İzmir’in yıldızı kim

Seçimler bitti. Sonuçlar netleşti. Hiç bitmeyecek gibi geçen bir son iki hafta.

Heyecan, tartışma... Çekişme, beklenti... Umut, umutsuzluk... Birçok şey...

Ve seçimlerin sonucunda; gülen yüzler.

Beklenmedik kayıplar. Hayal kırıklığı yaratan isimler.

İzmir’de CHP’nin önemli bir başarı elde ettiği kesin.

Düşen kalelerin kazanılması, uzun yıllardır alınamayan belediyelerin CHP’li olması.

Hepsinden öte; 30 ilçede 28 ilçelik başarı.

2007 seçimlerinde yüzde 36’larda gezinen oyların il genel meclisinde yüzde 48’e taşınması.

Geçenlerde CHP Lideri Deniz Baykal’ın İzmir ziyaretinde bir ilginç tartışma yaşandı; "Acaba İzmir’in yıldızı kim?" diye.

Öyle ya; en büyük başarı kimin?

Yüzde 55’i yakalayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun mu?

Kemalpaşa’da mucize yaratan Rıdvan Karakayalı’nın mı?

Konak’ta yüzde 60’ın üzerinde oy artırarak İzmir için de sinerji yaratan ve Konak’ta tarihi rekor kıran Hakan Tartan’ın mı?

Buca’da yıllar sonra büyük bir başarı elde eden Ercan Tatı’nın mı?

Karşıyaka’da yeni bir rekor kıran Cevat Durak’ın mı?

Yüzde 71 oy ile ciddi bir başarı yakalayan ve Deniz Baykal’ın bile şakayla karışık ismini üstüne basa basa "Abdüllll Batuuurrrr" diye anons ettiği Narlıdere’nin sevilen Başkanı Abdül Batur’un mu? Başarı kimin? İzmir’in yıldızı kim?

Deniz Baykal’ın İzmir toplantısında ortaya çıktı ki; İzmir’in yıldızı Ovakent Belediye Başkanı Ali Demirel.

Evet; yıldız o.

Hem de Genel Başkan Deniz Baykal’dan tescilli olarak.

Ovakent Belediye Başkanı Ali Demirel’in oy oranı yüzde 72.

Rekor! İzmir rekoru!

Deniz Baykal da; "İzmir’in yıldızı Ali Demirel" dedi.

Abdül Batur itiraz etti, "Ama Genel Başkanım biz ilçeyiz, o belde...".

Deniz Baykal, espriyi patlattı: "İlçe milçe, belde melde. En yüksek oy onun değil mi?".

Seçim kazanmak işte böyle bir şey!

AKP’de gerçekler

Başarılı oldun mu herkes yanında. Ama bir de başarısız oldun mu? Yandın!

Vur abalıya! Bir süredir AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül’ün yaşadığı bu!

Seçimlerde sadece Bayındır’da elde edilen başarı. Onun dışında kayıplar.

Buca’nın, Gaziemir’in, Kemalpaşa’nın, Tire’nin, Ödemiş’in düşmesi... Bu yüzden "kağıttan kale" yakıştırması.

Karabağlar ve Bayraklı’da "popüler" ve "torpilli" adaylara rağmen seçimlerin gitmesi. Hem de "ilçe ayrımı sırf kazanma üzerine yapıldı" iddialarına rağmen...

Tek suçlu; Aydın Şengül!

Peki gerçek bu mu?

Bir süredir siyasi kulislerde Şengül’e haksızlık yapıldığı iddiaları da konuşuluyor.

Ben konuşulanları aktarayım:

- AKP İzmir ve Ege politikasını yanlış belirledi. Halkla çatıştı, hizmetlerin çoğunu engelledi, engellemese de o tür görüş yansıdı.

- Ankara’nın "antipatik" Belediye Başkanı Melih Gökçek’in İzmir’e su konusunda dil ve el uzatması halkta tepki yarattı. Birçok kesim Gökçek tepkisi ile CHP’ye yöneldi.

- Aday tespitindeki yanlışlar. Tanınmayan, sevilmeyen isimler. Hatta bu isimlerin parti üst düzey yönetimince paylaşılması. Şunun adayı, bunun adayı diye.

- Geçen seçimi kaybeden Taha Aksoy’un heyecan yaratamaması. Adeta baştan seçimi kaybetmiş bir görüntü yansıtması.

- Bakan ve milletvekillerinin etkisizliği. Halkla doğru ve sıcak ilişki kuramaması.

- Başbakan Erdoğan’ın İzmirli’yi rahatsız eden söylemleri. Bunların düzeltilmemesi. Ya da farklı bir söylem geliştirilmemesi.

- İzmir’in kaynaklarının başka kentlere aktarılması, bunun halkta yarattığı tepki.

Bunları göz önüne almadan sadece Şengül’ü suçlamak doğru mu? Kaldı ki; geçen seçime göre Ege’de AKP’nin kayba uğramadığı tek yer; İzmir. Yani; çok az kayıp. O zaman, yukarıdaki konuları da irdelemekte yarar yok mu?

Siyaset; pozitif bir bilim değil mi aynı zamanda!
Yazarın Tüm Yazıları