Poligon

Reşit ÇAĞLAYANGİL
Haberin Devamı

Ucuz mazota dikkat

İZMİR'den çok değil, birkaç kilometre çıktıktan sonra şehirlerarası yollarda akaryakıt istasyonları girişlerinde ‘‘Ucuz mazot’’ yazılarıyla karşılaşırsınız. Genellikle kötü el yazısıyla gösterilen mazotun litre fiyatı normalin altındadır. Peki nasıl ucuza satıyorlar? Bunun iki yöntemi var.

BİRİNCİSİ sınır ticaretiyle Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya sokulan ve buradaki illerde tüketilip, başka yerlere götürülmemesi gereken mazot, tankerlerle İzmir'e getiriliyor ve akaryakıt istasyonlarına ucuz a veriliyor. Faturasız, belgesiz ve sınır ilinden çıkarılması yasak olan bu mazota ‘‘Kaçak mazot’’ deniyor.

İKİNCİDE ise rafineriden alınan mazota, ‘Baz yağı ve ince yağ’’ denilen madde karıştırılıyor. Böylece alınan 10 ton mazot 20 ton satılıyor, kazanç katlanıyor. Kamyon şoförleri ve dizel otomobil sahipleri karışımlı ve kaçak mazotlardan şikayetçi. Ucuz, fakat hileli mazot, aracın motoruna zarar veriyor, ömrünü azaltıyor.

Denetim yetersiz

GEÇMİŞTE şubelerini sıkı denetlemekle ve bir aksaklık gördüklerinde ceza verip kapatmakla ünlü bazı petrol şirketlerinin istasyonlarının da artık bu işe başladığı söyleniyor. Polis, jandarma, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü yetersiz kalıyor. Akaryakıt şirketleri bayilerini iyi denetlese tüketicinin canı yanmaz, kendi isimleri de lekelenmez.

Polisin hizmet anketi

İZMİR Güvenlik Şube Müdürlüğü, vatandaşlara daha iyi hizmet için anket düzenledi. Şubeye iş için gelenler girişte kendilerine verilen anket formlarını doldurup, kutuya atıyor. Ankette, vatandaşlardan şube çalışmalarından memnun kalıp kalmadıkları, aksayan veya memnunluk duydukları konuyu belirtmeleri isteniyor. Güvenlik Şube Müdürü Celil Taşkın, kendileri için önemli olanın vatandaşa en iyi hizmeti verip, işlemleri kısa sürede tamamlamak ve polis halk ilişkisini en üst düzeye çıkarmak olduğunu söyledi.

Tehlikeli yolculuk

ÇINARLI'da 35 HEN 30 plakalı kamyon tüm kuralları altüst etmiş gidiyor. Tonlarca yük taşıyan kamyonun kenar kapakları yok. Birbirinin üzerine konulmuş ve her an kayabilecek çuvallara dört işçi oturmuş, fotoğrafı çeken arkadaşım Tolga Adanalı'ya el sallıyor. Hayat bu kadar ucuz olmamalı...

Çekteki çıkmaz

İZMİR'de çekle ilgili ortalama 70 bin ‘‘Karşılıksız, sahtecilik ve çalıntı’’ davaları açılıyor. Asayiş Şubesi İnfaz Bürosu'na gelen evrakın dörtte üçünü de çek davalarıyla ilgili arananlar oluşturuyor. Özellikle polis, çek davalarında arananların yanlış adres vermesi, oturduğu daireyi, mahalleyi hatta şehri terketmesi nedeniyle bulup yakalamakta zorlanıyor.

CUMHURİYET Savcısı Cevat Erdemir, karşılıksız çek cezasının 1-5 yıl olduğunu belirterek, ‘‘Bunlar şikayete bağlı suçlar olduğu için, şikayetçinin altı ay içinde başvurması gerekir, yoksa dava açılamaz. Yargılama safhasında veya hüküm kesinleştiğinde kişi ödeme yaparsa cezadan kurtuluyor, sabıkası siliniyor. Şikayet edilenler arasında şirket sahiplerine, müdürlere ve bayan işletmecilere de sık rastlanıyor’’ dedi.

YETKİLİLER bankaların çek vereceği kişileri titizlikle seçmesi, ayrıca bununla ilgili kanun maddesindeki cezanın artırılması gerektiğini söyledi.

TEBESSÜM

Kendisi mi satıyormuş?

BU haftaki tebessüm arkadaşım Murat Eğilmez'den...

MALİ Polis, çalıntı olan ve değeri trilyonlarca lirayla ölçülen Picasso'nun tablosunu İzmir'de buldu, altı kişiyi gözaltına aldı. Adliyeye giden sanıkların ve paha biçilmez tablonun fotoğrafını çeken Murat, Emniyet Müdürlüğü önünde bekliyordu.

DEDEKTİF Haydar, tanıdığı Murat'ın yanına gelerek, yorgun göründüğünü belirtip, hangi haberle uğraştığını sordu. Murat da ‘‘Sorma ağabey, Picasso'nun tablosunu polise 6.5 milyon dolara, yani yaklaşık 4 trilyon liraya satmak isteyenler yakalandı, bu işle ilgileniyorum’’ dedi.

Haydar’ın düşüncesi

RAKAMI duyunca gözleri faltaşı gibi açılan ve bir süre düşünen Dedektif Haydar, ‘‘Çok büyük para. Peki Picasso tabloyu kendisi mi satıyormuş, yoksa aracılara mı sattırıyormuş’’ dedi. Picasso'nun yıllar önce öldüğünü söylemenin Haydar'ı rencide edeceğini düşünen Murat, ‘‘Hayır, başkaları satıyormuş’’ diyerek konuyu kapattı. Ancak, bizim Murat hala gülme krizini atlatamadı.

Yazarın Tüm Yazıları