Bunun adı galibiyet

TURKCELL Süper ligindeki 18 takımın dokuzunda Türk Teknik Direktör çalışıyor. Bunun üçü, Ankara’da. Hikmet Karaman, Aykut Kocaman ve Mesut Bakkal.

Bu üçlü, bu hafta takımlarıyla birlikte İstanbul’un ve Türkiye’nin büyüklerine ve onların yabancı hocalarına ders verdiler. Sonuç, iki beraberlik, bir mağlubiyet olabilir ama oynanan futbolun gerçek anlamı, galibiyettir.

Özellikle Ankaragücü’ne ayrı bir paragraf açmak gerekir. Çünkü bu sonuç ve oynanan güzel futbol, haftalardır yaşanan sıkıntıların bittiğinin göstergesi. Camia olmak, önemlidir. Ancak camia olanlar, her türlü sıkıntıya rağmen yıkılmazlar. Tam "bitti" denildiği anda yeniden canlanırlar. Aynen Ankaragücü gibi. Taraftar, yönetici, futbolcu haftalardır Türkiye’nin gündeminde. Doğrusunu söylemek gerekirse, pek de hoş şeyler yaşanmadı. Ama dedik ya "camia olmak önemlidir" diye. Sıkıntılara, sorunlara sünger çekildi. Hep birlikte "önemli olan Ankaragücü" dendi.. Onun içindir ki, Galatasaray maçındaki bir puan, galibiyet kadar önemli. Baskıdan kurtulan futbolcuların gerçek kimliklerini gösterdiği, taraftarının 90 dakika desteklediği, yönetimin keyifle seyrettiği, teknik kadronun ise bu tabloya imzasını attığı bir maç oynandı Ali Sami Yen’de. Hikmet Karaman ve ekibinin, takıma kattıkları ortada. Her hafta Ankaragücü, daha iyi sinyaller veriyor. Şimdi ligde dört, kupada iki maç Ankara’da oynanacak. Amaç kongreye kadar en iyi neticeyi almak ve ikinci yarıya yeni yönetimle birlikte daha güçlü girmek. O halde Ankaragücü’nü seven herkes, bu tabloyu devam ettirmeli. Tabii önemli olan Ankaragücü ise.

Ayhan Akbin

Seneler önce futbolcusu olduğu takımına, bu defa menacer olarak dönmüştü. Heyecanlıydı, taraftarının onu kucaklayacağını, tribünlere yumruk şova çağıracağını ümit ediyordu. Hatta buna nasıl karşılık vereceğinin hayallerini kurarak gelmişti Ankara’ya.. Ama olmadı. Ya yanlış anladı, ya da anlaşılamadı. Ne yazık ki, o da kimseyi anlamadı. Kafasında hep şüpheyle yaşadı. Bazen kızdı, bazen kırıldı. Ama dedim ya olmadı. Tam "her şey oturuyor" derken, tam da karşılıklı hoşgörüler başlamışken, bu defa idmandaki o tatsız olay oldu. Aslında "kendisini taraftara anlatmak" istiyordu. Diyalog kurmak istiyordu. Ama yine anlatamadı. Çok isteyerek gelmişti, üzülerek gitti. "Dur, gitme.." seslerine aldırmadan gitti. O da üzgündü, o olayı yaşayanlar da. Ama olmadı. Anlatamadı, anlaşılamadı. Yolu açık, şansı bol olsun.
Yazarın Tüm Yazıları