Yani Türkiye Küskünler Partisi...

Her ne kadar dün bütün siyasi parti liderleri ‘‘3 Kasım'da seçimin ertelenmesine karşıyız’’ açıklamasında bulunmuş olsa da işin aslı hiç de öyle görülmüyordu.

Lideri, seçimlerin ertelenmesine karşıyız derken, kurmayları samimi sohbetlerde ‘‘Bu seçim yüzde 99 olmaz’’ öngörüsünü dile getiriyordu.

Seçim kararının alınmasına öncülük eden MHP'liler olmak üzere, listelerde seçilebilecek sıradan aday gösterilenler de dahil bütün milletvekillerine ‘‘Nereden çıktı bu seçim’’ havası hákimdi.

Hepsinin de tek umudu vardı:

‘‘Bu seçimi dileriz küskünler hareketi iptal ettirir...’’

İTTİFAK GÖSTERGESİ

Seçimlerin iptaline ilişkin gösterilen bir diğer veri de ittifaklardı.

Seçim kararının alınmasının hemen ardından parlamento dışındaki birçok parti ittifak yapmak için kolları sıvarken, dün bunlardan sadece ikisi gerçekleşiyordu.

Biri sorunlu bir şekilde son dakikada oluşan DYP-DTP ittifakıydı.

Diğeri de ÖDP-TDP...

İttifaka soyunan partilerin çoğunluğu, kendi başına seçime girme kararını açıkladı.

Bunun siyasi yorumu açıktı:

Seçimin iptal edileceğine inandıkları için bugünden kendilerini bağlamak istemediler.

Seçimlerin iptaline ilişkin hesaplar, hükümet senaryolarını da beraberinde getirdi.

Aslında, dün ANAP lideri Mesut Yılmaz ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki AB gerilimiyle bu hükümetin devam etmesinin zorluğu görülüyor.

HÜKÜMETİN DURUMU

Buna rağmen ANAP, Meclis'in olağanüstü toplantısıyla gensoru önergesinin verilmesi ve gereken 276 oyun bulunmasına kadar hükümetten çekilmeme kararlılığında.

MHP de ‘‘Ben hükümete devam ediyorum’’ kararından geri adım atmış değil.

Başbakan Bülent Ecevit'in olaylar karşısındaki tavrı ise, ‘‘Ne yapayım ortaklarım kavga ediyor, ben devam ederim’’ noktasında.

Açıkçası, güvenoyunu zaten uzun süre önce kaybeden koalisyonun, dün itibarıyla birlikte yaşamı da bitkisel hayata girerken, üç ortak da hükümeti yıkan taraf olmak istemiyordu.

Muhalefetin durumu da farklı değildi.

DYP, mevcut hükümetin yıkılması halinde kendisinin de içinde bulunacağı bir hükümetle seçime gidilmesine önceki gün Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci aracılığıyla çok sıcak mesaj verdi.

Ancak, DYP lideri Tansu Çiller dün açıklamasıyla bu sıcaklığı soğutmayı tercih etti.

Bir gün önce ‘‘Bu hükümet hemen yıkılmalı’’ diyen YTP ise sessizliğe büründü.

Bütün bunların nedenini DYP'li Eyüp Aşık'ın şu sözü özetliyordu:

‘‘Başarısız darbe yapanlar idam edilir. Onun için herkes, darbeyi başkası yapsın, başarılı olursa Celal Bayar gibi tatilden gelip başa geçerim diye bekliyor...’’
Yazarın Tüm Yazıları