Kolkola

BREZİLYA’nın amacı grubu lider bitirmek, Portekiz ise Sambacılar’a yenilmeme derdinde. İki takımın da kazanma mecburiyeti yok.

Dolayısıyla aynı dili konuşan iki takım, puanları da paylaştı. Ronaldo, herhalde kötünün en iyisi olduğu için maçın adamı seçildi.

İki takımın da sahadaki oyun anlayışları birbirine benziyor; 4’lü defansın önüne 3’lü orta saha, ileride de 3 forvet. Portekiz’in oyun anlayışı daha defansif; top rakipteyken 10 kişi defans yapıyor. İleride sadece Ronaldo. Koskoca 90 dakikada iki takımın da net gol pozisyonu birer tane. Bu pozisyonlarda da kaleciler cansiperane.

Meksikalı hakem, ilk yarıda 7 sarı kart birden gösterince ikinci yarıda agresif oyun da ortadan kalktı. Karşılaşma, turnuvanın en sıkıcı maçıydı.

Ronaldo yalnız kaldı

Portekiz’de Ronaldo, forvette yalnızları oynamasa daha çok pozisyon üretebilir. Yanında kimse olmadığı için kendine pozisyon üretmeye çalıştı. Başarılı olduğunu da söyleyemeyiz. Oyuna sonradan giren Simao, biraz hareketlilik getirdi ama zaman yetmedi.

Brezilya’nın forvetleri Nilmar, Baptista ve Fabiano birbirlerine pozisyon hazırlamayı düşünmedikleri için, hiçbiri pozisyona giremedi. Kollektif oyundan uzak bu anlayış kısır bir döngü gibiydi. Pas vermezsen, alamazsın, pozisyonu da bulamazsın. Dani Alves’in şut atma düşüncesi güzel, ancak onun da şutları Portekiz kalesini zora sokmadı. İki takımın da bu yakışıksız futboldan pişman olduklarını söyleyemeyiz, çünkü istediklerini aldılar. Kolkola ilk 16’dalar.
Yazarın Tüm Yazıları