Olgunlaşmak istiyorsanız en az bir defa aşık olmalısınız

Bir kadın evlenmeden önce mutlaka birkaç aşk yaşamalıdır. O zaman kocasının değerini daha iyi bilir ve anlar. Bu faraziyem doğru mudur bilemem ama ailemde kocalarından başka bir erkeğin tadına bakmamış pek çok kadın var ve hayatlarından memnunlar. Ben de onlara şaşmaktayım.

Savaşa gireceğiz, girmeyeceğiz, yok tabanlarına mesaj verdiler, yok Amerikalılar'a takiyye yaptılar haberlerinden ve yorumlarından o kadar sıkıldım ve bunaldım ki... Artık ‘‘Neyse halimiz, çıksın falimiz’’ gibilerinden bir an evvel şu savaş olsa da bitse, bizler de Hanya'yı, Konya'yı görsek diyorum. Zira bu işten kaçış yok. Bunu başından beri biliyorduk ama ‘‘kız evi, naz evi’’ misali politikacılarımız boyuna evelediler, gevelediler...

Biz savaşı bir an için unutalım ve önümüzdeki hafta yaşayacağımız iki adet kırmızı renkli güne bakalım.

Kırmızı renkli günlerden biri, malum ‘‘Kurban Bayramı’’. Bol kan akacak ve bol kırmızı göreceğiz. Ben size bu kanlı günden bahsetmeyeceğim, zira medyamız kana ve bol kanlı görüntülere meraklı olduğu için sizlere televizyonlarda ve gazetelerde yeteri kadar sunacaklar, halkımız da fevkalade kural tanımaz olduğu için bu kesim işlemini ve kanlı görüntüleri sokakların ortasında, küçük çocukların gözünün önünde bol bol sergileyeceklerdir.

Ben, bütün okuyucularımın, 11 Şubat'ta başlayacak olan Kurban Bayramı'nı kutluyorum.

Burada sizlere daha tatlı bir kırmızıdan bahsetmek istiyorum. Her taraf kırmızı kalplerle donanacak. Bazı kimseler bu günü fevkaláde ticari buluyorlarsa da bence esnaf da bayram edecektir, sevgililer de... 14 Şubat Sevgililer Günü'nden sözettiğimi herhalde anlamışsınızdır. Böyle bir günde bütün sevgililer birbirlerinden en az hoşa gidecek bir mesaj bekliyorlar.

KADINLARDAN NEFRET ETTİM!

Ben ‘‘SEVGİLİ’’ kelimesi kullanılınca tamamen kalbi bir titremeden, bir arzudan, bir istekten, bir tutkudan bahsediyorum. Öyle ana-baba aşkı, Allah aşkı, çocuk aşkı, patron aşkı, para aşkı benim sevgili tarifime çok uymuyor.

Aşık olmak, çok hoş bir duygudur. İnşallah bütün okuyucularım birer kere aşık olup hüsrana uğramışlardır. Zira bu aşk hüsranı insanları olgunlaştırır ve kemale erdirir. Aşık olduğunuz adamla evlendiyseniz ve hálá adama aşığım diyorsanız dünyanın en büyük yalancısısınız. Bizler kedi değiliz, erişemediğimiz ciğere mundar diyecek... Bilákis erişemediğiniz zaman o aşk içinize işler ve kendinizi hálá o adama aşık zannedersiniz.

Aşık olmak kolay bir iş değildir. Her babyiğit aşk yaşayamaz. Yani, hem aşık olacaksınız, hem karşılığını göreceksiniz, hem de bu aşkı uzun zaman sürdüreceksiniz... Bu, bence dünyadaki en zor işlerden biridir. Mutlaka sevginin, seksin dışında paylaştığınız daha başka zevklerin olması lázım ki o aşk devam etsin. İnsanların aşık olma kapasiteleri de değişiktir. Meselá bazı kadınlar yalnız fiziki değerlendirmeye giderler, bazıları ise paraya, pula aşık olurlar. Ben şahsen adamın, aklına, zekásına, kültürüne ve bilgisine aşık olurum. Fizik benim için hep ikinci, üçüncü planda kalmıştır.

Rahatsızlığım nedeniyle hep evde kalıyorum. Bol bol film seyrediyorum ve hem filmlerden, hem de kadınlardan nefret etmek raddesine gelmiş durumdayım. Zira son zamanlarda çevrilen bütün filmlerdeki kadınlar adeta erkekler gibi karate yapıyor ve erkeklerden daha sert dövüşüyorlar. Bu durum benim çok sinirime dokunuyor, zira dişilik mefhumunu ortadan kaldırıyor. Bir kadın ister çirkin, ister güzel, ister bilimsel, ister ev kadını; ne olursa olsun, hiçbir zaman dişiliğini kaybetmemeli, dişilik ve dolayısıyla yumuşakbaşlılık mefhumu, en önemli siláhınız olmalıdır.

Bir kadın evlenmeden önce mutlaka birkaç aşk yaşamalıdır. O zaman kocasının değerini daha iyi bilir ve anlar. Bu faraziyem doğru mudur bilemem ama ailemde kocalarından başka bir erkeğin tadına bakmamış pek çok kadın var ve hayatlarından memnunlar. Ben de onlara şaşmaktayım.

Sevgililer günü vesilesiyle, sevdiğiniz kişiye mutlaka bir mesaj yollayın. Bu mesajı yollamaktan sakın ola ki utanmayın ve sıkılmayın. Sevginizi mutlaka gösterin ki karşılığını bulasınız. Unutmayın ki, hayatta her şey karşılıklıdır.

Bu vesileyle 'SEVGİLİLER GÜNÜNÜZÜ' kutlar, bana sevdiğim birinden gelen Mevlána'nın bir şiirini sizlerle paylaşmak isterim (sağda).


Benim istediğim sevgili,

Şöyle bir kımıldandı, bir doğruldu, bir silkindi mi,

Kıyametler koparmalı dört bir yanından, ateşten kıyametleri

***

Benim istediğim sevgili,

Cehennem gibi olsun ama, bir anda kurutup, yok edip

denizleri

Gene bir anda bir dalgadan, bir deniz çıkararak meydana

Unutturmalı cehennemi

***

Benim istediğim sevgili,

Elinde gökleri bir mendil gibi dürmeli,

Güneşi bir kandil gibi tutup aşmalıdır,

Timsah yüreği gibi bir yürekle, arslanlar gibi savaşmalıdır

Ortada kendinden başka kimse komadan girmeli cenge,

Kendi kendisiyle bile

***

Çıkınca yedinci denizden, yüz tutunca kaf dağına o,

Sermeli ardından incileri toprağın ucuna o,

Sonra gönlün yedi yüz perdesini, birdenbire sıyırınca o,

Gökler yerlere dek eğilmeli, sonra sermeli üzerimize incileri,

Tebriz'li Şemseddin gibi, hak şarabından sarhoş olup

Bir başka şiir:

Şah'ın bahçesinde ben garip bülbül,

Neyleyim, nideyim, halim pek müşkül /

Koparmadım asla kokladım bir gül,

Kafir oldu isem, imana geldim

Veya bir şarkı:

Sana hasret gibiyim yansa da bağrında başım,

Bir ömür böyle benim ol, benim ol arkadaşım,

Beni terketme sakın gözbebeğim, gözde yaşım

Bir ömür böyle benim ol, benim ol arkadaşım

Hangi şiiri münasip görürseniz, takdir size aittir...
Yazarın Tüm Yazıları