Covid-19 sürecinde öğrenme kayıpları

Pandemi sebebiyle yurdumuz genelinde eğitime uzun soluklu aralar verilmesi, çocuklar okullarına kısmi de olsa kavuşmuşken tekrar kapanması ve açılıp açılmayacağının belirsiz olması öğrencilerde içselleşmiş ve yıkılması zor konfor alanları yaratırken, oluşan öğrenme, motivasyon ve güdülenme kayıpları ise, ebeveynleri ve eğitimcileri endişelendirmektedir.

Haberin Devamı

Öğrenme kayıplarını tespite dayalı okullar tarafından henüz bir çalışma görülmezken, bu durumun boyutlarının ne derece olduğunu da somut veriler ile bilememekteyiz. Fakat saha çalışmalarımızdan, öğrencilerimizden ve velilerimizden elde etmiş olduğumuz gözleme dayalı verilere göre bu kayıptan en çok etkilenen kesimin anaokulu, ilkokul 1. ve 2. kademeleri, LGS ‘ye hazırlanan 7. ve özellikle 8.sınıf öğrencileri olduğunu gördük.

Özel okul ve devlet okullarını el aldığımızda ise, özel okullarda ne yazık ki öğretmen motivasyonunun büyük ölçüde düştüğünü, bu durumun ise öğrenci tutumlarına ve ders işleyişlerine yansıyan olumsuzlukları meydana getirdiğini gördük. Devlet okullarında 35-40 kişiyi bulan sınıflarda online eğitim sürecini yöneten kimi öğretmenler tüm sınıf ile aynı anda ders işlerken kimi öğretmenlerin sınıfı 10’ar kişilik gruplara ayırarak ders işlediğine de tanık olduk. Bu da gösteriyor ki, özel ve devlet okulları arasında zorunlu online eğitim konusunda yaşanan sorunlar farklı da olsa, sorunların halen devam ettiği yönündedir.

Otonom öğrenmenin öz disiplin ile olan ilişkisi, bu ilişkinin okul öncesi ve ilkokul kademlerinde bir beceri eğitimi olarak sunulmasının değerini bir kez daha anlamış olsak da standardize edilmiş eğitim yöntemini içselleştirmiş öğrenciler için otonom öğrenme ve öz disiplin yolu ile eğitim akışını disipline eden kesim azınlık oluşturmaktadır. Bu kesimde göze çarpan faktör ise aile faktörü ve aktif aile katılımıdır. Bir diğer azınlığı oluşturan kesim ise, üstün potansiyelli çocuklar ile dezavantajlı çocuklardır. Online eğitimin yetersiz kaldığı bu kesimde ve yüz yüze bireysel çalışma imkânı elde edemeyen ailelere acil aile eğitimleri, öğrenme psikolojisi, çocuk pedagojisi ve özel çocuklar ile çalışma alanlarında uzman, sahanın dinamiklerine hakim kişilerce ücretsiz eğitimler verilmesi gerekmektedir.

Öğrencilerin bu süreçte ne denli öğrenme kayıpları yaşadığına dair okulların ve sınıf öğretmenlerinin tespiti ve ona uygun olarak eğitim sürecini yapılandırması gerekli olduğunu düşünmekteyim. Geçen senenin yarı döneminden itibaren okullarından uzak kalan öğrencilere yeni bilgileri yoğun ve sınıftaymışçasına aktarmaya çalışmak, bunun beraberinde kontrol edilemeyen ödevler yüklemek, çözümleri yapılamayan, yanlış yapılan soruları çözülemeyen denemeler ile -mış gibi yapmanın ötesine ne yazık ki geçemiyoruz. Geçememek ile beraber öğrencilerin ne denli öğrenme kaybı yaşadığını da somut veriler ile göremiyoruz.

Unutmayınız ki, Covid-19 sürecinde bir çocuğun öğrenememesinin altında yatan sebep, akademik yetersizlik ile beraber, stres, kaygı, aile ve yakın akrabalarda Covid-19 tespiti/bu sebeple vefatı, ailede iş kaybı, ekonomik zorluklar olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Haberin Devamı

Bu şartlar altında bulunan çocuklardan günde 6 saat online derste kalmasını üzerine ödev ve testleri yetiştirmesini beklemek, yetiştirememesi ve derse katılamaması durumlarında eğitim süreci başında yapılandırılmayan veli görüşmesinin, veli şikayet hattı gibi kullanılarak sözde veli bilgilendirilmesi ile aileye iletilmesi ve çocuğa karşı sözlü ve belki fiziksel müdahalenin gerçekleşeceği neden göz ardı edilmektedir?

Çocuk, ergen ve gençlerden beklenen disiplin anlayışının, eğitim politikalarının içerisinde var olduğu düşünülen ve inanılan okulların felsefe anlayışlarına uyum sağlayamamakta mıdır?

Dünya çapında ikinci dalganın beklendiği ve okulların belirsiz süreli kapatılacağı konuşulurken yapılması gereken en önemli şey ise, müfredat yetiştirme gayretinden sıyrılıp, öğrenme kayıpları konusunda acil durum tespiti ve çözüm yolları üretmek olmalıdır. Bunun için ise okulların ve tüm öğretmenlerin iş birliği içerisinde bireysel öğrenci öğrenim kayıplarını tespit edilmesi yönünde ölçme değerlendirme çalışmalarına başlamaları olmalıdır.




Yazarın Tüm Yazıları