Önce bugünün dünyasına gelelim sonra yarını da düşünürüz

Doğan Yayın Holding’in “Buluşmalar”ından sonuncusunun teması "Geleceğin Kısa Tarihi"ydi.

Haberin Devamı

Bu etkinlikte internetin konumunu değerlendirmeleri ile dikkati çeken iki gözlemi Milliyet’in haberinden alarak aktaralım.

- İnternet kullanıcısı sayısı 1 milyara ulaştı. Bu rakam çok şaşırtıcı ve anlaşılması zor. Çok büyük bir rakam. Yeni medya ABD'de 15 yılda 45-50 milyon kullanıcıya ulaştı. İnternet reklam geliri yüzde 22 arttı. Şu anda Youtube'da 50 milyon saatlik video var ve milyonlarca kez izleniyor. En büyük tüketicilerden biri Türkiye. IPod'lara 2012'de 1 yılın tamamı kadar yani 8 bin 760 saatlik video yüklenebilecek. 2015'te o ana kadar çıkan tüm şarkılar IPod'a yüklenirken 2020'ye kadar her türlü içerik bu cihaza depolanabilecek. TV programı 30 saniyede indirilebilecek. (Google Video Ortaklıkları Bölüm Başkanı Patrick Walker)

Haberin Devamı

 

Yalancı kahinler

 

- İnternet basını bir süre sonra yazılı basını geride bırakacak. Ancak, internet her şey demek değil. İnternette aradığınızı bulamayabilirsiniz. İçeriğin önemi bir kat daha artıyor. Reklam tüketiciyi ikna etmeye çalışırken, online ve basılı olarak sunulabilecek rehberlerin bilgilendirici özelliği ön planda. (Seat Pagine Gialle CEO'su Luca Majocchi)

Bu iki konuşmacı da açıkçası geleceği sağlıklı öngörmüşler.

Kitle iletişim araçlarının bu dönemde en etkililerinden olan “televizyon”un geleceğini göremeyenler, 1950’li yıllara girilirken bile oldukça fazlaydı. Daha önce de “radyo”yu görmezden gelmemiş miydi bazı önemli kişiler?

İngiltere’nin ünlü Royal Society’sinin Başkanı Lord Kelvin, “Radyonun geleceği yoktur” demiş 1895’te.

Radyo dergisi “Listener”in editörü “Benim ve sizin yaşam süremizde televizyon hiç önem kazanamayacaktır” diye yazmış 1936’da. Radyoda eğitim programlarını başlatan Mary Sommerville de 1948’de “Televizyonun geleceği yok, televizyon tavadaki bir yağ parlaması gibidir” şeklinde görüşünü açıklamış.

Bunları “Facts And Fallacies” (Webb&Bover Publishing, Devon) kitabından aktardım.

 

Haberin Devamı

Ya kıyamet kopsaydı

 

Gerçeklerin yalanladığı bu tür öngörüler her alanda var.

Yukarıdaki Lord Kelvin “Havadan daha ağır uçan makineler yapmak imkansız” da demiş mesela.

Siyasetin başarısız müneccimlerinden biri olan müstafi ABD Başkanı Nixon da, 1971’de “Vietnam savaşı muhtemelen Amerikan tarihinin son savaşı olacaktır” kehanetini seslendirmiş. Tarihin en ünlü falcısı Nostradamus’a inanıyorsanız, 1991 yılında kıyametin kopacağına da inanmanız gerekmez miydi?

Gelelim Türkiye’ye, 10’uncu yılını doldurduğumuz internet kullanımına ve yaşadığımız gerçeklere.

Fransa’daki bir sayın okurumuz (Galip Atılgan) gönderdiği e-mailde şunları yazmış:

 

Türbanın cazibesi mi?

 

“Sayın Barlas

Haberin Devamı

1- Yazının icadı 2- Matbaanın icadı 3- Internet

Bilginin paylaşımı ve yayılması açısından (gelişme bunlara bağlıdır) tarihi çağlara bölersek ayıraçlarımız bu üç önemli icat olur.

Birincisini bilmiyorum. İkincisinde 300 yıl geciktik. Üçüncüsünü de yine geriden takip ediyoruz.

Fransa’da kullandığım internetin hızı 28 MB. (www.free.fr) freebox kullanıyorum.

Fiyat 30 euro.

Fransa içi ve Türkiye’yle telefon görüşmelerini bedava (veya ücrete dahil) yapıyorum. (sabit telefonlar)

İşyerim Türkiye’de. İnternet hızım 2 MB. (şu anda Türkiye’de maximum 8 MB)

Ücret 96 YTL. (50 euro) son ucuzlamadan sonra ne oldu bilmiyorum. Sabit telefon ücreti 11 YTL. Ayrıca her konuşmanızda faturanız yükseliyor.

Haberin Devamı

Bu pahalılığın ve geriliğin sebebi ne?

Öncelikle Türkiye’de tartışılması gereken konular bunlar bence.

Oysa sadece türban konuşuluyor.

Başka konularda konuşacak bilgi birikimi ve kapasitesi olmayan insanlar sürekli uyduruk konularla halkı meşgul ediyorlar.

Saygılar. Galip Atılgan

Ne dersiniz? Türban konusu varken üçüncü kuşak telefonları (3G), WIMAX’ı (Worldwide Interoperability for Microwave Access) konuşmak ne kadar “çağdaş” olabilir ki?

ŞAKA

Zaman sanki bir rüzgar

 Bunu da Türk basınında “haber” olarak gördük ya, artık her şey mümkün olabilir.

Haber şu:

- Zimbabwe Merkez Bankası, ülkedeki nakit sıkışıklığına çare üretmek için 10 milyon Zimbabwe doları değerindeki banknotu piyasaya sürdü. Bu banknotun ABD doları cinsinden karşılığı ise sadece 3.90 dolar.

Haberin Devamı

Artık milat öncesi kadar eskide kaldı demek 20 milyon TL’lik banknotlarımız?

Yazarın Tüm Yazıları