“İncinmişsin” Dedi

Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşıma çıkan bir video var. Psikoloğa gitmiş genç bir insanın deneyimine ait bir video... Biraz ironik, çokça hüzünlü geliyor seyrederken.

Haberin Devamı

Bu videoyu seyrederken ilk aklımdan geçen düşünce şu, "Seni anlıyorum. Hangimiz incinmedik ki?" Hayat herkesi zaman zaman hallaç pamuğu misali atıyor. İncinmek için illa ki başınızdan büyük büyük olaylar geçmesine gerek yok. Bazen tamamen bilinç dışına itilmiş, 40 yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek minicik bir hayat olayı, yıllar boyu altta kaynayan kazan misali siz farkına bile varmadan yaşamınızı etkilemeye devam edebiliyor. İnsan zihni ve ruhu o kadar gizemli ve eşsiz ki, kendine has sebep sonuç ilişkileri kurmada üstüne yok doğrusu.

"Neden incindik? " konusuna dönecek olursak, travmasız bir insan olur mu diye sorsanız cevabım hayır olurdu. Travma tıp literatüründe bir darbe sonucu oluşan bedensel veya ruhsal yara olarak tanımlanıyor. Eski Yunanca'da yaralamak sözcüğünden türeyen bu sözcük günümüzde çokça duyduğumuz bir kelime haline geldi. Kelimenin kökeninden de anlaşılacağı üzere, kişiyi yaralayan aletin illa ki devasa bir bıçak olması gerekmez, minicik bir toplu iğne de gün gelir derin yaralar açabilir. Unutmamalı ki yara her zaman kendi haline bırakılmaz, her yara kendi kendine iyileşmez, bazı yaralar tedavi edilmelidir. Travmalar kişide pek çok olumsuz psikolojik, duygusal ya da davranışsal etki yaratır. Konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, anksiyete, korku, kendini suçlama, özgüven kaybı, umutsuzluğa düşme, depresyon, psikosomatik rahatsızlıklar, uyku problemleri bunlardan bazılarıdır. Bu nedenle bireyi inciten konunun büyüklüğü küçüklüğünden ziyade bireyde yarattığı olumsuz duygu, düşünceyi ve bunların yoğunluğunu anlamak ve yarayı iyileştirmeye odaklanmak çok önemlidir.

Yazarın Tüm Yazıları