Poligon

Reşit ÇAĞLAYANGİL
Haberin Devamı

PERDE ARKASI

Uşak toz duman

UŞAK, 5 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan cezaevi katliamı ve Ergin kardeşlerin isyanıyla bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Yaşananlar, Uşaklıların aylardır çektiği sıkıntıları gözler önüne serdi.

ERGİN kardeşler, cezaevini ele geçirirken Uşak'ta yuvalanan adamlarının ortalığı haraca kesmiş, işadamlarından, kulüp işletmecileri, genelev patronlarına kadar her kesimden haraç aldığı, şehirde terör estirdikleri konuşuldu.

AYLARCA estirilen terör havası, tabii ki devletin tüm organlarınca biliniyordu. Ama bir şey yapılamıyordu. Ergin kardeşlerin adamlarıyla ilgili şikayetler yapılmış, istihbarat raporları hazırlanmıştı.

UŞAKLILAR, güvenlik güçleri çetelerle etkin mücadele edemediği için olayların çıktığını konuşuyor. İddialara göre, polis ve jandarmayla mülki amirler kentte asayişi sağlayamadı. Ergin kardeşlerin bazı adamları haraç alırken yakalanıp tutuklandı, fakat soruşturmalar derine inmedi. Yetkililer çözüm olarak sadece Ergin kardeşlerin cezaevinden gitmesini isterken, devletin gücünü Uşak'ta hissettiremedi.

OLANLARDAN sonra İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın Uşak'ta kendine bağlı birimlerde geniş kapsamlı atamalar yapacağı konuşuluyor. Bakanlık müfettişlerinin incelemesinin ardından poliste ve jandarmada çok sayıda rütbelinin gideceği, hatta haklarında soruşturma açılacağı belirtiliyor. İl Jandarma Alay Komutanı'nın görevden alınması bunun sinyalini veriyor. Bu arada Uşaklılar da artık bildiklerini rahatça konuşuyor, bazı polis ve jandarma şefleri hakkında suçlamalarda bulunuyor.

TABİİ ki, en önemlisi Adalet Bakanlığı'nın tutumu olacak. Bakalım cezaevini Ergin kardeşlere teslim edenler hakkında neler yapılacak?

Rezilliğe bak...

SÜRÜCÜ kurslarının, direksiyon eğitimi için kullandığı pistlerin hali, bunların pervasızlığını gözler önüne seriyor. Pistler her tarafını otlar bürümüş toprak yollarıyla, eksik, kırılıp dökülmüş levhalarıyla, elektriksiz ve susuz barakalarıyla verilen eğitimin eksikliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Yasaya göre 5 haftalık kurslarda 10 saat özel pistte, 10 saat de akan trafikte direksiyon eğitimi gerekiyor. Bornova Doğanlar Köyü yakınında 11 kursun pistleri görenleri hayretler içinde bırakıyor. Kurs sahipleri, ya da yöneticileri pistte en iyi eğitimi verdiklerini söylüyor. Veriyorlarsa bile, ehliyet alma uğruna milyonlarca lira veren vatandaşlara böyle bir manzarayı ve hizmeti nasıl láyık görürler anlaşılır gibi değil.

OKUYUCU MEKTUBU

Çocuk hırsızlara çare bulunmalı

İZMİRLİLER hırsızlık ve kap kaç olaylarında çocukların kullanılmasından dertli. Köşemize mektup gönderen bazı vatandaşların anlattığına göre Konak, Kemeraltı, Alsancak ve Hatay semtlerinde yaşları 11'in altında olan çocukların hanımların çantalarını, paketleri çaldıklarını anlatıyor. Bu çocuklardan yakalananlar ağlayıp sızlayınca vatandaş şikayetten vazgeçiyor. Polise teslim edilen çocuklara da yasa gereği bir şey yapılamıyor. Sadece çocukların anne ve babalarının ifadeleri alınıyor. Savcılığa sadece bu ifadeler gönderiliyor.

BAZI okurlarımıza göre, bu çocuklara hırsızlık ve kap kaç yaptıran çeteler var. Bu kişiler çocukların ceza almayacağını bildiği için istediklerini yaptırıyor. Hatta bazı anne ve babalar çocuklarını bu iş için yetiştiriyor. Buna bir çare bulunmalı. En azından suç işleyen çocuğun anne ve babasına belirli yaptırımlar getirilmeli.

Bunları hep yapıyoruz

İZMİR Trafik Denetleme Şubesi İstatik Büro Amirliği, sürücülerin sık yaptıkları kural ihlallerinin dökümünü çıkardı. İşte 2000'inin 9 ayında sürücülerin en çok yaptıkları trafik ihlali ve hataların sıralaması:

‘‘Park yasağı-145.458, aşırı hız-49.607, kırmızı ışık ihlali-39 bin, trafik polislerinin işaretine uymamak-29 bin, trafik işaretlerine uymamak 22.417, emniyet kemeri takmamak- 20.544, alkollü araç kullanmak 13.709, fazla yolcu taşımak 11.208.’’

TEBESSÜM

‘‘Van Damme’’

TEMEL, yorgun argın Paris’e iş görüşmesi için gitmiş. İşleri uzunsürmüş, bütün gün o kapı senin, bu kapı benim koşturmuş. Geceyi geçirmek için çok lüks bir otele yerleşmiş.

Yorucu günün gecesinde uyumaya calışıyor, başaramıyor. Çünkü bitişik odadan muazzam gürültüler geliyor, bağırış çağırışlar arasında uyuması mümkün değil.

YATAKTA dönüp duran Temel dayanamayıp gürültü gelen odanın duvarını yumruklamış: ‘‘Kim var ordaa? Bu kadar gürültüyü kim yapıyor?’’

DERİNDEN bir ses, ‘‘Ben Jean Claude Van Damme...’’ deyince, Temel postasını atmış: ‘‘Bana bak oraya gelirsem dördünüzün de canına okur, size meydan dayağı çekerim...’’

Yazarın Tüm Yazıları