Sitealaştıramadıklarımızdan mısınız

MEŞHUR 28 Şubat sürecinin hemen öncesindeydi. Bana güvenen bir yakınım, bir gün endişeli bir ses tonu ile arayıp, yanıma gelmek istediğini söyledi.

Yarım saat sonra birlikte idik. Hemen konuya girdi. Arkasında ‘islamcı sermaye’ olduğu iddia edilen büyük bir mağazadan çıkışında, iki sivil genç yanına gelip Türkiye Cumhuriyeti’nin menfaatleri için bir daha oradan alışveriş yapmamasını, kibar bir dille kendisine ‘tebliğ’ etmişti.
Korkmuştu, kafası karışmıştı, hatta oradan alışveriş yaptığı için vatana ihanet edip etmediğini bile sorguluyordu.
Gülümsemiş ve şöyle karşılık vermiştim:
“Ben bir tüketiciyim. Benim önceliğim, kaliteli hizmet/mal ile ucuz fiyat dengesinin kendi bütçemin menfaatlerini koruduğu yerde durur. Sen bir daha onlar yanına geldiğinde hangi inanç, siyaset ya da kurum adına çalıştıklarını sor ve mensup oldukları grubun da vatandaşa kaliteli hizmet veya malı uygun fiyatla sağlaması halinde seve seve onların istediği mağazayı tüketici gözüyle inceleyeceğini söyle..”
Bu diyaloğun yıllar sonra aklıma gelmesine, eski ASO Başkanı, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın geçtiğimiz ay Kırıkkale’de gerçekleştirdiği esnaf gezisinde yaptığı açıklamalar neden oldu.
Çağlayan Kırıkkale’de bir mobilya fabrikasını gezerken, Ankara Siteler esnafının bir süre önce kendisine geldiğini, IKEA’nın Ankara’da şube açmasından ve zarar etmekten korktuklarını söylediklerini anlatmış. Çağlayan, hemen arkasından Siteler esnafına şu öneride bulunduğunu aktarmış:
“Siz de toplanın bir SİTEA olun. Biriniz koltuk yapın, biriniz sehpa, 10 liraya mal olan şeyi 2 liraya mal edin.”
Aslında Devlet Bakanı Çağlayan’ın bu açıklama ve önerisi, hükümet politikaları açısından pek de yeni sayılmaz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da daha önce feryat eden bakkallara, “Artık gerçeği görecekler” demiş ve “Birleşin marketleşin” önerisinde bulunmuştu.
Yani Bakan Çağlayan, biraz kopya çekmiş.. Olsun varsın, siyasette çekilen kopya; sınıfta ilkokul talebesinin çektiği kopya gibi ayıp karşılanmaz.
Benim üzerinde durduğum, yukarıda 28 Şubat sürecinden aktardığım hatıranın ana fikri olan ‘kaliteli hizmet/mal ile ucuz fiyat dengesi’nin, tüketici açısından siyaset üstü değeri ve önemi..
Canımı sıkan ise Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın önerisindeki harf aralarında gizlenmiş gerçekler..
Bakan Çağlayan Siteler esnafına ‘Birleşip SİTEA kurun ve 10 liraya mal olan şeyi 2 liraya mal edin’ diyorsa..
Üstelik aynı açıklamada, “Ankara’da Siteler semti, mobilya konusunda Türkiye’nin okulu haline geldi. Ben de bu okulun mezunlarından biriyim” ifadeleri yer alıyorsa..
Bu sözler bir arada dikkatlice okunduğunda, ‘Siteler esnafının 2 liraya mal olabilecek bir şeyi ilkel üretim teknolojileri ile 10 liraya mal edip, tüketiciye 2 liralık malı 12 liraya sattıklarının mezun Bakan ağzından itirafı’ anlamına gelmez mi..?
Ben tüketici olarak aynı noktadayım..
IKEA’nın Ankara’da açılacak şubesi ile ilgili çalışmalar hangi aşamada, araştırmadım ve bilmiyorum..
Ama eğer IKEA Ankara’da açılacaksa, açılış töreninde hangi siyasetçiler yer alacak ve neler söyleyecekler, gerçekten merak ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları